Toplantıda gündeme damgasını vuran açıklamalar yapan Metin Kalkavan seçim sürecinde yapılan itibarsızlaştırmanın çok ağır olduğunu belirtti. Metin Kalkavan, “Hırsızlıktan tutun, hilekar, sahtekar, vizyonsuz, ufuksuz, adaletsiz sıfatlarını biz hak etmiyoruz. Bu yüzden lütfen gelin odanıza sahip çıkın. 8 Mayıs’taki toplantıya da mutlaka gelin” çağrısında bulundu.
Seçimler öncesi yapılan son meclis toplantısına başkanlığa aday olan Salih Zeki Çakır, Samsun’da olduğu gerekçesiyle katılmadı. Toplantıda, meclis üyeleri ve yönetim kurulu üyeleri DTO Başkanı Metin Kalkavan’a ve yönetime teşekkür ettiler. Zaman zaman duygusal anların da yaşandığı toplantıda konuşma yapan herkes meclis üyeleri ve birbirleriyle helalleşti.
Toplantıda konuşan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, başkanlığa aday olan Salih Zeki Çakır’ın bu ayki toplantıya da katılmaması üzerine, “Biz Karadenizliyiz ama bir kere yapıyoruz, iki kere yapmıyoruz aynı hatayı. Geçen meclis toplantısında yoktu, o gün konuşmadım. Bir daha gelmezse konuşacağımı söyledim. Aday olduğunuz bir yere gelmemek üzücü. Sebebi ne olursa olsun, burada olmak zorundasınız. Ama bu sefer gelmese de son bir ayda konuştuklarının cevaplarını benden alacak” ifadelerini kullandı.
TÜRKLİM’İN AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL
Son bir ayda seçimlerle ilgili gelişmeleri değerlendiren DTO Başkanı Metin Kalkavan, en önemli olaylardan bir tanesinin TÜRKLİM’in seçimlerde taraf olduklarına ilişkin açıklaması olduğunu belirtti. Son 3.5 aydır seçim çalışmalarının devam ettiğini, bu süreçte zaman zaman Başkan Halim Bey’le çok farklı fikirlerle tezat durumlara da düştükleri zamanlar olduğunu ancak kendilerinin hiçbir kuruma taraf olduklarına dair açıklama yaptırmadıklarını anlatan Kalkavan, “İsteseydik herhalde 30 kurumumuza açıklama yaptırırdık. Ama bu kurumsallaşmaya uymaz. Bir taraftan kurumsallaşma diyeceksiniz bir taraftan TÜRKLİM açıklama yapacak. TÜRKLİM, 170 civarında limanımızın 56’sının üye olduğu çok değerli bir yardımcı kuruluşumuz ama TÜRKLİM’in içinde yüzde 60-70’inin bizim tarafta oldukları deklare edilmiş olarak. Velev ki hiçbir tanesi bizim tarafta olmasın. Sizin tuttuğunuz taraf kazanmadı, 10 Mayıs’ta ne yapacaksınız? Kurumları karşı karşıya mı getireceksiniz? Böyle kurumsallık olur mu? Hem yöneten arkadaşlar için hem de seçimde muhalefet olan arkadaşlar için söyledim. Ben hiçbir kurumumuzun bizi desteklemek için açıklama yapmasını istemedim. Bu kurumsallığa uymaz. Doğru değil. Kurumların karışmaması lazım. Kurumların üyeleri istediği yere oy verebilirler ama kurumları temiz tutmak zorundayız” şeklinde konuştu
SEÇİM KAZANMAK ADINA TAVİZ VERMEYİZ
TÜRKLİM’in açıklamasında yer verilen konuların da doğru olmadığını dile getiren Kalkavan, burada üç tane sıkıntı olduğunu belirterek, kararı meclis üyelerine bıraktı. Sıkıntılardan bir tanesinin limanlarda yakıt verilmesi konusunda DTO’nun niye taraf olmadığı olduğunu ifade eden Kalkavan, “Yönetimi söylüyorum, TÜRKLİM’i bağlamaz bu. İkinci sorun, limanların arkasındaki depo alanının kurulmaması rekabeti önleyiciymiş. Siz de kurun. Limanlardaki çok uğraşıp da aldığımız KDV muafiyetlerinin kaldırılması ise üçüncü sorun. Ya bu ticaretin önü açıldı. Bu üç sorunda taraf olmadığımız için taraflarmış. Siz şimdi karar verin, hangisi doğru? Burada duayen olan limancılarımız var, Altan Bey var. Çoğu burada. Ülke menfaati söz konusu. Seçim kazanmak adına durduğumuz yerden taviz vermemiz söz konusu değil. Bir dirhem taviz vermedik” dedi.
