Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul'da 3. Köprü projesi için, Çok ciddi uzmanlığımız var. Bu, 3 yıl içindeki bir olay. 3 yılda 3 milyar TL'lik yatırım, bizim için leblebi çekirdek diye konuştu. Dünya'da yer alan haberde köprüye ilişkin yatırım planında değişiklik yapılabileceğini söyleyen Yıldırım, Öncelikleri değiştirirsiniz, mevcut ödenekler içerisinde olayı çözersiniz veya bütçe dışı kaynaklarla yaparsınız dedi.
Metroların ihale şartnamesinde yüzde 51'lik yerli katkı payı şartından sanayicilerin memnun olduğunu kaydeden Bakan Yıldırım, Sanayiciler sadece zamanın kısa olduğunu düşünüyorlar. Yerli katkı payı geldi ama daha önce bunu yapmış olma şartını koşuyorsunuz, nasıl yapacağız diye de bir tereddütleri var. Aracı ilk defa yapıp yüzlerce, binlerce insanı taşıyamazsınız. Zaman konusunda da elimden bir şey gelmiyor. Ankara metrosu konusunda halk tarafından baskı altındayız dedi.
Yıldırım, yapılacak metronun, bölge ülkelerinin raylı sistemlere olan ilgisini artıracağını belirterek, Türkiye'nin bütün küresel yatırımlar için önemli bir üs olabileceğini, önemli bir fırsat oluşturmak açısından yüzde 51 yerli payı şartı koyduklarını söyledi.
PTT'nin anonim şirket haline getirilmesine dair kanunda herhangi bir gecikme yaşanmadığını vurgulayan Yıldırım, hazırlıkları yaptıklarını, kanunu meclis gündemine bağlı olarak çıkaracaklarını söyledi. Yıldırım, kanun ile birlikte PTT ilgili konuları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) görev alanı içine dahil edeceklerini açıkladı.
Metroların ihale şartnamesinde alınacak setlerin 75'i için yüzde 30, kalan 249'u için ise yüzde 51 yerli katkı şartı kondu. Buna neden ihtiyaç duyuldu? Bu üretimi Türkiye'de yapabilecek şirketler mevcut mu?
Yerli katkı payı şartını koymamızda birçok neden var.nda. Yerli demiryolunu geliştirmemiz lazım. Yapılan işlerden ülkeye bir katma değer gelmesi lazım. Metro konusunda koyduğumuz bu şart yeni bir düşünce değil. Sakarya'daki Eurotem, Karabük Kardemir fabrikasının kurulması, Çankırı makas fabrikası ve Ankara'da travers fabrikası, Erzincan ray bağlantı elemanları buna birer örnek. Biz demiryolu altyapısıyla, sanayisiyle yerli ekosistem oluşturuyoruz.
Metro ihalesinde 324 araç alınacak. Başlangıçta zaman problemi yaşanacağı için bir kısmı için en az 30 set yüzde 30 katkıyla alalım dedik. Türkiye'de irili ufaklı birçok firma var. Hem dünyada imalatçılar hem de demiryollarının iştirakleri olan TÜLOMSAŞ, TÜVESAŞ, TÜDEMSAŞ var. Yüzde 50 yerli olduğu zaman, gövdeyi burada yapma ihtiyacı duyan firmalar Türkiye'de uzun vadeli yatırıma girişecekler. Bu yatırımlar bölge ülkelerinin de önümüzdeki yıllarda raylı sistemlere olan ilgisini artıracak. Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu'da yeni yeni raylı sistemlere olan ilgi artıyor. O bakımdan Türkiye bütün küresel yatırımlar için önemli bir üs olabilir. Önemli bir fırsat oluşturmak açısından böyle bir tercih yaptık.
Sanayiciler mutlu ama süre konusunda sıkıntıları var. Bu sorun nasıl aşılır?Doğru, Yerli katkı payı geldi ama daha önce bunu yapmış olma şartını koşuyorsunuz, nasıl yapacağız diye bir tereddütleri var. Bu iş emniyetle ilgili bir konu. Aracı ilk defa yapıp yüzlerce binlerce insanı taşıyamazsınız. Uluslar arası onaylanmış bir durum olması gerek. Zaman konusunda da benim elimden gelen bir şey yok. Metro için Ankara halkı tarafından ciddi baskı altındayız. Metroyu yapmazsak Ankaralıların önünde durmak zor. 24 ay süre veriyoruz,onu bile kısa buluyorlar.Bu biraz zaman alacak. Buna bugün başlasak daha kısa sürede ulaşırız. Başlamazsak yerimizde sayarız.
