2000 yılında IMO önderliğinde gemi geri dönüşüm sektörünün küresel anlamda düzenlenmesi amacı ile başlatılan çalışmalar sonucunda taslak bir sözleşme metni oluşturularak, 11-15 Mayıs 2009 tarihinde Hong Kong’da sözleşme imzaya açılarak nihai hale getirilmişti. Ülkemiz de bu sözleşmeyi, TBMM onayına bağlı olarak imzalamıştı. Sözleşmenin hazırlık çalışmalarından bugüne kadar ülkemiz birçok platformda IMO-ILO ve Basel Sekreteryası nezdindeki çalışmalara öncülük ederek, Aliağa Gemi Geri Dönüşüm tesisleri birçok ülke ve sivil toplum örgütlerine kapısını açmış ve çalışmalar hakkında bilgi verilmişti. Bu çalışmalar sırasında tam bir şeffaflık içerisinde tesislerin kapısı açılmış, uygulamalar ve mevzuatlar anlatılmaya çalışılmıştı.
Pakistan ve Türkiye'den ortaklaşa seminer
Yapılan bu çalışmalar denizcilik ve gemi geri dönüşümle ilgili birçok ülke ve sivil toplum kuruluşu ile odaların dikkatlerini üzerimize çekti. Pakistan hükümetinin denetiminde bulunan Pakistan gemi geri dönüşüm sektörü ile ülkemiz gemi geri dönüşüm aktiviteleri arasında teknoloji ve bilgi transferi konulu bir seminerin ülkemizde yapılması için Birleşmiş milletler Çevre Programı’ndan gelen teklif kabul edilerek, 14 Temmuz’da 3 gün sürecek olan bilgi transferi konulu seminer İzmir’de başladı. Seminere; Denizcilik Müsteşarlığı Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş, Pakistan Çevre Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sa’ad Fazil Abbasi, Pakistan Gemi Geri Dönüşümcüler Derneği Başkanı, Pakistan Gümrük İdaresi Kıdemli Uzmanı, Pakistan Çevre Koruma Ajansı Genel Müdürü, Pakistan İnsan Hakları Enstütüsü Temsilcisi, Uluslararası Denizcilik Örgütü Deniz Çevresi Departmanı üst düzey yetkilisi Nikos Mikelis, Birleşmiş Milletler Çevre Programı yetkilisi Susan Wingfield, Alman Loydu temsilcisi, Çevre ve Orman Bakanlığı temsilcileri ile Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Derneği yetkilileri katıldı.
15 yabancı ve 15 Türk temsilcinin katıldığı seminerin açılış konuşmasını Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş yaptı. Aytaş konuşmasına ülkemize hoş geldiniz diyerek başladı.
“2000 yılında IMO önderliğinde Gemi Geri Dönüşüm Sektörünün küresel anlamda düzenlenmesi amacı ile başlatılan çalışmalar sonucunda taslak bir sözleşme metni oluşturulmuş ve 11-15 Mayıs 2009 tarihinde Hong Kong da bu sözleşme imzaya açılarak nihai hale getirilmiş olduğunu söyleyen Aytaş, gemi geri dönüşüm sektörünün uluslararası sahnesinde ülkemizin yeni bir aktör olmadığını belirtti. Yasal olarak 1970’li yıllardan bu yana devlet ve savaş gemilerinin tesislerimizde sökülerek, gemi sahibi birçok ülkenin güvenini kazanmış olduğumuzu vurgulayan Aytaş, ülkemizde gemi geri dönüşüm aktivitelerinin pazar sıkıntısı nedeni ile günümüze kadar inişli çıkışlı bir yol izlediğini söyledi. Aytaş konuşmasına şöyle devam etti:
“Gemi Geri Dönüşüm aktiviteleri ülkemizde, yalnızca Aliağa da yapılmakta olup, tesislerimiz, yıllık 900.000 ton gemi geri dönüşüm kapasitesi olmasına karşılık 2009 yılında 127 adet gemi ile yaklaşık 290.000 ton gemi geri dönüşümü yapmış olup, 2010 Haziran ayı itibarı ise 100 adet gemi ile 170.000 ton’u bulmuştur. 2000 yılından bu yana tesislerin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, atıkların bertarafı ve değerlendirilmesi ile denizcilik konularında kamu otoriteleri olarak uyum ve işbirliği anlayışı içerisinde önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda, tespit edilen eksiklik ve aksaklıklar, firmaların faaliyetlerini durdurmadan, olabildiğince sürdürülebilir bir politika çerçevesinde tamamlanması sağlanmıştır. Son yıllarda Ülkemiz, AB üyeliğine hazırlanma süreci içinde, ilgili AB Direktiflerine uyan yasal değişiklikleri yapmakta ileri adımlar atmıştır. Özellikle atık yönetimi ve tehlikeli atıkların idaresi konusu, Türk ulusal yasaları içinde yerini almıştır. İş sağlığı ve güvenliği konularında ise, ILO’nun sözleşmelerine tam uyum sağlayarak çevre ve güvenlik konularında hareket alanını genişletmiştir. Şunu bilmeliyiz ki; Hong Kong’da imzalanan konvansiyonla, ömrünü tamamlamış gemilerle ilgili, geri dönüşüm sektörüyle bağlantılı