Dünya’nın Son Transatlantiği SS United States

Osman Öndeş

Bu yazım, dünyanın son transatlantiği SS United States’i hatırlatmak içindir; Amerika için “Big U” idi. Amerika için “Queen of the Seas” idi.

“Terkedilmiş Amerika- SS United States”-“Abandoned America – SS United States” denildi. Atlantik Okyonosu’nun transatlantik tipi son yolcu gemisi idi. Onun içindir ki “The Last Ocean Liner” olarak da anıldı.

Bir zamanların Newyork Yolcu terminalinde Atlantik Okyanus’unu aşmış ve yeni bir sefere hazırlanan transatlantikler görülmekte.

 

 

Hiçbir transatlantik, Akdeniz’de, Ege’de, Marmara Denizi’nde ve Karadeniz’de görülmedi. Sadece SS United States hariç…

SS United States bir Cunard Line transatlantiği ve en ünlü olanı idi. Mazisi 1879 yılına kadar giden Cunard Steamship Co. Londra’dan gelen yolculara kolaylık sağlamak amacıyla 1919'da İngiltere ana limanını Liverpool'dan Southampton'a taşımıştı. 1920'lerin sonlarında, Almanlar, İtalyanlar ve Fransızlar büyük prestijli gemiler inşa ettiğinde Cunard yeni bir rekabetle karşı karşıya kaldı ve dünyayı saran Büyük Ekonomik Buhran nedeniyle kendi yeni süper gemisinin inşaatını askıya almak zorunda kaldı. 1934'te İngiliz Hükümeti, Cunard'ın Cunard-White Star Line'ı oluşturmak için o zamanlar hasta olan White Star Line ile birleşmesi şartıyla, Queen Mary'yi bitirmesi ve ikinci bir gemi olan Queen Elizabeth'i inşa etmesi için Cunard kredileri teklif etti. Cunard, yeni şirketin üçte ikisine sahipti. Cunard, 1947'de White Star'ın hissesini satın aldı; isim 1950'de Cunard Line'a geri döndü.

II.Dünya Harbi’nin ardından 1950'lerin ortalarında 12 transatlantikten oluşan muhteşem bir filoya sahip hale gelmişti. Ancak şartlar değişiyordu; 1958'den sonra, transatlantik yolcu gemileri, jet uçaklarının piyasaya sürülmesi nedeniyle giderek daha kârsız hale geldi.

 

1958'de jet uçaklarının piyasaya sürülmesinden sonraki on yıl içinde transatlantikler tüm pazarlarını ve cazibelerini kaybettiler ve satılmaya başladılar.

SS United States Atlantik Okyonosu’nu, Akdeniz’i, Ege Denizi’ni, Marmara Denizi’ni, Karadeniz’i iki defa geçti.. Fakat hep bir römorkör tarafından yedekte çekilerek..

Amerika’dan Türkiye’ye getirildiğinde, deniz tarihi kültürüne sahip binlerce Amerikalı ayağa kalkmıştı.. Sonunda SS United States’i yeniden ABD’ye geri getirdiler.

Türkiye’de hemen her konuda ahkam kesen biri, “Türkiye’den kovduk” diye yazmıştı… “Ne ayıp..” derim…Biraz araştırma yapsaydı, gerçeği görecekti.. Ben ayıplarım…

 

SS United States’in öyküsünü 1992 yılında gelerek özetlemiş olayım; 1992’de bir konsorsiyoma satıldığında O’nu sevenlerin derin tepkisiyle karşılaşılmıştı. Fakat satın alanlar Smith Tugs’ın yedeklediği SS United States’i Türkiye’ye ulaştırdı ve Tuzla’da açıkta demirledi. Kaynak: Archives Collection.

Bu makalemde; SS United States’in Türkiye’deki geçen yaşamını anlatacağım. Savarona’nın başarılı onarımı ile tanınan Kahraman Sadıkoğlu sıra dışı bir müteşebbis ve onarım tersanesi sahibi idi. Hatta çılgın bazı projeleriyle tanınıyordu.

 

Tarih 1992 başlarıdır. Kahraman Sadıkoğlu satışa çıkartılan SS United States’i satın almak amacıyla kurulan Marmara Co.Inc. isimli şirketin ortakları arasında yeralmıştır.