Seçimin demokrat bir yarış olduğunun altını çizen Metin Kalkavan, seçim sayesinde yıllardır yapmadıkları sahaya inme ve kendilerini anlatma imkanı sağladıkları için muhalefet kanadına teşekkür etti. Kalkavan, yürütülen kampanyalarla ilgili olarak ise “Yazık. Gerçekten yazık” ifadelerini kullandı. Gündeme gelen bir diğer konunun da Piri Reis Üniversitesi ile ilgili olduğunu belirten Metin Kalkavan, Antalya seyahatinde Piri Reis Üniversitesi’ne İtalya’dan vitrifiye ithal ederek 700 TL götürüldüğü, niye 50 TL’ye Vitra’dan alınmıyor şeklinde ifadelerle karşılaştıklarını meclis üyelerine aktardı.
HIRSIZLIK SUÇLAMASINA SERT TEPKİ
Bunun açılımının “buradan götürüyorlar, hırsızlık yapıyorlar” demek olduğunu ifade eden Kalkavan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sorduk. Üstat Rıdvan Bey’e Piri Reis ile ilgili. Rıdvan Bey, vitrifiye aldık mı, hayır. İtalya’dan aldık mı, hayır. İhale yapıldı mı, hayır. İhalede kimleri çağıracaksınız? İşte, Eczacıbaşı, Vitra, Çanakkale Seramik, Ege Seramik. Ancak uygun ürün yoksa belki bir veya iki tane yurtdışından alınabilir. Bize bunu söyleyenlere döndük dedik ki, ya biz daha vitrifiye almamışız. Bunlar bizi üzdüğü gibi hırslandırıyor da. Bu Odayı yaparken bizler evlerimizi de yaptırmışız. Şimdi beni tanırsınız. Ben şahsen 20-25 kişiyi tehdit etmişim. Tabii bu örnekler, yıpratma politikası öyle bir yere gidiyor ki. Siz benim ağzımdan bir tane olmayan bir şeyi duymazsınız. Sahada onlarca yeri dolaştık. 32 tane müzahir kuruluşumuzu dolaştık. Bir tanesi diyemez ki şöyle şöyle söylendi diye. Ama söylediğiniz kesim kim? Denizcilik kesimi. Çok güzel bir şey başardılar, sektörün bir bölümünü böldüler. Balıkçıları, motorcuları, SULİM’i böyle çaaat diye böldüler. Ve ben söylediğimi söyleyeyim; gidin isteseniz hepiniz karşı tarafta olun ama komitede olmak zorundasınız. Aksi takdirde kazansanız da kaybetseniz de kaybediyorsunuz.”
Karşı tarafın dürüstçe yarışmayı beceremediğini söyleyen Metin Kalkavan, “Size daha vahimini söyleyeyim; burada bir arkadaşımız var, bir gün telefon açılıyor, oyunu istiyorum. İyi güzel ama sen benim nerede olduğumu biliyorsun. Kendisi “Biliyor musunuz sizin yıllardır çözemediğiniz sorunları iki telefonda çözerim” diyorlar dedi. Bunu söyleyen bir numara. Şimdi bunu alıyorum, o tarafa koysam olmuyor, bu tarafa koysam olmuyor. Madem böyle bir gücün vardı, yıllarca niye kullanmadın? Meclis üyemizdin, GİSBİR’in Başkan yardımcısıydın. Böyle bir şey kolay mı Türkiye’de? Bak bizim öyle bir gücümüz yok. İki telefonla yıllardır çözülmeyen sorunları çözemeyiz biz. Ha isterseniz arkadaşın ismini de veririm” şeklinde tepkisini dile getirdi.
