Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri, birlik ve demokrasinin yanında olduklarını vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
“Odamızın da bağlı bulunduğu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Anayasa’nın 135. maddesine dayalı 6235 sayılı yasa ile kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir kuruluştur. TMMOB ülkemizde mühendislik ve mimarlık mesleğini yapan insanların üst kuruluşu olup seçimleri ve işlevleri son derece demokratik bir sistemle gerçekleştirilen, mühendislik ve mimarlık mesleğinin meslek ilkelerini ve etik değerlerini geleneksel ve bilimsel gerçekler ışığında denetleyen bir kurumdur.
Son günlerde meslek odaları için yapılması planlanan değişiklik ile seçim sistemimiz değiştirilmeye çalışılmaktadır. Değiştirilmeye çalışılan seçim sistemi görünümü ile birlik ve odaların işlev ve fonksiyonlarını azaltarak, işlevlerini yerine getiremeyecek duruma getirmektir.
Mevcut birlik seçim sistemi ile üye odaların en az 3, en fazla 100 delege ile etkin olabildiği, dolayısı ile hiçbir meslek gurubunun diğerini etkisizleştirebileceği bir yapıya izin verilmemektedir. Yani mevcut seçim sisteminde çoğulculuk esas alınarak her odanın birlik yönetiminde temsil hakkı vardır.
Birlik ve birliği oluşturan odaların temel işlevi; mesleki ahlak, etik ve yeterlilikleri, mesleki disiplinler altında değerlendirmektir. Ayrıca hayatın tamamında etkili olan proje ve planların, daha planlama aşamasında iken, işin uzmanlarından oluşan mesleki bir ekiple değerlendirilerek varsa eksikliklerini tamamlanmasını sağlamaktır.
Meslek odaları, üyelerini ve ilgili sektörleri dergi, bülten ve benzeri yayınlarla bilgilendirmek, kongre ve seminerlerle üyelerinin bilgi, tecrübe ve teknolojik yenilikleri takibini sağlamak amacıyla günlük 1 TL’den daha az üyelik aidatı alarak işlevlerini sürdürmektedir. Ayrıca sözü edilen plan ve proje onay ücretleri de gayet makul düzeylerde olup, bünyesinde çalışan uzmanların emeklerinin karşılığı olarak alınmaktadır.
Unutulmamalıdır ki TMMOB ve bağlı odalarda çalışan tüm yöneticiler ise gönüllülük esasına göre görev yapmaktadır. Bugün bir apartmanda dahi aidat alınmadan konut işleri yürütülemezken, kamu denetimindeki sivil toplum örgütleri olan Odaların zorunlu giderleri için alınan bu bedellerin konu edilmesi dahi anlamsızdır.
Değiştirilmesi istenen ve vurgulanan bir diğer husus ise; mühendis ve mimarların ürettikleri plan, proje ve benzeri işler ile ilgili denetim yetkisinin engellenmesidir. Bu husus, bahse konu değişiklik teklifinin asıl amacını ortaya koymaktadır. Denetim yetkisinin kaldırılması, mühendislik mesleğini savunmasız ve kilitsiz bırakacaktır.
Denetimsizliğin yaratacağı kargaşa ve kalitesizliğin sonucunda; ordusu olmayan ülke, kilidi olmayan kasa gibi planlar ve projeler isteğe bağlı olarak çizilebilecektir. Bu planlar uygulanma olanağına kavuştuklarında hayatın her alanında, ülke ve insanlar için can ve mal emniyetini tehlikeye atacaktır. Teknik inceleme şartının kaldırılması ile kaza ve olumsuzlukların önünde duran baraj yıkılacaktır. Birlik ve odaların proje ve planlara uygulamadan önce ön denetiminin fiilen ortadan kaldırılması ile projelerdeki olası sorunların önceden görülerek düzeltme şansı ortadan kaldıracağı için, uygulamalar başladıktan sonra geri dönülmez bir biçimde insan, emek, zaman ve maddi kayıplara sebep olacaktır.
Ortaya çıkan bu durum, meslek ahlakı ve etik değerlerinin kontrolünü imkânsızlaştıracağı için, mesleğin kötüye kullanımından, şantaj aracı olarak kullanılmasına kadar büyük risklere de kapı aralayacaktır. Zikredilen değişikliklerle meslek mensupları üzerinde oluşacak baskıların, birtakım kişilerin maddi ve manevi çıkar sağlamalarının, yanlışların örtülmesinin, risklerin ve maliyet hesaplamalarının kişi ya da kurumlar yararına hesaplanmasının engellenemeyeceği açıktır.
Yanlış hesaplanmış bir gemi projesinin, inşanın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkması durumu sektörümüzün en çok canını yakacak olaylardan biri olacağı olası bir örnektir ve bunu yapanların ne tür bir ceza alacağı artık meçhule gitmektedir. Bundan sonraki aşamada, denetleme yetkisi olmayan bir meslek kuruluşunun varlığı temelde sorgulanacağı ve getirilmek istenen nispi temsil sistemi ile kısa zamanda üyesi fazla olan bir veya iki odanın birlik yönetimine hâkim olarak birliğin varlık nedenini ortadan kaldıracağı aşikârdır.
TMMOB mühendislik ve mimarlık alanlarının tamamının bir üst kurumu olarak, denizcilik sektöründe klas kuruluşlarının üst kurumu olan IACS (Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği) gibi görev yapmaktadır.
IACS, günümüzde denizcilikteki kuralların uygulayıcısı ve denetleyicisi olan klas kuruluşlarının da denetlenmesi ihtiyacı ile ortaya çıkmıştır ve teknolojinin gelişmesi ile her geçen gün IACS’nin bağımsızlığının ve denetim yetkilerinin arttırılması yoluna gidilmiştir. Denizcilikle ilgili tesislerin, gemilerin ve donanımların test ve kontrollerinde çok daha sıkı kurallara ihtiyaç duyularak hareket edilmesi sektörün ve sanayinin de bir zorunluluğu olarak görülmektedir.
Dünyada hal böyle iken, ülkemizde mühendislik ve mimarlık alanının üst denetim kuruluşu niteliğindeki TMMOB’yi etkisizleştirecek değişiklikler dile getirilmektedir. 1954 yılından günümüze bilim ve teknoloji ışığında kendini geliştirerek bilgi ve yönetim biçimine sahip olan TMMOB’nin etkinliğinin günümüz Türkiye’sinde daha da artırılması gerekir.
Yaşamın her alanındaki mühendisliğin ve mühendislerin kalitesinin artırılmasını sağlayacak bir kuruluşun önce etkisizleştirilip, sonrasında ise ortadan kaldırılmak istenmesi anlaşılabilir bir durum olmadığı gibi ülkemizin geleceğinin de karartılması anlamına gelmektedir.
1960 yılından günümüze mesleğin gelişimine katkıda bulunan TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası olarak, Birliğimizin ve demokrasinin yanında olduğumuzu bir kez daha bildirmek isteriz. Tüm üyelerimizi ve yurttaşlarımızı da bu haklı mücadeleye destek vermeye davet etmekteyiz.”
Vira Haber