Isparta’nın Eğirdir ilçesindeki Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olma özelliğini taşıyan stratejik önemli birinci derecede içme suyu olan Eğirdir Gölü’nde son dönemde su seviyesinde önemli oranda azalma gözlendi.
Neden gölden aşırı su alımı
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin Isparta temsilcisi Erol Kesici, Eğirdir Gölü’nün kuruma periyoduna girdiğini söyledi.
Kesici, son 10 yılda aşırı oranda su kaybı nedeniyle gölün 520 kilometrekarelik yüzey alanının 445 kilometrekareye, ortalama su seviyesinin de 16 metreden 6-7 metreye kadar düştüğüne dikkat çekerek, “Bunun temel nedeni gölden aşırı oranda su alımı. Gölde bu yıl 1,5- 2 metre kadar seviye kaybının başlıca nedeni gölün Karaot mevkisinde sondaj kuyusuyla çapları 3,5 metre borularla su alımlarıyla göl adeta boşaltılmakta. Gölün kurumasının esas nedenleri buharlaşma değildir. Yıllardır gölde buharlaşma var” dedi.
Kesici, genişleyen kıyı alanlarının da yapı ve meyve bahçeleriyle işgal edildiğini kaydetti.
‘Su azaldıkça kirlilik artıyor’
Göl havzasında binlerce yasal ya da yasal olmayan kuyu bulunduğunu da kaydeden Kesici, şöyle devam etti: “Su seviyesi azaldıkça gölün yıllardır var olan kirlilik sorunu giderek artmakta. Sudaki çözünür madde miktarı artarak gölün içme suyu olarak kullanımı tehlikeye girmekte. Göl bu yoğun baskılar sonucu kritik su kotu altına düşmekte.”
‘Politik ve popülist bakıştan vazgeçilmeli’
Kesici, gölü kurtarmak için izlenmesi gerek yöntemleri şöyle açıkladı:
“Politik ve popülist bakıştan vazgeçilmeli. Su yönetimi, bilimsel, teknolojik bilinenlerle yönetilmeli. 5 milyon yılı aşkın süredir doğasına müdahale edilmeyen ve su çevrimiyle döngüsünü sürdüren kanallar kapatılmamalı. Eğirdir Gölü için komşusu olan ve coğrafyadan silinen Akşehir ve bu yıl kuruyan Eber gibi doğal göllerden ders alınmalı. Sorun aynı. ‘Kurumaz’ denilen dünyanın ikinci büyük gölü Aral Gölü’nün nasıl kuruduğu da unutulmamalı.”
Vira Haber