olarak denizcilik sektörüne yönelik spesifik bir yasal düzenleme yerleştirilerek başarı sağlanmıştır. Gemi geri dönüşüm işi herkes tarafından bilindiği gibi zor bir iştir. Bu işin gerçek yönleri Konvansiyonda belirtilmiştir. Geminin geri dönüştürüleceği yere gelmeden önce neler yapılacağı, geldikten sonra neler yapılması gerektiği ve geri dönüştürüldükten sonraki işlemler detaylı olarak konvansiyonda anlatılmaktadır. Ancak; Gemi geri dönüşüm alt sektöründe, mikro ve makro bazda rekabet bileşeni olarak; finansal konular ile söküm kalitesi önem kazanmaktadır. Söküm kalitesi ise; iş güvenliği, işçi sağlığı ve çevre koruma önlemlerinin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile; bayrak devletlerinin, klâs kuruluşlarının, sorumluluk hisseden gemi sahiplerinin, gemi geri dönüşüm tesisi yetkilileri ile otoritelerinin sahneye çıkması gerekmektedir. Sorumlu gemi sahibi ibaresinin altını çizmekte fayda görüyorum. Çünkü gemi sahipleri gemi geri dönüşüm faaliyetinin ana unsuru olup, gemilerinin geri dönüşüm için nereye gittiklerine dikkat etmez, çevreye ve çalışanlara karşı bir sorumluluk duymazlarsa ne yazık ki Konvansiyon hiçbir işe yaramayacaktır. Ayrıca, gemi geri dönüşümü yapan ülkelerinde bir o kadar önemi bulunmaktadır ki, bu ülkelerin konvansiyonu tam olarak uygulamamaları durumunda, finansal açıdan haksız rekabet ortaya çıkacak ve kurmaya çalıştığımız düzen ve uygulamalar hiçbir işe yaramayacaktır”.
“Sonuç olarak, burada başlatılan çalışma ile kardeş ülke Pakistan hükümetinin denetiminde bulunan Pakistan gemi geri dönüşüm sektörü ile ülkemiz gemi geri dönüşüm aktiviteleri arasında teknoloji ve bilgi transferi konusunda olumlu gelişmeler kaydedileceğini umut ediyorum” diyen Yaşar Duran Aytaş şöyle devam etti: “Bölgenin en eski gemi sökümcüsü olarak bilinen Pakistan’ın söküm işinde yoğunlaştığı bölgenin GADANİ bölgesi olduğu, bölgede 132 adet gemi söküm alanı bulunduğu ve 6 milyon ton mevcut kapasite ile yıllık 1 milyon ton söktüğü anlaşılmaktadır. Bu çalıştay vesilesi ile tesis sayısı ve söküm kapasitesi daha düşük olan ve pilot bölge konumunda olan Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Bölgesinin mevzuatsal ve uygulama olarak tanıma fırsatı bulacağınızı düşünmekteyim. Sözlerime son verirken, Birleşmiş milletler Çevre Programı ve Pakistan Hükümetinin katkılarıyla düzenlenen ve iki ülke gemi geri dönüşüm uygulama ve mevzuatları ile uluslar arası gelişmelerin ele alınacağı, çalıştayın başarılı geçmesini diler beni dinlediğiniz için teşekkür ederim”.
ISRA ülkemizden 6 firmanın katılımı ile kuruldu
Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Pakistan Hükümetinin katkılarıyla düzenlenen ve iki ülke gemi geri dönüşüm uygulama ve mevzuatları ile uluslararası gelişmelerin ele alınacağı seminere, ülkemiz 5 adet sunumla katıldı.
Türkiye, kendi gemi geri dönüşüm tesislerini kullanarak “Gemilerin güvenli ve çevreye duyarlı olarak geri dönüşümü için hazırlanan uluslararası taslak anlaşmanın şartlarına uygun bir şekilde yapılmasını, hibe yolu ile sağlanacak iki adet gemi üzerinde denemek için bir proje teklifi sundu. Ancak proje IMO nezdinde kabul görmesine rağmen bu uğraşı üslenecek partner ülke bulunamadığı için proje hayata geçirilemedi. IMO tarafından organize edilen ilk bölgesel gemi söküm semineri 10-13 Ekim 2005 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirilmişti. Ekim 2010 tarihinde yine İzmir’de, yabancı temsilcilerin katılımı ile sözleşmeye ilişkin bir değerlendirme toplantısı yapılmıştı. Gemi Geri Dönüşümü yapan ülkelerin talebi ile ülkemiz önderliğinde bir “Dünya Gemi Sökümcüler Birliği” kurulması ve merkezinin İzmir olması yönünde de teklifte bulunulmuştu. Söz konusu birlik (ISRA) ülkemizden 6 firmanın katılımı ile 2007 yılı içerisinde 10 üye ile kuruldu. Aliağa’daki geri dönüşüm tesislerimize sırası ile Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, Ulusal Çin Gemi Sökümcüleri, Danimarka heyeti, İngiltere Çevre Ajansı ve Fransız Savunma Bakanlığı yetkilileri başta olmak üzere birçok ülke ve sivil toplum örgüt temsilcileri sürekli olarak teknik ziyaretlerde bulundu.
virahaber/özel