Denizde bir şeyler kötü gitmeye başladığında denizciler tarafından hep böyle gidebileceğine dair yanılgılar vardı. Aslında doğanın kontrol edilemez durumundan ortaya çıkan olumsuz sonuçlar denizciler tarafından bir süre sonra bir sebep sonuç ilişkisine bağlanmaya başlamıştır.
Denizcilerin denizde yaşanan olumsuz durumlara karşın bir neden aramasının sonucunda çeşitli batıl inançlar ortaya çıkmıştır. İşte onlardan bazıları…
1- Gemiye kadın alınmazdı. Bunun sebebi ise teknelerin dişi olduğuna inanılması ve eğer tekneye kadın alınırsa bunu kıskanacağından dolayı batacağıydı. Ancak günümüze bakıldığında bu ön yargı kırılmış, gemide kadın kaptanlar ve mürettebat bulunmaktadır.
2- Gemide bulunan kedi kutsal sayılır ve asla kızdırılmazdı. Batıl inançlara sahip eski denizciler arasında kedilerin gemiyi fırtınadan koruyan büyülü güçleri olduğuna inanılıyordu. Kedilerin davranışlarına bakılarak hava tahmininde bulunuyorlardı.
3-Denizde yunus ve kırlangıç görmek iyi şans anlamına gelirdi. Karabatak ve çulluk görmek ise kötü şans…
4- Dövme yaptırmak denizcilere şans getireceğine ve onların denizde karşılarına çıkacak olan kötülüklere karşı koruduğuna inanılırdı.
5- Denize iskeleden geri bakılması uğursuzluk sayılırdı.
6-Belirli günlerde yolculuğa çıkmak uğursuzluk sayılırdı. 31 Aralık, Nisan ayının ilk veya Ağustos ayının ikinci Pazartesi günleri uğursuzdu. Ayrıca yolculuğa asla Cuma günü başlanmazdı. Hele hele ayın 13 nün Cuma gününe gelmesi tam bir kâbustu.
7- Özellikle 1700’lerde muz meyvesinin kötü şans getireceği düşünülürdü. Sefer sırasında fermantasyon ile zehirli gaz çıkaran muzun, gemicileri öldüreceği ve hevenklerde saklanan zehirli örümceklerin de personeli zehirleyeceğinden korkulurdu.
8- Gemiye ilk adımınızı sol ayakla ile attıysanız seferde sizi felaket beklediğine inanılır. Sağ ayakla adım atılmasının uğuruna inanılır.
9- Teknede ıslık çalmak, güverteye oturup, ambara ayakları sallandırmak uğursuzluk sayılırdı. Islık çalmanın fırtınayı çağıracağına inanılırdı.
10- İncil ya da başka bir kutsal kitap, çelik bir kutuya konulup, geminin en yüksek direğine asılır, gemi çürüğe çıkana kadar yıllarca tutulurdu. Kutsal Kitabın gemiyi sürekli koruyacağına inanılırdı.
Vira Haber