Kütahya’daki Murat Dağı’ndan doğarak Uşak ve Manisa’yı geçerek İzmir Foça’da Ege Denizi’ne dökülen 401 kilometre uzunluğundaki Gediz Nehri neredeyse kuruma noktasına geldi. Derinliği 2 metreyi bulan nehirde su seviyesi 10 santimetreye kadar düşerken Manisa Ovası’nı yıllarca besleyen nehir kullanılamaz hale geldi.
Gediz Nehri kenarındaki bağ sahiplerinden Sebahattin Aydoğdu, “Kuraklığın olması ve fabrikaların nehri pisletmesinden dolayı artık Gediz’in suyunu kullanamıyoruz” dedi.
Gediz Nehri kenarındaki bir diğer bağ sahibi Erhan Babacan ise kuraklığın son yıllarda arttığını ve önümüzdeki senelerde su sıkıntısını daha fazla hissedeceklerini söyledi.
“BALIKLAR ÖLÜYOR”
Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Burak Aslay da “Sudaki oksijen azalması balık ölümlerini de beraberinde getiriyor. Tabii bu sadece Manisa'da yaşanan bir durum değil. Ülkemiz genelindeki nehirlerde su debisi çok büyük miktarda düştü. 2017 yılında İtalya Roma’daki meydanlarda süs havuzları ve meydanlardaki çeşmelerdeki suyu, kuraklık belirtisi nedeniyle kapatmaya gitmişlerdi. Güney Afrika'da da benzer tedbirlere gidilmişti. Bu ifadelerimle belirtmek istediğim su kıtlığının tüm dünyanın sorunu olduğudur. Maalesef su kaynaklarımızı çok hoyrat ve bilinçsiz bir şekilde tüketmeye ve amacı dışında kullanmaya devam ediyoruz. İçme suyunu tarımsal sulamada kullanmak en büyük tehditlerden biri durumunda bulunuyor. Kısacası hayatın devam etmesi için en önemli unsur olan suya gerekli önemi vermiyoruz” ifadelerini kullandı.
“SU YOKSA HAYAT YOK”
Aslay, Manisa sınırları içerisinde yer alan baraj ve göllerin güncel durumu hakkında da bilgi verdi:
“Marmara Gölü’nün, Afşar Barajı ve Demirköprü barajlarının doluluk oranı da sıfır. Kışın beklenen yağışlar gelmezse tarımsal faaliyetlerde de önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlar yaşanabilir. Biz hemşerilerimize içme suyunun büyük bir bölümünü yeraltı suları ile temin ediyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana 500'e yakın sondaj kuyusu açtık. Her geçen yıl sondajlarımızda ya daha derine inmek ya da kuruyan sondajların yerine yenilerini eklemek zorunda kalıyoruz. Gelecek yılların daha zor geçmemesi için tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Evlatlarımıza ve geleceğimize daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için bir kez daha tüm hemşerilerimi gereksiz su kullanımından kaçınmaya, sularımızı kirletmemeye ve içme suyumuzu tasarruflu kullanmaya davet ediyorum. Su yoksa hayat yok.”
Vira Haber