Kahraman Sadıkoğlu’na New York’da yaşayan bir arkadaşı haber vermiş ve Sadıkoğlu, ABD’ye giderek gemiyi bağlı olduğu Norfolk Limanı’nda görmüştür; büyük bir hayranlıkla incelediği bu devasa transatlantiği Türk bayrağı toka edilmiş olarak hayal eden Kahraman Sadıkoğlu ilk ihale iptal edilince amacını gerçekleştirememiştir..

 

İki ay sonra açılan ikinci ihalenin de iptal edilmesi, konunun en azından bir süreliğine kapanmasına neden olur. Kahraman Sadıkoğlu, üçüncü ve son ihalenin düzenlendiği sırada şans eseri ABD’dedir. Bu kez kurdukları ortaklıkla gemiyi almak için değil, Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın düzenlediği bir gezi kapsamında gitmiştir.

Üstelik yeni ihalenin açılacağından haberi bile yoktur; şans sonunda dönmüştür. Kahraman Sadıkoğlu haberi alır almaz Norfolk’a gitmiş ve ihaleyi kazanmışlardır.

SS United States, Türkiye’ye getirilecek ve bakımı Tuzla’da yapılacaktır. Bu gelişme Amerika’da büyük yankı uyandırmıştır.

Haberleri Cumhurbaşkanı Turgut Özal da izlemiş ve Sadıkoğlu’na ulaşılmasını istemiştir. Kahraman Sadıkoğlu ise bu sırada New York’a dönmüştü.. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, aynı günün akşamı Plaza Athenee’de düzenlenecek bir toplantıya Sadıkoğlu’nu da davet etmiştir.

Turgut Özal Plaza Athenee’deki basın toplantısında “Aramızda bir Türk işadamı var” diyerek Kahraman Sadıkoğlu’nu işaret etmiş ve kürsüye davet etmiştir. Cumhurbaşkanı Kahraman Sadıkoğlu için “Hurdaya çıkartılmış Savarona’yı aldı, yeniden hayata geçirdi; şimdi de SS United States’i aldı. Bu efsane transatlantik yeniden dünya denizlerine dönecektir.” demiştir.

SS United States, 35 gün süren bir yolculuktan sonra römorkör eşliğinde Türkiye’ye doğru yedeklenmeye başladığında, geminin Çanakkale Boğazı’nda karşılanması da son derece anlamlı olur. Turgut Özal bir kez daha Kahraman Sadıkoğlu’nun yanındadır. Kahraman Sadıkoğlu,

Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a Savarona Yatı ile SS United States’i karşılamak üzere Çanakkale Boğazı’na gitmeyi önermiştir. Böylece Savarona Yatı ile SS United States’i Çanakkale Boğazı’ndan girerken karşılamışlardır. Ancak beklenen hayaller bazı gerçeklerin gölgesinde kalacaktır. SS United States’i hiç hesaba katılmayan sorunlar beklemektedir.

 

Green Peace ve bazı medya kanalları, gemide bulunan panellerin kanserojen bir madde olan asbest içerdiğini savunmaktadır. Çalışmalar nedeniyle Tuzla’nın kanser riskiyle karşı karşıya kalacağı yönünde önemli bir kamuoyu oluşur. Geminin çevresinde ciddi protesto gösterileri yapılır. Hatta eylemciler gemiye tırmanmayı bile göze alır. Kahraman Sadıkoğlu, gazetecilerle eylemcileri gemiden zorla indirmek durumunda kalır. Şiddetli tartışmalar sonucunda, büyük hayallerle Türkiye’ye

getirilen geminin asbestten arındırılması mecburen Ukrayna’da yapılır. Yeniden Türkiye’ye Sadıkoğlu Tersanesi’ne getirildiğinde ABD’deki itirazlar da giderek artmıştır. SS United States’i bir müze gemi olarak korumak isteyen topluluklar, sonunda bu efsanevi transatlantiği ana vatanına geri götüreceklerdir.

 

SS United States fırtınada sürüklenerek karaya oturmuştu.

Fotoğraf: Osman Öndeş

SS United States konusunda pek çok eser, makale, video yayını var. O’nu korumaya kendilerini adamış olan sivil toplum örgütlerinin muhteşem çalışmalarını bu eserlerde, makalelerde okumak mümkün.

Bence Jason Ponic’in “Abandoned America – SS United States” başlıklı anlatımı son derece etkileyicidir. “The Last Ocean Liner” diye adlandırdığı SS United States’e ne olmuştur… O da “Whatever Happened to the SS United States?” başlığı ile bu soruyu sormakta ve bir kronolojik anlatım yapmaktadır. (Jason Ponic, 7 Temmuz 2022 - Jason Ponic works in the exciting world of Hollywood film and television by day and writes by night; Yazar, Yönetmen, Set Production Assistant, Conributor/Katkıda Bulunan).