Bölünen kurumların bölünmemek için balıkçılar kooperatifinde olduğu gibi tek liste yaptıklarını anlatan Kalkavan, mümkün olduğu kadar herkesin temsil edilmesini istediklerini vurguladı. Bu noktada aday olmakla ilgili neden kararının değiştiğini de meclis üyelerine anlatan Kalkavan, “Neden değiştiğini şimdi söylüyorum; Piri Reis Projesi’nin altında 100 milyon TL kefaletim vardır. Beyefendi diyor ki, eşit davranacağız. Hala anlamamış Piri Reis Üniversitesi’nin ne olduğunu. Bu Odanın tarihinde gelmiş geçmiş ve gelecek de en büyük projedir. İkincisi de bu kadar itibarsızlaştırma fazla. Bu sıfatlar çok ağır oldu. Hırsızlıktan tutun, hilekar, sahtekar, vizyonsuz, ufuksuz, adaletsiz sıfatlarını biz haketmiyoruz. Bu yüzden lütfen gelin odanıza sahip çıkın. 8 Mayıs’taki toplantıya da gelin. Bizim başarısız olduğumuz konular da vardır. Kendimizi anlatmakta zorluk çekeriz, utanırız, anlatmayız” şeklinde konuştu.
KEŞKE DAHA İYİ BİR ADAY ÇIKSAYDI
Mücadelelere bakınca kendilerinin hiçbir zaman olayı çirkinleştirmediklerini, ne ulusal ne de deniz basınına götürmediklerini ifade eden Metin Kalkavan, aday Salih Zeki Çakır’ın kendisiyle televizyon programına bile katılamadığını söyledi. Sebebin çok açık olduğunu belirten Kalkavan, “Gelemez de. Sebep çok açık. Hani başta söylemişti ya, şeffaflık. Oraya girdiği zaman batar. Benle yarışacak olan, karşıma çıkacak olan dümdüz, şeffaf olacak. Keşke dilerdim başka daha iyi bir aday çıksaydı, daha iyi bir yarış olsaydı. Ama ondan gelmiyor, gelemez de. Ha şimdi olmadığı yerde de, arkasından konuşuyor diyecekler. Beyefendi benim arkamdan bir aydır konuşuyor” dedi.
YARIŞI ALNIMIZIN AKIYLA KAZANMAK İSTİYORUZ
Denizcilik sektörünün 2002-2013 arasında Türkiye’de bütünüyle en hızlı büyüyen sektör olduğunu belirten Kalkavan, BDDK’nın 2002 kayıtlarındaki rakamları ile bugünkü rakamlara bakıldığında yüzde 1300 gibi bir fark olduğunu söyledi. Hiçbir sektörde böyle bir şey olmadığını dile getiren Kalkavan, “Burada limanlarımız başı çekmiştir. Bir sürü şey yapılmıştır. Limanlarımız demişken de şimdi bu açıklama yapan TÜRKLİM, burada sadece yüzde 15’lerin kaldırılmasında göstermiş olduğumuz mücadeleyi görür de, insan biraz saygı duyar. Burada o yüzde 15’leri kaldırmak için yaptığımız mücadeleyi… Ama arkadaşlarımız kurumsallaşmaya devam etsinler. Buradan şu çıkıyor, yarışı kazanmak için her şey mubahtır. Bizim için mübah değil. Biz öyle oy istemiyoruz. Yarışı alnımızın akıyla, etik değerlere bağlı olarak kazanmak istiyoruz. Kazandık gibi ifadeler var. O kendisini tatlı rüyalarda görsün. 9 Mayıs akşam saat 6’da kimin ne yaptığını hep beraber göreceğiz. Büyük bir tokat yiyecekler. Karadenizliyi kızdırmayacaksınız. Kızdırınca bazen hata yapar, bazen de hırslandırırsınız. Ama biz onu kızdıracak hiçbir şey yapmadık. O da Karadenizlidir. Ama bu kadar itibarsızlaştırma olmaz” yorumunu yaptı.
