Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, “Türkiye- Yunanistan 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi” toplantısı nedeniyle yaptıkları ikili görüşmelerin ardından Başbakanlık Ofisi’nde basın toplantısı düzenledi.
İzmir-Selanik arası feribot çalışacak
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ikili görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada İzmir-Selanik arasında feribot işleyeceğini Ankara- Atina arasında direk uçuş olacağını İstanbul ‘dan Yunanistan’ın bir kentine hızlı tren yapılacağını belirterek, şunları söyledi:
“Anadolu’nun Ege’ye, Akdeniz’e uzanan penceresi olarak, Yunanistan’a en yakın yer olan İzmir, Atina’ya en güzel mesajın gönderileceği şehirdir. Dostluk iyi komşuluk mesajlarımızı Ege’yi huzur refah bölgesi yapmak için, iki komşu halkın birlikteliğini dünyaya göstermiş olduk. ‘Hoş geldiniz’ diyorum. Verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Bugün özel gün. Kadınlar Günü. Kadınlarımızın bu özel gününü kutluyorum. Bugün ele aldığımız konular, ilişkilerimizin derinliğini ve kapsamını gösteriyor. İki ülkenin 11′er bakanının katıldığı kabine toplantısı gibi. Her bir bakan muhatabıyla işbirliği yaptı. Bundan sonra atılacak adımları ele aldılar. AB zirvesinden buraya geldik. Son gelişmeleri Suriye krizi ve onun doğurduğu sonuçları ele aldık. Öncelikle başkanlığını yaptığım konsey toplantısında derin dostluk ilişkisinden memnuniyet duyuyorum. İki ülke arasında iş imkanları var. En önemli unsur iki taraf arasındaki dostluk ilişkisi. Bakanların bundan sonra ailenin fertleri gibi dostluk köprüleri kuracağına inanıyorum. Ulaştırma, Ege’nin iki yakasını birbirine yakışlaştıran İzmir- Selanik feribot seferleri için altyapı çalışmaları tamamlanıyor. Selanik ile İstanbul arasında hızlı tren de önümüzdeki dönem gerçekleşecek. Çipras ile görüşürken iki başkent arasında doğrudan havayolu ulaşımı olmadığını fark ettik. Türk Hava Yolları yetkilileri ile temas kurduk. İnşallah uçuşlar en kısa zamanda başlayacak. Bu, kabul edilecek bir durum değil. Atina- Ankara, Ankara- Atina seferleri başlayacak. Anadolu ile Ege ve Yunan adaları arasındaki ulaşımın da daha seri olması önem taşıyor. Turizm bağlamında ortak turlar dahil kapsamlı işbirliği yapacağız. Yılda 1 milyonu aşkın turist geliş gidişi var. Turizm alanında geniş işbirliği potansiyeli var. Bunu geliştirmeye kararlıyız. 6 milyar dolar ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Uluslararası daralma nedeniyle ticaret etkilendi. Yunanistan’ın Türkiye’de 7 milyar dolara yakın yatırımı var. Türk şirketlerinin de Yunanistan’da daha fazla yatırım yapmaları için girişimde bulunacağız. Şirketlerin 3. ülkelerde yaptığı işbirlikleri önemli. Doha’da Türk ve Yunan şirketleri birlikte çalıştılar. Daha çok şirketimizin birlikte çalışması için çalışacağız. Kültür ve eğitim alanında iki halkın gelecek nesillerinin geçmişteki olumlu hatıraları gelecek yüzyıllara aktaracak, ders kitaplarının gözden geçirmesi dahil ortak tarih yazma konusunda çalışmalar yapıyoruz.”