The Last Ocean Liner SS United States’i ABD denizcilik tarihine, kültürüne kazandırmak için çaba gösterenleri kutlarım. Kurdukları vakfın adı; “SS United States Concervancy.” Jason Ponic’in anlatımından bir bölümü Türkçeye çevirdim. Ara başlığı “1992-1996 ~ Marmara Denizcilik A.Ş.” ve şöyle anlatıyor; “Gemiye ödeme gecikmeleri nedeniyle el konulduktan sonra, ABD hükümeti gemiyi hızla açık artırmaya çıkardı. 2,6 milyon Dolarlık ihaleyi Marmara Marine CEO'su Fred Mayer kazandı ve gemiyi bir hurdacının 1,5 milyon Dolarlık teklifinden kurtardı. Böylece gemi hurdalıkla ilk karşılaşmasından kurtulmuş oldu.

Hadley gibi, Mayer da geminin tekrar yelken açmasını diledi. O zamanlar, yapısal bütünlüğü ve tasarımı, denize elverişli bir gemiye kolayca dönüştürülmesine izin veriyordu. Aynı boyutta yepyeni bir gemi inşa etmenin maliyetinin yarısı idi. SS United States’in restorasyonu ve yeniden dünya denizlerine kazandırılması adına ortaklık yapmakla ilgilenen Fred Mayer, rakip operatör Cunard'a bile sahipti.

Ancak, her güverte ve yolcu kamarasında 161.000 fit kareden fazla asbest yalıtımı vardı. Asbest nikel levhalar içine alınmıştı ve geminin en çok satan özelliklerinden biri olan, kesinlikle gemiyi yanmaz hale getirmişti. Ama artık bu Marmara Marine Co.Inc. için projelerini felce uğratan bir sorundu. Kaldırılması gereken büyük asbest hacmi, gemiyi temel olarak gerçekleşmeyi bekleyen bir çevresel felaket olarak etiketledi. Bu zehirli malzemeyi çıkarmadan hiçbir yenileme planı yapılamazdı. ABD'de kimse asbestten arındırma işini istemedi. Bu nedenle şirket gemiyi Türkiye'ye gönderdi. Böylece SS United States yaklaşık 15 yıldır Atlantik'i ilk kez geçti.

Çevreci grup Greenpeace, Marmara Marine'i geminin durumuyla ilgili taciz etmekte özellikle acımasızdı. Protestolar düzenledi ve onlara o kadar çok baskı yaptı ki, çabadan vazgeçildi ve gemi eski Sovyetler Birliği devleti olan Ukrayna'ya çekildi. İronik bir şekilde, oradaki direnişin çoğu, zehirli malzemenin çıkarılmasıyla ilgili değildi, bunun yerine SS United States adlı Amerikan yapımı bir gemiden geliyordu. Greenpeace ayrıca gemiyi Ukrayna'ya kadar takip etmiş ve bu zehirli kalıntının temizlenmesini israrla kayda almıştı. Yeterince Ukraynalı, ihtiyaç duydukları parayı kazanmak için sağlıklarını riske atmaya istekli olacak kadar çaresizdi. ABD'de 120 milyon dolara mal olacak olan şey, burada sadece 1 milyon dolara mal oldu. Geminin içi tamamen boşaltılmıştı, çıplak iskeletine kadar sıyrılmıştı. Bir zamanlar son derece özenerek donatılmış salonlar, kamaralar, tüm eşyalar, köprüüstü dahil tüm iç mekanları söküldü ve hurdaya satıldı.

Bu makalemde SS United States’in Türkiye’de kaldığı süreci fotoğraflarla da anlatacağım; Ben o yıllarda bir deniz ticaret yazarı olarak SS United States’i hep izledim ve fotoğraflar çekerek kaydettim. Nitekim gün geldi.. SS United States bir gece patlak veren ve hızını giderek arttıran fırtına sonucu karaya sürüklendi. Tuzla Tersaneler bölgesi kıyısında şöylece karaya oturdu..

Marmara Marine Co.Inc. ortaklarından ve Sadıkoğlu Gemi Onarım Tersanesi başkanı Kahraman Sadıkoğlu kısa zamanda SS United States’i hafifçe oturduğu yerden kurtararak, römorkörler vasıtasıyla kendi tersanesinde mendireğin arkasına getirdi.