DTO’nun şubelerinin de bölündüğünü anlatan DTO Başkanı Kalkavan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bakın bizim şubelerimizi böldüler. Bu da hiç hoş değil. Şubelerimizi sanki özel, özerk bir odaymış gibi çalışma rahatlığı verdik. Bir tek bütçelerinin onanması, bütçe pazarlığı ve Piri Reis Üniversitesi için aldığımız payın dışında ne yönetimlerine karışırdık, ne meclislerine karışırdık. Tamamen kendi bağımsız yapılarını kurarlardı. Şimdi o bağımsız yapıları zarar gördü. Yine karışmıyoruz. Ama bizim desteklediğimiz adaylara rakipler çıkmaya başlayınca gittik, ziyaret ettik. Böyle olunca da Odaların özerkliğine, özgürlüğüne müdahale olayı geldi. Aday arkadaşımızın söylemleri arasında Piri Reis Üniversitesi bize kendini anlatacak diye bir ibare var. Bakın 30 proje, içinde bir ikisinin uygulanma imkanı zaten yok, gerisinin tamamını zaten biz uyguluyoruz. Yönetişim, o artık geçti. Yönetişim geride kaldı. Daha yeni şeyler bulmak lazım. Bizim şu kadroyla yapmış olduğumuz çalışmaları, şu beyin takımıyla, danışmanlarımızla yaptığımız çalışmaları sittin sene otursunlar hayal etmeleri, yazmaları bile mümkün değil. Hele o bayılıyorum alo 444 hattına. Ya böyle bir şey olur mu, biz cep telefonu hattı değiliz ki. Bizim mali, hukuki veya teknik vereceğimiz herhangi bir görüş Odayı bağlar. Böyle bir ilişkinin altına odayı nasıl sokarsınız? Şimdi Odaya soracak. Şöyle yap denilecek. Tersi oldu. Ne olacak? Oda beni yanlış yönlendirdi. Ya Odada böyle bir sistem kurabilir misiniz? Ama kulağa hoş geliyor, alo 444 DTO. Öyle bir şey ben duymadım. Başka odalarda var mı? Belediyelerde olur ama odalarda böyle bir şey olması söz konusu değil. Üyelerimiz değişim istiyor diye bir şey var. Üyelerimiz değişim mi istiyor, üyelerimiz istikrar mı istiyor onu hep beraber göreceğiz. Üyelerimiz gelişim mi istiyor? Değişimi yapan esas biziz. Tanımlamaların arkasına takılıp, kişinin değiştirilmesi mi, gücün yetiyorsa gel değiştir. Kimle istiyorsan gel. Gerçekten bütün olarak çok uğraştık. Hiç unutmuyorum, bir kanun düzenlemesinde Halim Bey, ben, Veysel Bey uğraştık, buranın gelirlerinin yüzde 50 artmasına sebeptir. Görünmez çok kahraman vardır”.
BU MECLİS GÖREVİNİ FAZLASIYLA YAPMIŞTIR
Konuşmasının sonunda meclis üyelerine teşekkür eden Metin Kalkavan, özellikle bu meclisin çok şey başardığını, tarihe geçecek kararların altına imza attığını ve destek verdiğini vurguladı. Bu meclisin üyesi olmaktan son derece keyif aldığını ve gurur duyduğunu ifade eden Kalkavan, “Bu meclis görevini fazlasıyla yapmıştır. Benim nezdimde çok fazlasıyla yapmıştır. Sadece mutfakta çalışmakla değil arkasında durarak, yanında durarak yapmıştır. Kararlara sahip olarak yapmıştır. Meclis üyelerimizi hatta komite üyelerimizin tamamını 8 Mayıs’taki son 10 yılın hesabı toplantısına bekliyoruz” diyerek çağrısını yineledi.”
