Gezi olaylarının Türk ekonomisini etkilediği, Türkiye’nin mevcut risklerden dolayı yatırımcılarca izlemeye alındığı, büyümenin yavaşlaması durumunda hükümetin “konumunun” da etkilenebileceği yorumları yapılıyor. Amerika’nın Sesi, uzmanların Türk ekonomisinin on yıl boyunca devam eden büyümesinin tehlikeye girebileceği uyarılarına dikkat çektiği analizinde dünya ekonomisi belirsizliklerle mücadele ederken, Türk hükümetinin de serbest piyasa politikalarının “içtenliği” konusunda soru işaretlerinin ortaya çıktığını söyledi.
ABD Kongresince finanse edilen Amerika’nın Sesi, İstanbul kaynaklı bir analizinde “Hükümet karşıtı gösteriler Türkiye’nin mali piyasalarını etkilerken, Türk Lirasının da geçen hafta Amerikan Doları karşısında rekor düşüş yaşadığı” belirtiliyor.
Borsalardaki ve Türk Lirası’ndaki sert düşüşü etkileyen diğer faktörün, FED Başkanı Ben Bernanke’nin Washington’un faizleri düşük tutmak için tahvil alımlarına sonsuza dek devam etmeyeceğini açıklaması olduğu hatırlatılan analizde tüm ülkelerin Bernanke’nin açıklamasından etkilendiğini ama bu düşüşten en çok etkilenen iki ülkenin Türkiye ve Güney Afrika olduğuna dikkat çekiliyor.
Dış borçlar faktörü
Dorian Jones imzasını taşıyan analizde “Türkiye dünyada tasarruf oranı en düşük olan ülkelerden biri. Bundan dolayı da ekonomisi dış yatırımlara ve büyüyen ekonomiyi ayakta tutmak amacıyla alınan dış borçlara dayanıyor. Uzmanlar Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son on yılda ticaret ve yatırım dostu politikalar izlediğini, bundan dolayı da rekor miktarlarda dış yatırım çektiğini belirtiyor. Bu da ekonominin çok hızlı artarak üç kat büyümesiyle sonuçlandı” denildi.
Amerika’nın Sesine göre, Finansbank baş ekonomisti İnan Demir, Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı protestolarının, “faiz lobisi” giriştiği bir komplo olduğunu iddia etmesinin, gelecekteki hükümet politikaları konusunda yabancı yatırımcıların kafasında soru işaretleri bıraktığını söyledi.
Mevcut Koşullar," Dış Yatırımcıların alışkanlıklarından farklı"
Demir, “Belki şimdilik bu sözleri unutmayı tercih edebilirler, ya da mevcut hükümetin alıştıkları serbest piyasa dostu politikalarından uzaklaşma diye yorumlayabilirler” dedikten sonra her halükarda mevcut koşulların dış yatırımcıların alıştıklarından farklı olduğunu kaydediyor.
“Türkiye mevcut risklerden dolayı izlemeye alındı"
Analizde uzmanların dış yatırımcıların Türkiye’ye bakışının değiştiği, bir ay önce gelişen ekonomiler içinde en çekici olan Türkiye’nin şimdi mevcut risklerinden dolayı izlemeye alındığı değerlendirmeleri de aktarılıyor.
“Türkiye dünyanın en büyük cari açıklarından birine de sahip. Bu açığı dengelemek için dış borç almak zorunda. O yüzden de dünya mali piyasalarına bağımlı” denildiği analizde Türkiye’nin önümüzdeki 12 ayda 200 milyar dolardan fazla dış finansmana ihtiyacı bulunduğuna, bunun ülkenin GSYH’sının yüzde 25’inden fazla olduğuna dikkat çekiliyor.
“Büyüme için riskler olabilir
İnan Demir’in “Bu da nereden bakılırsa bakılsın, çok yüklü bir dış finansman” sözlerini de aktaran Amerika’nın Sesi’ne göre, Demir, Türkiye’de karışıklığın devam etmesi durumunda dış finansmanın zor bulunacağını, bunun da önümüzdeki çeyreklerde Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasındaki büyümede riskler oluşturduğunu düşünüyor.
“Ekonomik sıkıntılar olursa hükümetin konumu etkilenebilir"
Amerika’nın Sesi, Gezi Parkı protestolarından önce de Türk ekonomisinin büyüme hızının yüzde 3’e gerilediğini, önceki yıllardaki yüzde 8 oranına göre, son oranın çok yavaş kabul edildiğini belirtikten sonra bir uzmanın, “ekonomik sıkıntıların yaşanması durumunda bunun AKP hükümetinin konumunu da etkileyebileceği, seçmenlerin son 6-7 yıl içinde yaşadıkları ekonomik büyümeyi yine görmemeleri durumunda, sandıktaki tercihlerini değiştirebilecekleri” görüşüne de yer verdi.
Amerika’nın Sesi, analize son verirken de “Gözlemciler, hükümetin, 2015’teki genel seçimler de dahil önümüzdeki iki yıl içinde kritik seçimler geçireceğini hatırlatarak, ekonominin Başbakan Erdoğan’ın en büyük kaygılarından biri olabileceğine dikkati çekiyor” dedi.
virahaber.com /borsagündem