 

Daha sonra yedeklenerek Sadıkoğlu Tersanesi’nde mendireğin arkasında korumaya alındı. Fotoğraf: Kahraman Sadıkoğlu. Osman Öndeş arşivi.

Bu muhteşem gemiyi zaman zaman mendirekte yürüyerek hayranlıkla seyrederdim.. Kahraman Sadıkoğlu ile çok yakın dostluklarım vardı.. Green Peace Türkiye üyeleri de protesto etmeye başladıklarında, Kahraman Sadıkoğlu bir TV Kanalı tarafından yapılan davetle gerçekleri anlattı. Bu programa giderken benim de yardımcı olmamı istemişti. Birlikte prpogramın yayınlanacağı TV’ye gittik. Program sırasında birden kapı açıldı ve içeri feryat eden biri girdi. Heryeri yara içindeydi..

Hayretler içinde kaldık. Zira şöyle bağırıyordu;

- Beni gemide çalıştırdılar.. Bakın ne hale geldim..

Bu tamamıyla çirkin bir oyundu. Çünkü SS United States Kahraman Sadıkoğlu tersanesinde ABD’den geldiği gibi demirli duruyordu.

Kahraman Sadıkoğlu bu protestoları önlemek amacıyla SS United States’i Ukrayna’nın Sivastopol’daki tersaneye göndermeye kadar verdi. Nitekim SS United States bir sabah erkenden römorkör tarafından yedeklenerek Sivastopol’a götürüldü.

 

SS United States Ukrayna’nın Sivastopol Limanı’na götürülmek üzere yedekte çekilirken.

Fotoğraf: Osman Öndeş

Asbestin çıkarılması, SS United States’in iç kısmının metal bölmelerine kadar sıyrılmasını gerektirmişti. Köprüüstü dahil iç dekorasyondan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Oysa SS United States’in antik bir turistik yolcu gemisi olması için çok ayrıntılı çalışmalarda yapılıyordu. Salonlar, güverteler nasıl olacaktır..

Yastıklar, perdeler nasıl olacaktı, desenlerine kadar hazırlanmıştı. Dünyaca ünlü Finli Naval Architect / gemi mimarı ve gemi dekorasyonu ile tanınmış sanatçılardan oluşan bir çalışma grubu klasik bir turistik yolcu gemisi yaratmak için en ince ayrıntılara varıncaya dek çalışmalarını hemen hemen tamamlamışlardı.

Köprü üstündeki tüm seyir ve kumanda aletleri sökülmüştü. Kaynak:Beyond Ships.

 

Tüm koridorlar, gezinti güverteleri artık derin yalnızlık içindeydi. Kaynak:Beyond Ships.

Grand Staircase olarak adlandırılan heykellerle süslenmiş görkemli merdivenlerden geriye bunlar kalmıştı. Kaynak:Beyond Ships.

Bunların basılmış kopyaları da Kahraman Sadıkoğlu’na gönderilmişti. Tiyatro Salonu, kamaralar, merdivenler… “What would theatre, cabins, armchairs,the pillows and curtains be like? Promenade Deck, Grand Staircase, Presidential Lounge, Navigation Desk, Lounge Bar,1st. Class Restaurant, Presidential Grill, Piano should be positioned to the side of Bar, what should be decorative Glass Screen around, Banquarette Seating, Windsor Room Decoration and all the others...''

Fakat her şey için artık çok geçti…Marmara Co. Inc. sahipleri bu projeye milyonlar harcamıştı ve mali zorluklar yaşıyordu. Tersaneye ödeme yapılmamıştı ve filikalar da dahil olmak üzere geminin bazı kısımları satılıyordu. Marmara'nın sahiplerinden Edward Cantor devreye girdi ve bir anlaşma için müzakerelerde bulundu. Edward Cantor ve Bay Mayer daha sonra geminin Amerika Birleşik Devletleri'ne çekilmesini ayarladı. Bu kez hedef, restorasyon çalışmalarının tamamlanabileceği umulduğu Philadelphia, Pensilvanya idi.

Bu makaleme, SS United States’in Türkiye’de olduğu sırada çektiğim fotoğraflardan birkısmını ekledim. Bunlar ilk defa yayınlanmaktadır.

Özetle naklettiğim gözlemlerimi ve yayınlanan özel fotoğrafları SS United States Conservancy üyelerinin arşivine armağan ediyorum.

SS United States 24 Temmuz 1997'de yeniden Amerika’ya götürüldü.

Fotoğraf:Osman Öndeş.