TAŞKENT’TEN SALİH ZEKİ ÇAKIR’A TEPKİ
DTO Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Çetin Taşkent de başkan adayı Salih Zeki Çakır’ı eleştirdi.
“Biraz önce Sayın Başkanım ‘Karadenizlinin damarına basınca delilirmiş’ dedi. Ben de doğma büyüme İstanbulluyum ama Rizeli olmaktan zevk duyarım ve Rizeli olmanın zevkini yaşadığım için kendimi mutlu insanlardan addediyorum” sözleriyle konuşmasına başlayan Taşkent, ‘Piri Reis Üniversitesi’ni yaparken kendilerine ev yaptılar’ şeklindeki iddiaların kendisini sinirlendirdiğini söyledi. Deniz Ticaret Odası’nın ilk kurulurken küçük bir yerde Beşiktaş’ta kurduklarını anlatan Taşkent, “Ondan sonra nereden nerelere geldik Allah’a şükür. Bugün böyle bir salonumuz var. Ama demek ki Odamız o ufak yerlerdeyken bu kadar aktif bir yönetim kurulu yoktu. Kendilerine böyle bir salon ve birer de ev yapmanın mutluluğuyla bize bundan önceki yönetimler bu mutluluğu yaşatmadılar. Sağ olsunlar bu yönetimde yaşattılar. Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı olarak buradaki iddialar bana da dokunuyor” şeklinde tepki gösterdi.
Eski adıyla Bütçe Komisyonu olan Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı olarak aylık mizanları mecliste tasdik edilmek üzere sunduklarını hatırlatan Çetin Taşkent, “Biraz evvel Hüseyin Yangın, bütçeyle ilgili konularda tek itiraz yapanın kendisi olduğunu söyledi. Bilmiyorum, ben uzun bir süre hastanede yattım, o zaman mı yaptı o itirazı. Benim o sunumlarımda tek itiraz eden Faruk Ağabeyimdi. Onun dışında Sayın Meclis Başkanımız, ‘diyeceği olan var mı’ diye sorardı, kimseden çıt çıkmazdı. Hatta bir ara münakale kelimesi benim için bir tik olmuştu. Hepinizin ağzında ‘vay münakale Çetin yine kürsüye çıktı’ gibi… Şimdi bilmiyorum liste çalışmalarınızdaki durum nedir ama Hüseyin arkadaşımız, size Bütçe Komisyonu Başkanlığı teklif edilmişse güle güle kullanın. Yaşım icabı da olsa Oda’ya geldiğimden beri bütçe komisyonu ile ilgili çok iyi çalışmalar yaptık. Eksik olmasınlar Mustafa kardeşim, Bülent kardeşim çok çok yardımcı oldular” dedi.
SALİH ZEKİ ÇAKIR BAŞKAN ADAYI OLUNCA BANA SELAM VERDİ
Başkan adayı Salih Zeki Çakır’la ilgili gözlemlerini aktaran Çetin Taşkent, “Salih Bey’i şurada görseydim, şahsıyla ilgili bir iki laf edecektim. Belki benim şahsımı ilgilendiren bir konu olduğu için hepinizden özür dilerim ama Salih Bey’in kaç dönemdir burada meclis üyesi olduğunu bilmiyorum, iki dönem mi. İki dönemdir burada meclis üyesi kendisi. Şimdi hepiniz beni tanırsınız salondan içeri girdiğimde en arkada oturan basın mensubu arkadaşlarım da dahil herkese merhaba derim şimdi beni hepiniz tanırsınız, buradan içeri girdiğimde arkada oturan basın arkadaşlarıma dahi herkese merhaba derim, yerime gelene kadar her kişiye merhaba demişimdir, hatırını sormuşumdur, bana ifade ettikleri güler yüze ben de karşılık vermişimdir. Ama bu Salih Bey…” sözleri üzerine Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, araya girerek, “Çetin Ağabey, bunlara lüzum yok. Hiç lüzum yok. Yani burada gelip bir aday arkadaşımıza selam vermedi falan diyerek, konu şahsa indirgeniyor. Şu kardeşimizin yaşı belki ufak ama ben sağlığınızı düşünüyorum. Söyleyeyim sana ben böyle sinirlenip masada vefat eden amcamı hatırlıyorum. Hiç bunlara lüzum yok, onun için söylüyorum” diyerek müdahale etti. Bunun üzerine Çetin Taşkent, “Hayır, hayır. Bunu yapacağım ama bunu niye yapacağımı söyleyeceğim” diye cevap verdi. Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, espriyle karışık, “Bakın, ihtar verip, çıkartırım seni dışarıya” diye takıldı. Çetin Taşkent’in konuşmakta ısrar etmesi üzerine Kaptanoğlu, “Sinirlen ya. Özür dilerim, hastaneye gidersen bir daha gelmem” dedi.
