Geçenlerde yine canım sıkıldı; başladım düşünmeye. Bu sefer taktım kafamı STK’lara. STK, Sivil Toplum Kuruluşu ifadesinin kısaltılmışı. Türk Dil Kurumu STK’yı aşağıda bulunan şu cümle ile ifade ediyor.
“Toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik.”
Düşünmeye devam ettim. Hangi okullardan mezun olduğumu bir kenara atarsak; yani görmezden gelirsek denizciliğimizdeki hangi değerli STK’ya üye olabilirdim? Sıra ile gidelim.
Mezunlar derneklerini saymıyorum. Onlar dışarıya zaten yeterince kapalı. Onlara göre ben “ötekiyim”.
Bir derneğin kapısını çalmayı düşünüyorum; orası için diyorlar “Cemaat”.
Peki deyip bir diğerine geçiyorum; orası diyorlar “Hükümet”.
Hemen tırsıyorum. Diyorum “Yok, korkarım ben siyasetten”. Çalıştırıyorum zihnimi; buluyorum bir diğerini. Orası için diyorlar “Ticaret”. Meğer zengin abilerimiz üyeymiş. Kovulduk mu oradan da…
Denizci derneklerini soruyorum Google Amcama. Karşıma çıkıyor bir dernek. Diyorum “Belki bu olur”. Sonra basıyorum kahkahayı. “Ulan sen orada mı çalışıyorsun?” diyorum
Adı duyulmamış bir dernek canlanıyor zihnimde. Gidip bakıyorum; 2-3 arkadaş bir araya gelmiş, takılıyorlar kendilerince.
Bir başka denizcilerin hakkını savunduğunu söyleyen dernek geliyor hemen aklıma. Sonra zihnim durmuyor, kapısını çalan bir abimin söyledikleri çınlıyor kulağımda. “Onlarla çalışmakta olan şirketlerle sorun yaşarsan hiç sallamıyorlar seni”. Susmuyor; ekliyor. “Ne de olsa para onlardan geliyor.”
İçimden başlıyorum söylenmeye… Anlıyorum bu işin derneklerle olmayacağını. Diyorum “Benim aslan gibi sendikam var”. Sonra hatırlıyorum sendika yönetim kuruluna üye olmak isteyen ve bu konuda desteklenen bir adayın sorum karşısında nasıl da yanıtsız kaldığını. “Türkiye’de kaç gemiadamı var?”
Diyorum böyle iş olmaz. Artık Türkiye’de bir federasyonumuz var. Sonra anımsıyorum federasyona girmeyi tartışan “FARKLI” bir okulun mezunlar derneği yönetiminin nazikçe aldığı “HAYIR” yanıtını.
Alternatif arıyorum; bir çıkış yolu bulacağımı düşünüyorum; beceremiyorum. Sonra bir an duraksayıp yılladır aradığım bir sorunun cevabını, yanlışlıkla bulduğumu fark ediyorum. Gülümseyip, tekrar soruyorum kendime.
Bir ülkede “Düşünen Adam” heykelini neden tımarhaneye dikerler?
ViraHaber.com