Finansal anlamda KOBİ’lere sağlanan şartların denizcilik sektörüne de sağlanmasının önemine vurgu yapan Düzgit, şöyle konuştu: “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mız herhalde biraz fazla oluyor. Çünkü İstanbul’da ana yatırımlara el atmış durumda ve belki de böyle olması gerekiyordu. Muhteşem yatırımlar bitti.
İBB tarafından yapılan, boğazın altından bir yürüme yolu projesi var. Ben bunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum. İstanbul’un ve Türkiye’nin bu kadar ihtiyaçları varken, ülkemiz savaş halindeyken ve ulaşımla ile ilgili bu kadar yatırımlar yapılmışken bu proje ne kadar gereklidir? Bu bakanlığımız dışında kalan bir konu ama vatandaş olarak söylemek istedim. Çünkü ülkemizin kaynakları kullanılarak yapılıyor.
Bir farklı husus ise, kredi kaynaklarında özellikle KOBİ’lere yönelik hükümet çok çaba göstermektedir. Halkbank, Ziraat Bankası ve belki de Vakıfbank, KOBİ’lere uygulanan sistemi sektörümüze de uygulayabilmeli. Bu durumda bizim sektörümüzün öncelikli konusu. Çünkü finansa erişemediğiniz yerde hiçbir iş olmuyor.
Boğazlar bakanımızın onayıyla tek yönlü geçiş uygulamasına geçmiştir. Deniz Ticaret Odamız da görüşünü bu yönde vermişti. Bunun tek dezavantajı, tek yönlü geçişler başladığından beri sürat arttı. Üç geminin peş peşe geçtiği zamanları görebiliyoruz. Büyük bir kaza geçirebilir ve sonrasında çok ağır tedbirler alabiliriz. Dolayısıyla bu konuya da mutlaka dikkat edilmesi gerekiyor.
Bir de iskelelerin sefer saatleri bittikten sonra kilitli durumda olması konusu var. İskeleler halkın yeridir ve açık olması gerekir. Bekçiye de gerek yok buralarda, halkımıza güvenmeliyiz. Gündüzleri açıkken, geceleri de bu iskelelerimiz açık olmalıdır. Denizci millet olalım diyoruz, fakat bu tip durumlar ön plana çıkıyor.”
Muhabir: Hüseyin Altay YONTAN