Konuşmasına devam eden Çetin Taşkent, “Beyefendi Metin Başkanın şeffaflığından bahsetti, ben başka bir yönünden bahsedeceğim. Müsaade ederseniz söyleyeyim. Şimdi o arkadaş iki dönemdir burada. Ben tekrar yine özür diliyorum şahsımla ilgili bir yorum yaptığım için. Ne selam verir, ne bir şey yapar. Yan yana geliriz bakmaz etmez. Gel zaman git zaman, ben Salih Zeki Çakır’ın iki kere kürsüye çıkıp konuştuğunu hatırlıyorum. Birincisi, bir araştırma şirketi kurmuştu, çıkıp o araştırman şirketiyle ilgili, koster filosuyla ilgili konuşma yaptı. Bana göre reklamdı. İkincisi Somali’de bu korsanlarla ilgili bir şirket kurdu, onunla ilgili konuştu. Bu konuşmalar haricinde burada kalkıp yönetim kurulunu tenkit eden bir konuşmasını hatırlamıyorum. Ben hastaneden çıkınca hepinize burada teşekkür konuşması yaptım. Hatta konuşamadım, ağlıyordum. Çok sevdiğim Başkan benim çocukluk arkadaşımdır. Ta liseden beri nasıl dernekçilik yaptığımı bilir. Onun için bana şey yapmadı. Bakın ben yine dolmaya başladım. Ama beyefendi aday oldu, başkan adayı olduktan sonra bu arkadaşımızın bütün her şeyi, mailleri geliyor. Tamam, eksik olmasın, bakıyorum. Ama bana hiç selam vermeyen kişi evvelki meclis toplantısı öncesi kütüphane salonunda, ‘Ooo Çetin Beyciğim, nasılsınız? Geçmiş olsun. Maşallah sizleri iyi gördük’ dedi. Ben de, ‘Çok teşekkür ederim Sayın Başkan’ dedim. Bu kadar. Yorumu sizlere bırakıyorum arkadaşlar” şeklinde konuştu.
DENİZ TURİZMİNE ALERJİSİ Mİ VAR?
Başkan adayı Salih Zeki Çakır’ın sunduğu projeleri de eleştiren Çetin Taşkent, 32 sayfadan oluşan projeler listesinin 25’nci sayfasında iç sularda turizm denildiğini ancak deniz turizminden bahsedilmediğini vurguladı. Salih Zeki Çakır’ın aday olduktan sonra Antalya’dan başlayarak Mersin, Marmaris, Bodrum olmak üzere bütün şubeleri gezdiğini hatırlatan Taşkent, “Ben deniz turizmiyle ilgili bir komitenin içindeyim. Arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Ancak deniz turizmi lafını etmeyen bir insan niye o şubeleri gezdi anlamıyorum. Turizme alerjisi mi var, onu da bilmiyorum. Ve o bahsettiği sayfada bir tane resim koymuş. Zannediyorum Porsuk Çayı’nda 7-8 metrelik bir teknenin resmini koymuş. Şimdi bu çatı altında 9 bine yakın üyenin 6 bine yakının deniz turizmiyle ilgili olduğunu biliyorsunuz. Demek ki üçte ikisi deniz turizmiyle ilgili. Tek kelime dahi bir şey yapmamış, niye gezdi anlamadım. Hepinizden de helallik istiyorum, sağ olun, var olun” diyerek konuşmasını noktaladı.
