Eskomarine Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Adem Kocadağ; “Amacına uygun” seçilmiş bir boya sisteminin aslında bir maliyet değil, kazanç olarak geri döneceğini bildiklerini belirterek, “İşin başında doğru planlama için zaman ayırmak, işin sonunda plansızlıktan dolayı zaman ve para kaybından her zaman daha doğrudur” dedi.
ESKOCOAT Boya Danışmanlık Merkezi (Coating Consultancy Center-CCC), boya konusunda her kademede görev almış, konusunda uzman kurucular tarafından yönetiliyor. Bu yüzden müşterilerinin beklentilerine ve bütçelerine uygun boya seçimi konusunda uzman bir ekip hizmet veriyor. Farklılıklarının 30 yıllık tecrübelerinden kaynaklandığını vurgulayan Adem Kocadağ, yaptıkları ön hazırlıklar sonrasında müşterilerine yüzde 15’lik bir tasarruf sağladıklarına dikkat çekti. Kocadağ; “Boya seçiminin; mevsimsel etkiler, yapılacak yüzey hazırlıkları, uygulama fiziki koşulları, zaman, performans, bütçe, üretici garanti formları vb. tüm kriterlerin ‘yalnızca müşteri ve çıkarlarını’ koruyacak şekilde yapılması gerekmektedir” dedi.
Adem Kocadağ şöyle devam etti: “Yaklaşık 1800 gemiye sahip Türk sahipli filomuzu ve tersanelerimizde yapımı devam eden yeni inşa projelerimizi baz aldığımızda, yapacağımız ‘Boya Seçimi’ hem riskli, hem de yüksek maliyetli bir tercihtir. Doğru kişilerden, doğru yönlendirmeleri almazsak hem zamanımız, hem firmamızın prestiji, hem de paramız ziyan olur. Üstelik bazen öyle yanlış adımlar atarız ki, geri dönüşü pek mümkün olmayabilir ve bu bize çok pahalıya mal olur. Bu yüzden uzman bir ekiple çalışmak, uzmanlığa güvenip danışmak her zaman fayda sağlayacak, kazandıracaktır.”
“Farklılık Ve Farkındalık Şart”
Ortaya çıkan ihtiyaçların piyasa ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte büyümesi, ürün fiyatlarının önlenemez yükselişi, üreticilerin aşırı rekabete girmesi nedeniyle bazen “amaca uygun” seçimlerin dışına çıkıyor olmaları, danışmanlık sektörünün de gün geçtikçe kapsamını genişletmesine yardımcı oluyor. Deniz Ticareti Dergisi’ne neden farklı olmak zorunda olduklarını açıklayan Adem Kocadağ şunları söyledi: Global ve rekabetçi piyasa kurallarına bağlı olarak; bulunduğunuz sektör ne olursa olsun, hangi pozisyonda olursanız olun, ‘alıcı-tedarikçi-danışman’ fark etmez, marketin büyümesi ve sektörde bulunan firmalara yeni firmalar eklenmesiyle beraber, müşterilerin elde tutulması ve firmanızla çalışmaya devam etmeleri için ‘farklılık yaratmanız’, ‘farklı olmanız’ gerekir. Aksi taktirde eşitler arasında herhangi birisi durumuna düşüyorsunuz ki, fiyattan başka kıyaslanacağınız bir kriter kalmamış oluyor. Dolayısıyla kendini geliştirmek ve büyütmek isteyen tüm firmalara ‘farklılık ve farkındalık’ şart... Değişim ve gelişim bir arada geliyor. Boya özelinde bu farklılığı her ne kadar yeni çıkan ürünler yapıyor görünse de, ürünün bir ‘comodity’ ‘meta’ olmadığı ve hiçbir zaman olmayacağı deniz boya sektöründe, sizin farklılığı bilakis sahada/seçimlerinizde yapmanız bekleniyor, gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, tersanelerimizin boya seçimi yaparken en önemli kriterlerinin ‘verimlilik’ olması gerekir”.