PTT, THY gibi çalışacak
PTT şirketleşince ne olacak? THY gibi bir modelle zaman içinde halka arz mı edilecek, yoksa özelleştirilmeden kamu şirketi olarak mı devam edecek?
'PTT tekeli büyüyor' diye bir basında bir haber yer aldı. PTT tekelinin büyümesi diye bir düşüncemiz yok. Kastedilen PTT kanununda öngördüğümüz sektörün kademeli olarak, bir takvim dahilinde serbestleştirilmesi. dönüştürülmesi. Personel politikası, özlük hakları, piyasadaki rakipleriyle rekabet edebilecek, THY'nin çalışma tarzına benzer bir şekle getirilecek ama aynı model olmayacak.
Şu anda birçok koli-kargo kurye şirketleri aslında yasal olmayan şekilde çalışıyorlar. Yani bir anlamda kaçak pozisyonunda çalışıyorlar. Bu kanun onların da durumunu düzeltecek. Fiili durumu yasal hale getiriyor. PTT'nin şu anda gramaj ile ilgili bir tekeli var. O gramajı kademeli olarak düşürüyor. Bir başka kurumsal yapısıyla ilgili çok ciddi, rahat hareket edebilen, rakipleriyle aynı şartlarda çalışabilen bir yapıya bürünüyor. PTT, her türlü evrensel hizmeti karlı-karsız her şekilde yapıyor. Diğer şirketler, İstanbul, Ankara'da çalışıyor, Hakkari'de işi varsa PTT'ye veriyor.
Onlar için maliyeti getirisinden fazla olduğu için PTT üzerinden yapıyor. PTT'nin yaptığı hizmetlere baktığımızda 10 tane il artıda, diğer iller ekside. PTT'nin kargo işine, finansal hizmetlere daha fazla girmesi, posta ile ilgili işlere değişik bir hibrit sistemiyle.daha modern altyapıyla devam etmesi gayet doğal. Bu büyüme demek tekelleşme anlamına gelmiyor. Serbest rekabet şartlarında büyümeyi kast ediyoruz. Rekabet şartları da yok. PTT'nin, halka hizmet edip, kamuya yük olmayacak şekilde devam etmesi için kalıcı sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması lazım.
3. Köprü ihalesine teklif gelmedi, siz de şartları revize ettiniz. İhale 5 Nisan'da yapılacak...
İlk ihalede köprü artı yolların tamamı için 6 milyar dolara yakın bir proje tutarı vardı. Bunu iki parçaya ayırdık. Köprüden Avrupa ve Asya yakasına bir miktar yol ve toplam bağlantı yolları ile 95 km artı köprü YİD modeliyle çıkılacak. Eş zamanlı olarak kalan yolları biz kendimizi yapacağız. Bu konuda mevzuatın değişmesine gerek yok, çok ciddi uzmanlığımız var. Bu, 3 yıl içindeki bir olay. 3 yılda 3 milyar TL'lik yatırım, bizim için leblebi çekirdek. Her zaman yatırımda değişiklik yapılabilir. Öncelikleri değiştirirsiniz, mevcut ödenekler içerisinde olayı çözersiniz, YPK kararı alırsınız. Başka kurumların kullanmadığı ödenekleri kullanarak yaparsınız veya bütçe dışı kaynaklarla yaparsınız. Bu projede söz konusu değil artık. Çeşitli çözümler var. Kararı alırken Başbakan, Ekonomiden Sorumlu bakan, Maliye Bakanı ve bu kararı beraber aldık. Dolayısıyla bir görüş farkı yok. Biz de para hiçbir zaman sorun olmaz.
Köprü konusunda ısrarlıyız diyorsunuz...3. köprü 20 seneye yakın Türkiye'nin gündeminde. Israrla ilgili şahsi bir durum yok. Çok daha büyük projeleri gerçekleştiriyoruz. Köprüyü yapamayan Türkiye görüntüsü vermek iyi bir şey değil. Bu, İzmir-İzmir köprüsünden daha büyük bir proje değil ki. Bunları krizin en şiddetli olduğu zamanda yaptık. 3. Köprü ihalesinde biraz iş kazası oldu. Onun ötesinde bir şey aramaya gerek yok.