HALİM METE’DEN SEÇİM UYARILARI
DTO Yönetim Kurulu Başkanvekili Halim Mete, seçimler öncesi yapılan son meclis toplantısında 9 Mayıs Perşembe günü yapılacak seçimlerde “imza sirküleri” ile de oy kullanılabileceğini açıkladı.
Seçim listesinin kesinleştiğini ve her dönem itiraz olmasına rağmen bu dönemde listeye tek bir itiraz bile yapılmadığını belirten Halim Mete, bu durumun listenin ne kadar düzgün hazırlandığının göstergesi olduğunu vurguladı. Seçimin 9 Mayıs Perşembe günü saat 09 ile 17.00 arasında yapılacağını ve sandıkların oluştuğunu bildiren Halim Mete, “Bildiğim kadarıyla seçimlerde 43 meslek grubu 34 sandık kurulunda oy kullanacak. Bütün hazırlıklar yapıldı, yerleri tespit edildi. Bunların hepsi İlçe Seçim Kurulu tarafından yapılıyor. Gelecek üyelerimizin güvenliğinden tutun da oy kullanma rahatlığına kadar tüm tedbirler alınmıştır” dedi. Halim Mete, daha önce seçimin yapılacağı mekanla ilgili bir itiraz olduğunu ancak itirazın ilgili kurum tarafından kabul görmediğini söyledi.
İMZA SİRKÜLERİYLE OY KULLANABİLİRSİNİZ
Seçimlerde oy kullanılması konusunda da bilgi veren Halim Mete, imza sirküleriyle de oy kullanılabileceğini açıkladı. Mete, imza sirküleri ile nasıl oy kullanılacağı konusunda şu bilgileri verdi:
“Eğer şirketinizi tek başınıza temsil ediyorsanız, sirkülerinizi alın, nüfus cüzdanınızla hemen gidin sandığa, oyunuzu kullanın. Yalnız peşinizden ortağınız gelip, ben kullanacaktım o niye geldi derse ilk gelen kullanır. O konuda TOBB olarak, yanlış olur dememize rağmen bu uygulama kabul gördü. Eğer tek başınıza yetkili değil de iki ortak yetkiliyseniz, yani diyelim ki 4 ortak var, herhangi ikisi şirketi temsil ve izam eder deniyorsa o zaman müşterek temsilde, yani mesela diyelim ki Halim Mete ile Mehmet Mete temsil ediyorsa, ikisi birlikte bir temsil yazısı verecek, imza sirküleriyle beraber oy kullanabiliyorsunuz. Bu düzenleme geçtiğimiz hafta açıklanan yeni yönetmelikte var. Müşterek yetkiye sahip temsilciler bulunması halinde hangi temsilci için yetki belgesi düzenleneceği dilekçede belirtilir ve yetkililerce imzalanır diyor. Noter tasdikine gerek yok” şeklinde bilgi verdi.
ODAYI ÇOK CİDDİ SAVUNMAMIZ GEREKEN BİR DÖNEMDEYİZ
DTO’nun Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan Liman İşletmecileri Meslek Komitesi Başkanı Altan Köseoğlu, DTO Başkanı Metin Kalkavan ve ekibinin çıtayı çok yükselttiğini belirterek, yeni gelecek ekibin işinin zor olduğunu söyledi.
