Son zamanlarda Marmara Denizi'nde görülen deniz salyasının (müsilaj) yoğunluğuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, bu konuda kendilerinin de yapması gereken işler olduğunu ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere özellikle denize kıyısı olan belediyelere sorumluluk düştüğünü hatırlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğunda Ergene'yi temizlemek için kapsamlı çalışmalar yaptırdığını, bu sayede bölgenin temizlendiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Şimdi işte bir şeye benziyor ama ne kadar benzerse benzesin, kıyısında CHP'li belediyeler olduğu için oralardaki fabrikaların atık sularını engellemiyorlar. Burada da tabii bu müsilaj çok farklı bir olay, yani bu maalesef adeta kenardan kıyıdan, orada oluşturulan bir şey değil. Adeta suyun kendi nevi şahsından da kaynaklanan oradaki gelen atıkların kıyılara attığı bu tür şeyler de var. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın da burada çalışmaları devam ediyor. Üniversitelerle ortak çalışma içerisine girdiler. Yine Allah’ın izniyle bu işi çözeceğiz, bunun başka çaresi yok. Yani bunu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin eline bırakamayız. Antalya'ya gidiyorsun orda da var. Birçok ilimizde aynı sıkıntı var. Denize kıyısı olan her yerde var. O zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız olarak biz yapacağız. Büyükşehir belediyeleri ile irtibatı geçip müşterek neler yapabiliriz onların üzerinde de duracağız. Çünkü bunların hepsi bir yerde ülkemizin sorunudur. Ülkemizin sorununa kalkıp da ‘Şu belediyenin sorunudur, bu belediyenin sorunudur.’ demeyiz. İmkanları yetmeyebilir ama devlet olarak biz varız ve biz bu işin eninde sonunda hakkından geleceğiz.”
'HALİÇ YENİDEN KOKMAYA BAŞLADI'
Öğrencilik yıllarında Kasımpaşa'dan Fatih'e sandallarla geçtiğini, oradan da Fener'e ulaştığını anlatan Erdoğan, o dönem Haliç bölgesinde balçıkların yüzeye vurduğunu belirterek şunları kaydetti: "Orada o zaman gemilerin arasından geçerdik. Orası yavaş yavaş kara bağlamaya başlamıştı, artık balçıklar yüzeye vurmuştu. Öyle bir zaman oldu ki Eyüp Sultan'ın karşısında malum Halıcıoğlu, orası da tamamen karasal hale gelmişti. Şu andaki Haliç Kongre Merkezinin olduğu yerde o zaman işkembeciler, kokoreççiler vardı. Hayvanlar orada kesilirdi. Temizlik falan böyle bir şey söz konusu değildi. Belediye Başkanı olduktan sonra ilk yaptığımız iş, bu kara parçalarını buradan nasıl temizleyeceğiz diye sorduk. İSKİ’nin başına da Veysel Bey'i getirmiştim. Veysel Hoca da ulusal, uluslararası bazda bir çalışma yaptı. Bazı üniversiteler ‘Burayı doldurmamız lazım.’ dedi. Burayı doldurduğun zaman biz maksada ulaşamayız ki. Derdimiz burayı temizleyip buradaki bu güzelliği korumak. Buradaki çıkan çamuru da uygun bir yere gönderelim, dedik. Pompaj sistemiyle oradaki o balçık oradan Alibeyköy’de 550 bin metrekarelik bir alana taş ocağa gönderdik. Öyle bir metot ki oraya gönderiliyor, ondan sonra orada bir adeta tülbent gibi bir uygulamadan süzülüyor su geri geliyor çamurlu su orada kalıyor. Şu anda orada yaklaşık 600 metrekarelik çocuklar için oyun parkı alanı yaptık."
Bunun bir çevrecilik eseri olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının bunun görmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, yeni belediye yönetimiyle birlikte Haliç’in kokmaya başladığını anlattı.
Vira Haber