Dünya küresel ısınmanın ve sürdürülemez su politikalarının bir sonucu olarak büyük bir su krizine doğru gidiyor. Türkiye ise su krizinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre Türkiye 2025 yılında su sıkıntısı çekecek 33 ülkeden biri olarak gösteriliyor. Yine bir BM oluşumu olan IPCC tahminlerine göre ise Türkiye’de 2030’a kadar kış sıcaklıklarında 2 derece, yaz sıcaklıklarında 2-3 derece artış olacak, yağış miktarı 2030’a kadar yazın %5-15 azalacak, kışın ise %10’a kadar artış gösterecek, toprak neminde ise yazın %15-25 azalma olacak.
“Su politikaları sorgulanmalı”
Yerel toplulukların ve doğal varlıkların karşılaşacağı bu tahribatı hafifletmek ve bir kısmının önüne geçmek mümkün. Bunun için var olan su politikalarını sorgulamamız, su krizini derinleştiren uygulamaları sona erdirmemiz gerekiyor
12-13 Kasım tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Ayhan Şahenk Salonu’nda yapılacak Uluslararası Su Mücadeleleri Konferansı’nda hem Türkiye’de, hem de diğer ülkelerde su varlıklarının korunması ve tüm canlıların suyu adil olarak kullanabilmesi için çözüm önerileri sunulacak.
Konferans programı ve kayıt formu için tıklayınız
Su Hakkı Kampanyası nedir?
Suyun ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi konularında lobi faaliyetleri yürüten Dünya Su Konseyi’nin hazırladığı 5. Dünya Su Forumu 2009 yılında İstanbul’da gerçekleştirilmişti. Devletlerin ve şirketlerin bir araya gelerek her üç yılda bir yaptığı bu foruma karşı sivil toplum örgütleri eş zamanlı olarak Alternatif Dünya Su Forumu düzenledi. Burada dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından pek çok su aktivisti bir araya gelerek devletlerin ve şirketlerin suyu sonuna kadar kullanıp kirletmesine karşı insanların suya erişim hakkının ve doğanın savunulması gerektiğini söylüyordu. Alternatif Forum’un sona ermesiyle sorunların bitmediği, bilakis su hakkı mücadelesinin daha yeni başladığı anlaşılıyordu. İşte bu sinerjiyle Avrupa ve Dünya Sosyal Forumlarının aktif olduğu dönemde Alternatif Dünya Su Forumu’nu düzenleyen unsurlar Su Hakkı Kampanyası’nı kurdu.
Su Hakkı Kampanyası, 2010 yılından bu yana suyun ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesine karşı çıkmak, büyüyen su krizine dikkat çekmek, su varlıklarını korumak, tüm canlıların suya adil erişimini sağlanmak ve suyun temel bir insan hakkı olarak tanınmasını sağlamak için mücadele ediyor. Bu doğrultuda çeşitli konferans, sempozyum, toplantı, atölye çalışması, imza kampanyası ve film festivali gibi faaliyetler düzenliyor ve kitaplardan raporlara çeşitli araştırmalara imza atıyor. Kampanya, Batman, Diyarbakır, Van, İstanbul ve İzmir kentlerinde belediyelerle atölye çalışmaları, konferanslar ve forumlar düzenledi. Önemli faaliyetlerinden biri de imza kampanyaları oldu. Bunlardan ilki 2012 Ekim – 2013 Aralık arasında gerçekleşen ‘Su Hakkı Anayasal Güvence Altına Alınsın!’ adlı imza kampanyasıydı. 2015 Aralık ayında başlatılan ‘Susarak Yaşanmaz, Susuz Hiç Yaşanmaz!’ adlı imza kampanyasıyla ise yerel yönetimlerden musluklarımızdan temiz ve içilebilir lezzette su akması için, su hizmeti altyapılarını kamu kaynaklarıyla yenilemeleri ve temel ihtiyaçlarımız (içme, beslenme ve temizlik) için gerekli olan suyu hanelerimize ücretsiz sağlamaları talep ediliyor.