Nasıl bir fark yaratıyorsunuz sorusuna Adem Kocadağ; “Bu süreç, müşteri beklentilerinin, problemlerinin profesyonel olarak analizi ile başlayan ve müşteriye özel ‘butik çözüm’ önerileriyle devam eden ve en sonunda sahada mükemmel bir uygulama ile sona eren bir zincirdir. Zincirin her halkasının kuvvetli olması ve yatırımın geri dönüş süresi bazlı düşünülerek, planlanarak gerçekleştirilmesi gerekiyor. Özetle, müşterinin herhangi bir isteğine, yatırım yapacağı miktara bağlı olarak değişik çözüm önerilerinin sunulması ve bu çözümlerin değişik performans sürelerinin olacağından bahsediyoruz” şeklinde cevap verdi.
Adem Kocadağ şahsi fikrinin, örneğin tersanelerin boya seçimi yaparken en önemli kriterlerinin “verimlilik” olması gerekliliği olduğunu söyledi. Kocadağ; “Günümüzde çoğu tersanelerimizin de bu yönde çalışmalar yaptığını görmek sektörümüz açısından sevindirici olmakla beraber, takdir edileceği üzere, yüzlerce ürün seçiminden sorumlu bir departman veya arkadaşımızın boya seçiminde ‘uzman’ olması beklenemez. Özetle olaya verimlilik bazlı bakmazsak, bir kriteri doğru yaptığımızı zannedip diğerlerinde hata yapma olasılığımız artacaktır” dedi. Verimlilikten anlaşılması gerekenin ne olduğunu da Adem Kocadağ şöyle açıkladı: “Örnek olarak bir tersane için seçeceğiniz boya, sistem ve dolayısıyla firma; istenen taş işçiliğini, yüzey hazırlığını, boya uygulama zaman ve maliyetlerini, kapalı alanları verimli kullanmanızı, müşteri memnuniyetinizi, projenin karlılığını, şirket imajınızı olumlu veya olumsuz etkileyebilecektir. Tüm bunlar “verimlilik” açısından bakıldığında “salt bütçe” kıyaslamasından daha önemli ve hayati kriterlerdir. Çünkü işlerinizi ve dolayısıyla tersanenizi uzun vadeli etkileyecek unsurlardır. Halbuki tersi, ekonomik “ucuz” diye kabul edilip, satın alınan ürünler size zaman, işçilik, müşteri memnuniyeti, kazanç ve imaj kaybına mal olduklarında, ekonomik olmaktan çıkıp tam tersine tersaneniz için çok pahalıya mal olan seçimleriniz haline gelebilecektir”.
“Boya Seçimi Armatörün Kazancını Etkileyecektir”
Müşterilerin her zaman kaliteyi ve performansı en yüksek alacaklarına inandıkları firmalarla çalışmayı istediklerini vurgulayan Adem Kocadağ; firmaların sürekli kendilerini yenilemeleri, nasıl daha verimli ve daha iyi bir firma imajı elde edecekleri konusunda devamlı çalışmalar ve aksiyonlar yapmaları gerektiğini söyledi. Aksi halde 3-5 yıl önceki taktiklerle veya yaklaşımlarla aynı başarıyı elde etmelerinin mümkün olmadığına değinen Kocadağ; “Bu yaklaşım yalnızca servis veren/ürün tedariki yapan firmalar için değil tersaneler, taşeronlar ve hatta armatör firmalar için de geçerlidir. Armatör firma gemisini/filosunu rakiplerine ve günün gereklerine göre daha verimli işletmezse ya rekabet gücünü kaybedecektir ya da toplamda daha az kazancı kabul edecektir” şeklinde konuştu.
Boya seçimin armatörün kazancını nasıl etkileyeceğini ise Adem Kocadağ şöyle açıkladı: “Gemi boyaları yalnız estetik, antikorozif koruma, fouling önleyici vs. değildir, tüm bunların bütünüdür. Örnek vermek gerekirse, şu anda yakıt fiyatlarının kademeli şekilde artmasının da etkisiyle global olarak kullanımı artan silikon bazlı ve/veya diğer gelişmiş fouling önleyici sistemlerle armatörlerimiz, gemi tipine göre değişmekle beraber ideal şartlarda standart ürünlere kıyasla 4-6 %’ya kadar yakıt tasarrufu sağlayabilmektedir. Armatör firmalardan piyasadaki klasik/standart antifouling sistemlere göre, 60 aylık performans için toplamda yaklaşık iki kat yatırım yapması beklenirken, bu gelişmiş sistemleri seçtiklerinde ve usulüne uygun uyguladıklarında yatırımın geri dönüş süresi gemi tipine göre değişmekle beraber 12-18 ay olmakta, kalan 48-42 ayda sözünü ettiğimiz % 4-6’lık tasarrufları, sefer yakıt sarfiyatlarında görebilmektedirler. Özetle, tüm kriterler baz alınarak, tüm süzgeçlerden geçirilerek ‘amacına uygun’ seçilmiş bir boya sistemi, aslında bir maliyet değil kazanç olarak geri dönebilmektedir. Tersi ise hem alımda, hem uygulamada, hem de operasyon sırasında, armatöre/işletmeciye çok büyük maliyetlere, hem de her aşamada katlanarak neden olabilmektedir”.