Şu ana kadar ihaleyle ilgilendiği kulağınıza gelen yerli yabancı şirket var mı?
İlgi iyi ama gerçek ilgiyi 5 Nisan'da göreceğiz. Kehanette bulunamam ama teklif çıkacağı konusunda ben rahatım. Bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.
Herşeyi hazır olan ve yatırımcısına anında para kazandırmaya başlayacak elektrik dağıtım özelleştirmelerindedahi şirketler finansman bulamazken 3. Köprü gibi meşakkatli bir projeyi cazip kılabilecek bir enstrüman olacak mı?
Her işin heyecanı farklı. İstanbul'a bir köprü yapmanın, gerdanlık takmanın heyecanı daha farklı. Elektrik dağıtımda kafalarında bir takım soru işaretleri vardı. O işle ilgili, uygulamada yaşanabilecek sorunlar var. Daha doğrusu herhangi bir işi kamu kaynağı dışında yaptırdığınız zaman, öyle bir hazırlık yapmanız lazım ki kendinizi iki tarafın yerine koymanız lazım. Yatırımcı olsam ne isterim, kamu tarafında olsam ne isterim diye. Bu bakış açısını geliştiremezsiniz, o proje başarıya ulaşmaz. YİD modelinin en önemli özelliği budur.
Maalesef,'kamu daha çok kazansın' mantığıyla hareket ediliyor bazen. O zaman da proje gerçekleşmiyor. Cimri davranmaya lüzum yok. Ben daha az trafik garantisi vereyim de 20 sene yerine 30 sene işlesin gibi bir anlayışla bu sistem işlemiyor. Çünkü dünyada finansmanın yapılabilirliği, Türkiye'nin finansman yapabilirlik süresi ve bunların maliyetleri bellidir. O bakımdan makul sürelerde olması lazım. Hatta ne kadar erken olursa daha iyi olur. Hem kamuya maliyeti azalıyor hem de kamu o kaynağı tekrar alıyor. Bu sefer tekrar değerlendiriyor.
Kanal İstanbul'da tarih belli
2012 yılı taşımacılık sektörüne neler getirecek?
Türkiye'nin büyüme öngörüsü, ihracat öngörüleri ve ekonomisindeki tahminlerle paralel gidiyor. Türkiye'nin altyapı bakımından yaşadığı bir darboğaz yok. Ekonomimiz ne kadar büyürse, ticaretimiz ne kadar büyürse, taşıma altyapısı da onu karşılayacaktır.
THY'nin yabancı bir şirketle ortaklık yapması söz konusu olacak mı?THY, sürekli bir faaliyet halinde. Birçok görüşme oluyor. THY, artık ekonomik bağımsızlığını kazandı. Onlar bir marka oldular. Kendi işlerini kendi görecek, kararlarını kendileri verecek duruma geldiler. Bana ihtiyaçları yok kamuya karşı sorumlular. Ortaklarına karşı yaptıkları her işte sorumlulukları var. Bir o kadar da kendi ortaklarına karşı sorumlulukları var. Dolayısıyla eskiden 1 kişi denetliyordu, şimdi binlerce kişi denetliyor.
Kanal İstanbul'da, fizibilite çalışmalarının 4 yıl içinde tamamlanacağını açıkladınız...
Kanal İstanbul projesinde, 4 yıllık sürede bir noktaya gelmiş oluruz. Bu projenin ne zaman başlayacağına dair net tarihler veremem. Gemi trafik sistemini devreye sokacağız.
Deniz ulaşımı konusundaki çalışmalar hangi aşamada. Deniz ulaşımında bakanlığınızın hedefleri nedir?
Denizcilikte bu yıl devreye girecek bir projemiz var. İzmit, İzmir, Gemlik ve İskenderun Körfezi'nde gemi trafik sistemini devreye sokacağız. Gemiler radarlarla, kameralarla uyduyla takibi yapılacak. Trafiğin denetlenmesi, can ve mal emniyetine yönelik arama kurtarma faaliyetleri, yangınla mücadelenin koordine edileceği bir altyapıyı devreye sokacağız. Bu, Gemi Seyrüsefer Sisteminin Modernizasyonu Projesi. Boğazlardan sonra kritik su yollarında sistemi devreye alacağız. Denizcilikte yat limanları, balıkçı barınaklarımız, liman inşaatlarımız var. Bunlar devam ediyor.
denizhaber.com.tr