'Ege üzüntü ve dram değil, dostluk ve mutluluk denizi olsun'
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çipras, üç ayda ikinci kez Türkiye’ye geldi. Brüksel’de göçmen sorununu ele aldık. AB Türkiye ilişkilerinde Yunanistan’a teşekkür ediyorum. Suriye’den kaynaklı göçmen krizinde Türkiye Yunanistan aynı perspektifi paylaşıyor. Suriye’de de barbar rejiminin zulmünden ve barbar terör örgütünden kaçan Suriyeli masumlara Türkiye kapısını açtı. 2.7 milyon Suriyeli ağırlıyoruz. Yunanistan da doğrudan etkilendi. Avrupa içinde yaşanan tartışmalarda bu yükü iki komşu ülke olarak üstlenmesine yönelik olarak Türkiye ve Yunanistan dün zirvede bugün burada cevap veriyor. Bu meseleye Türkiye ve Yunanistan’ın ortak perspektifle yaklaştığını ortaya koyuyoruz. İşbirliği önem taşıyor. İçişleri bakanları arasında imzalanan anlaşma bu bakışın göstergesi. Ege’nin, masumların hayatlarını kaybettiği, üzüntü ve dram denizi değil Türkiye ile Yunanistan arasında dostluk ve mutluluğun paylaşıldığı deniz olmasını istiyoruz. Kıbrıs sorununu çok dürüstçe, dostça ele aldık. Azınlıkların haklarını açık yüreklilikle paylaştık. Çipras’a gösterdiği işbirliği anlayışı nedeniyle teşekkür ediyorum. Ege sorunu ve Kıbrıs’ta çözüme çok yakınız. Doğu Akdeniz ve Ege’yi çekim alanı haline getirebiliriz. Krizlerle anılan yer değil ortak çalışma kültürüyle bir refah ve huzur köprüsü olmasını istiyoruz.”
'Bize kimse neyi nasıl özeceğimizi dikte edemez'
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras da görüşmeleri şu sözlerle değrelendirdi:
“Değerli dostum Ahmet’e teşekkür etmek istiyorum. Son dönemde oldukça sık karşılaşıyoruz. İzmir kentinde Ege Denizi’ni gören bir balkonda şöyle tarihi bir sorumluluk hissetmekteyim. Bu şehir dinler, kültürler ve insanlar için bir kavşak oluşturuyor. Tarihi bir şehir, ancak birçoğumuzun hafızasında bu şehir için savaşları, yerden edilmeleri, göçü hatırlatan bir yanı da var. Bütün bu unsurlar hepimize tanıdık olan şeyler. Bugün de benzer olumsuz koşullarla karşı karşıyayız iki ülke arasındaki bu denizde. İzmir aynı zamanda kozmopolit tarihi bir şehir. Halkların birlikte yaşadığı, kardeşçe yaşadıkları bir şehir. Akdeniz bölgesinde önemli bir şehir. Biz bunun için burada gerçekleştirdik konseyi, bundan sonra artık bu kentin hafızalarda kötü anılarla anılmamasını istiyoruz. Bu toplantıdan itibaren ortak sorunları aşarak halklarımız için daha iyi gelecek hazırlama anlamında adım atmak istiyoruz. İki ülke arasında ilişkilerin daha ileriye götürülmesi anlamında ne kadar çok ortak yön olduğunu gördük. Enerji işbirliği, doğalgaz boru hatları önemli. Turizm alanında iki ülke çok önemli işbirlikleri gerçekleştirebilirler. İki ülke başkentleri arasında uçak seferlerinin başlamasına karar verdik. İzmir’le Selanik kentleri arasında feribot seferlerinin başlaması konusunda mutabık kaldık. Kentler deniz yoluyla da birbirine bağlanacak. Demiryolu ulaşımını da geliştireceğiz. Meriç Nehri taşkınlarıyla ilgili olarak konuları konuştuk. İpsala- Kipi arasında ikinci bir kapı açmada mutabık kaldık. Kamu yayıncılığı haber ajansları arasında işbirliği yapılmasına yönelik işbirliği anlaşması imzalandı. Türk- Yunan ilişkilerinin geleceği büyük ve önemli meydan okumalardan geçti. Bunlardan biri de büyük krizler. Göçmen krizi bunlardan biri. İzmir’de Yunanistan’daki adaların tamamı Avrupa ve uluslararası ilginin yoğunlaştığı bir bölge. Göçmen kriziyle ilgili