Gemi boyası sektörünün basit bir tedarikçi-alıcı ilişkisinin ötesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Adem Kocadağ, tarafların birbirlerine çözüm ortağı olarak yaklaşmaları gerektiğini söyledi. Kocadağ; “Firmaların karşılıklı birbirlerini eğitmeleri, firmaların birbirlerini daha iyi anlaması, bu işbirliğinin verimliliğini kesinlikle artıracaktır. Farklılık yaratmak isteyen ve devamlı gelişmeyi, verimliliği artırmak amacında olan ESKOCOAT Boya Danışmanlık Merkezi (CCC)’de tam burada devreye giriyor. Bu anlamda çözüm ortaklarımızdan ve müşteri adaylarımızdan beklentimiz; bize istek ve beklentilerini karşılamak ve bunu teknik ve saha uygulamalarıyla nasıl karşılayacağımızı anlatmak için, her projeleri için zaman ayırmalarıdır. Sonuçta bu prosesten her iki taraf da (danışmanlık alan-veren) kazançlı çıkacaktır. İşin başında doğru planlama için zaman ayırmak, işin sonunda plansızlıktan dolayı zaman ve para kaybından her zaman daha doğrudur. Yeni gemi inşasında örnek ülkeler, Japonya ve Kore modellerinin başarı sırrı ‘planlama’ ve her zaman sürdürülebilir verimlilik artışından geçmektedir” dedi.
Kocadağ; “Gemilerimizin örneğin, havuz boya bütçelerinin hazırlanması ve bu bütçeye sadık kalınması, ancak ve ancak iyi bir ön çalışma, geniş çaplı bir ön araştırma, tüm kriterleri kapsayan geniş kapsamlı bir anlaşma ve operasyon esnasındaki ilgili, bilgili ve dikkatli bir bakım tutum ekip çalışması ile gerçekleşecektir” dedi. Konuyu 60 aylık performans beklenen bir havuz bakım boya değerlendirmesi örneği ile açıklayan Adem Kocadağ; “Boya konusunda, tam anlamıyla A’dan Z’ye her gemi için ayrı olmak üzere, butik, teknik analiz ve ihtiyaç çalışması yapılarak, müşterilere fiyat, kalite, garanti ve performans takibi konusunda full paket bir hizmet sunulmaktadır. Geminin tüm ihtiyaçları ön hazırlık, pazar analizi ve teklif, armatör adına boya enspektörlüğü, performans takibi, garanti uygunluk ve olası hasar (claim)/zayıf performans takibi süreçleri takip edilip, gerekli hususlar tespit edilerek en verimli çözüm bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
“Özellikle Claim konusundaki danışmanlıklarındaki bakış ve yaklaşımı kesinlikle bir ceza olarak değil, tam aksine müşterilerinin çıkarlarını maksimum seviyede korumak için Claim’e neden olabilecek durumlardan ve yaklaşımlardan tedarikçilerin daha en başta kaçınmasını sağlamaktır” diyen Kocadağ sözlerini şöyle noktaladı: “Pro-aktif olarak olası sorunlar çözüldüğünde sonradan claim açacak bir sonuç başımıza gelmeyecektir. Amacımız, işbirliği içerisinde tüm ilgili tarafların (tedarikçi-uygulamacı-müşteri) danışmanlığımızdan karlı çıkması, faydalarını maddi olarak da hissetmeleridir. Kısacası tüm bileşenler ile “kazan-kazan” felsefesi ile çalışmayı düstur edinmiş bir danışman firmayız”.
Kaynak: Deniz Ticareti Dergisi
Vira Haber