Aynı zamanda Armatörler Birliği Başkan Vekili olan TOBB Türkiye Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel, ülkede ve bölgede yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle denizcilik sektörünün çok zor günler geçirdiğini, bazı firmaların filo halinde gemilerini satmaya başladığını belirterek, hükümetin yeni açıkladığı eylem planında sektöre yönelik önlem alınmamasını eleştirdi. Yaklaşık 17 aydır hükümetten randevu alamadıklarını dile getiren Yücel, "Denizcilik sektörü bir facia yaşıyor. Eylem planında denizcilerle ilgili hiçbir şey yok. Bizim durumumuz turizmden daha kötü" dedi.
‘Denizcilik sektörü bir facia yaşıyor’
Hükümetin turizm ve diğer konularda eylem planı hazırladığını ancak denizcilik sektörüne yönelik bir önlemi olmadığını ifade eden Yücel, "Hükümet turizm gibi her konuda bir eylem planı açıklıyor. Hükümetin 2016 yılı programı var. Programı açtım ve iki bölümü ile ilgilendim. Bu bölümlerden bir tanesi denizcilik. Denizcilik bölümüne baktığım zaman bir tarafta Çandarlı Limanı'nın altyapısının tamamlanması ve yap-işlet-devret konusu… Bir de Filyos Limanı ile ilgili kısım. Yani Türkiye denizciliğe iki tane limanın yapımı olarak bakıyorsa denizcilik zaten Türkiye’de bitmiştir. İkinci kısmına baktığımız zaman ise sivil toplum kuruluşlarıyla sıkı işbirliği yapacağız deniliyor. Ancak Deniz Ticaret Odası hükümetten randevu bekliyor. 17 aydır randevu bekliyoruz. Bu süre içerisinde 15 dakika denizcilik sektörüne zaman ayrılamadı. Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan'a ise teşekkür etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bize 3 saatini ayırdı. Bize hiçbir şey vermedi, bağışlamadı ama en azından üç saat dinleme nezaketinde bulundu" diye konuştu.
Denizcilik sektörünün adeta can çekiştiğini, bazı firmaların filo halinde gemilerini satmak zorunda kaldığını dile getiren Yücel şunları söyledi: "Denizcilik sektörü facia yaşıyor. Eylem planında denizcilerle ilgili hiçbir şey yok. Bölgede yanan gelişmelerden, savaştan, Rusya ile yaşanan krizden denizciler etkilenmedi mi? Zaten dünya bir kriz içerisinde. Türkiye krizde. Armatör katmerli bir şekilde etkilenmiş vaziyette. Sorun yaşanan ülkeler bizim en fazla taşıma yaptığımız ülkelerde Rusya gibi. Oysaki ihracatın önünün açılması lazım. Hepimizin ihracatçıya destek olması lazım. bu ülkenin ihracatının artması üretimin artmasını sağlayacak. Bizim dünyanın dört bir yanına Türkiye'nin ihraç mallarını rekabetçi navlunlarla taşımamız lazım. bunun için de sektörün önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor" diye konuştu.
‘Çandarlı bence yanlış bir proje’
Çandarlı’nın yanlış bir proje olduğunu savunan Yücel, “Limanın seçiliş yeri yanlıştır. Çünkü eğer Türkiye bir ‘hub’ port yapacaksa haritayı önünüze alacaksınız Cebeli Tarık’tan bir gemiyi sokacaksınız. Süveyş’ten öbür taraf geçireceksiniz. O rotayı çizeceksiniz. O rotada en az sapma ile Türkiye’nin öyle bir yerine uğratacaksınız ki, uğradığınız limanın da arkasında her tarafa ulaşacak hinterlandı olacak. Bana göre Çandarlı yerine İzmir’in güney tarafl arı yani Pire’nin de karşı tarafına geliyor. Oradan rotasını değiştirecek bir gemi Çandarlı'ya kadar yükselmeyecek. İzmir’in güneyine gelecek karayolu, demiryolu ulaşımının daha rahat olduğu bir yere. Yani böyle bir yer seçimi yapılabilirdi” açıklamasını yaptı.
‘Piyasalar 2008'den daha kötü durumda'
Kuru yük piyasasının 2008 krizinden daha kötü durumda olduğunu vurgulayan Erol Yücel, şunları söyledi: "Tanker kısmı fena değil, nispeten daha iyi ama kuru yük piyasası halen facia durumda. 2008 krizinden daha fena bir durumda sektör global olarak. Öyle bir durumdayız ki, öyleki 180 bin tonluk capesize geminin günlük getirisi 1000 dolar. Gideri ise 7 bin dolar. Gemiyi ancak günde 6 bin dolar zarar ederek çalıştırabilirsiniz. Dolayısıyla çaresizlik nedeniyle ancak mesela Uzakdoğu’da gemisini havuza sokacaktır vs. Ancak bu sebeple o kadar navluna götürebilir. Onun dışında durma noktasına geldi. Bu şu anlama geliyor ki, 10 geminiz varsa 5’ini piyasadan çekiyorsunuz. Bu nedenle inanılmaz bir şekilde gemiler ‘laid up’ yapıyor yani servis dışı bekleme moduna geçiyor. Kuru yük piyasasında bu aşamadayız. Gemiler piyasadan çıkmış vaziyette."
Gemi fiyatlarının da önemli oranda düştüğünü dile getiren Erol Yücel, “2008 yılında 60 milyon dolara yaptırılan geminin bugünkü değeri 7.5 milyon dolar. Kredi almak da çok zor artık bankalardan" dedi.
Koster piyasası martta dipten dönmeyi umuyor
Bu yıla sert düşüşle başlayan koster piysasında kötü gidişat hız kesmedi. Çin çelik ürünlerinin Akdeniz’e girmeye başlamasıyla, Karadeniz çıkışlı çeliğe talebin azalması, bölgede petrole bağlı gelirleri olan ülkelerin düşen petrol fiyatlarıyla alım gücünün düşmesi, Mısır, Libya ve Suriye'de yaşanan gelişmeler ve Rusya ile yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle 2015’i 611 puanla kapatan piyasa son haftalarda ise 550 puanlara kadar geriledi. Akdeniz ve Karadeniz koster piyasasını gösteren İstanbul Navlun Endeksi (İstfix) uzmanı Engin Koçak, 2011 yılından bu yana piyasanın en kötü puanlarını gördüğü söyledi. Ancak sektör mart ayından daha umutlu. Engin Koçak, brokerlerle konuşulduğunda mart ayı yüklemeli yük gözüktüğünü bununda mart ayında piyasaların biraz daha düzeleceğinin işareti olduğunu söyledi. Kuzeyde buz kısıtlamalarının kalkmasının da sektörde bir hareketlilik getirmesini beklediklerini ifade eden Koçak, "Mart ayında piyasada yüzde 5'lik bir toparlanma bekliyoruz. En azından 'dipten döndük' diyebileceğiz" dedi.
ViraHaber.com