yaşanan gelişmeleri anbean yakından izliyoruz. Burada insanlık dramı yaşanıyor. Başka ülkelerde daha iyi yaşam koşulları için yola çıkıyorlar. Organizatörlerin kurbanı oluyorlar. Bu insanların büyük çoğunluğu Ege Denizi’nde hayatını kaybetmekte. Bizim bölgemizde meydana gelen olayların kültürel değerlerimiz açısından utanç verici olduğunu belirtiyoruz. Değerlerimizi ve kültürümüzü ilgilendiren bir sorunu çözmek için burada bulunuyoruz. Bize kimse neyi nasıl çözeceğimizi dikte edemez. Biz nasıl çözeceğimizi gayet iyi biliyoruz ve bunu çözmeye kararlıyız. Suriye’de ilan edilen ateşkesin devam etmesi yönünde demokrasi ve barışın tesisi için çabaların devam ederek sonuç vermesi için bir mesaj vermek istiyoruz. Yasadığı göçmen organizatörlerinin kaynaklarını kurutmak için gereken adımları atmak için gereken kararlığa sahip olduğumuzu belirtmek için buradayız. Bu son derece tehlikeli bir durum. Biz birbirimize karşı koyarak tavır takınarak hiçbir şey kazanamayacağımızı biliyoruz. İnsanların hala bu organizatörler tarafından kullanılıyor olması kabul edilemez. Günümüz teknolojisinde bunu çözmemiz gerekir. Bugün yine önemli bir anlaşamaya imza attık. Geri kabul protokolünü güncelledik. Davutoğlu’na teşekkür etmek istiyorum takınmış olduğu cesur tavır nedeniyle. Ortak sorunları çözmek için kararlı tavır izliyor. Türkiye ve Yunanistan bu sorunun sebebi değil. Orta Avrupa’nın sorununun kaynağı da değil. Türkiye ve Yunanistan sorunun nedeni olmadığı halde çok sayıda insanı barındıran ve misafir eden ülkeler. Ülkemizde son derece zorlu konular söz konusu. Biz buna karşı son derece medeni ve insancıl tavır sergiliyoruz. 800 bin göçmen geçti Ege’den Yunanistan’a. İki ülke bu insanları barındırmaya devam edeceklerdir mutlaka. Ancak kesinlikle bu insanların süresiz olarak, sürekli olarak, Avrupa’da sığınma hakkı olan bu insanların, Türkiye ve Yunanistan’da kalmasına müsaade etmeyeceklerdir. Düzensiz göçmenlerin uluslararası hukuk çerçevesinde Avrupa’ya yönelmelerinin, Avrupa’ya gitmelerinin yolunu açmak istiyoruz. Bu çerçevede yasadışı kanallara karşı verdiğimiz mücadeleyi yoğunlaştırarak devam ettireceğiz. Geri kabul protokolünün uygulanması göçmenlere 3. ülkelerden gelen göçmenlere savaş olan ülkelerden değil diğer ülkelerden gelen göçmenlere şu mesajı veriyoruz; Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlere şu mesajı veriyoruz, Avrupa’ya geçmeleri sözkonusu olmayacaktır. Önlemlerimiz gereği bu insanların Avrupa’ya geçişlerine izin vermeyeceğiz. Bu konudaki irademiz tamdır. Bu çerçevede yetkili bakanlarımız da çeşitli iki ülke sahil güvenlik anlaşmalarıyla organizatörlerin kökenlerine ineceğiz.”
'Organizatörler devre dışı bırakılacak'
Yunanistan Başbakanı Çipras da göçmenler konusunda şu açıklamayı yaptı:
“Temel mantığı organizatörler modelinin bertaraf edilmesi. Bizim bu öneriyi büyük bir dikkatle ele almamız gerekir. Ahlaki boyutuna baktığımızda şunu görüyoruz; Avrupa’ya geçme hakkı olan insanların organizatörler aracılığıyla hayatlarını tehlikeye atarak geçmelerini engellemeliyiz. Yasal bir koridordan geçmelerini sağlamak durumundayız. Bu çerçevede yeterli sayıda Türkiye’de sığınma talebi isteyen insanların yasalara uygun şekilde geçmelerini sağlamak durumundayız. Bu önemli bir öneri. Zirvedeki durumu tamamen değiştiren bir öneriydi. Bu öneri önümüzdeki günlerde tartışılacak bir sonraki zirveye kadar değerlendirilecek.”
ViraHaber.com