Liman işletmeleriyle ilgili yapılan çalışmalarda diğer meslek grup0larına ya da meslek komitelerine çalışmalarına öncelikli olarak yer verildiğini dile getiren Köseoğlu, hemen hemen listenin birinci sırasında uzun süre kendi komitelerinin kaldığını söyledi. Köseoğlu, yapılan işlerin ciddi ve çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Sadece bir hatıramı söyleyeyim. O zamanki Denizcilik Müsteşar ile Sayın Başkan ve ben, yüzde 15 meselesine ilave getirilmesi istenen bir istekte 4.5 saat bu odada mücadele verdik. Değerli arkadaşlar yönetime teşekkür ediyorum, sizlere de teşekkür ediyorum. Aranızda bulunmaktan gurur duydum. Ama bu oda patronlar kulübüdür, ben ise profesyonelim. Profesyonel olarak elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Ama bu kulübü, ülkenin geleceğini iyi görmediğimiz bir ortamda çok ciddi savunmamız gerekir. Buna dikkatinizi çekiyorum” şeklinde uyarıda bulundu.
DTO’DA OLAĞANÜSTÜ İŞLER YAPILDI
DTO’nun Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan Yunus Can, genelde seçimlerden önce son meclis toplantısında teşekkür konuşmaları yapıldığını, ancak kendisinin bir önceki meclis toplantısında yönetime teşekkür ettiğini söyledi. DTO Başkanı Metin Kalkavan’ın her zamanki mütevazı kişiliğiyle bu kadar uzun dönem içinde yapmış olduklarını 8 Mayıs’ta yapılacak toplantıda 1.5 saatlik süre içinde nasıl anlatacağını gerçekten merak ettiğini ifade eden Yunus Can, “Gerçekten olağanüstü işler yapıldı, olağanüstü çalışmalar ortaya konuldu. Bunların o 1.5 saatlik zaman içerisinde anlatılmasının mümkün olduğunu düşünmüyorum. Esasında burada yapılanların neler olduğunu bizim çok net irdeleyerek anlamamız lazım. Şimdi ben böyle konuşurken, geçtiğimiz günlerde biz sahaya indik, taraf olduğumuzu ifade ettik. Taraf olduğumuz itibariyle de bazı dostlarımızdan, arkadaşlarımızdan tepki aldık. Malum, mecliste muhalif kişiliğimle tanınıyorum. ‘Muhalif kişiliğinle nasıl mevcut yönetim kurulunu ya da Sayın Başkanı destekliyorsun’ gibi sorulara da muhatap oldum. Ancak demek ki biz burada kendimizi anlatamadık, derdimizi anlatamadık. Benim burada yaptığım tüm konuşmalar, muhalif ifadeler asla Sayın Başkanın kişiliğine değildir. Hem kişiliğine benim bir ifadem olmamıştır hem de yanımda öyle bir ifade kullanmasına asla müsaade etmedim. Benim sistemle, sistemin yanlışlıkları, çarpıklıklarıyla alakalı ihtilaflarım, haykırışlarım, bağırışlarım olmuştur. Eğer Allah nasip ederse bundan sonra da burada bu görevi yapacaksak, yine aynı haykırışlar içerisinde sisteme dönük eleştirilerime devam edeceğim” dedi.
BU İFTİRAYI ATANLAR BU İNSANLARIN YÜZÜNE YARIN NASIL BAKACAK?
Meclis Başkanvekili Faruk Ürkmez de, DTO’da iki dönemdir görev yapan başta meclis üyeleri olmak üzere yönetim kurulu üyeleri, meclis başkanı ve yönetim kurulu başkanına anlatılmış veya anlatılmamış tüm hizmetler için teşekkür etti.
Piri Reis Üniversitesi’ni yaparken ev yapıldığını da yeni duyduğunu ifade eden Ürkmez, “Vah vah vah, yazıklar olsun. Bu kadar belden aşağı vurmanın anlamsızlığını hayretle müşahede ediyorum. Bunu nasıl söylüyorlar, çok ayıp ediyorlar” yorumunu yaptı. Hepimizin bu sektörün içinde olduğunu hatırlatan Faruk Ürkmez, bunu söyleyip, yarın bir gün bu mecliste oturup, birbirinin yüzüne bakmanın ne dereceye kadar doğru olacağı sorusunu yöneltti. Hayretle, üzüntüyle o günün geleceğini gördüğünü dile getiren Faruk Ürkmez, “Bunu söyleyen arkadaşlarımız, eğer siz eskaza bir komiteden veya iki komiteden, hiç tahmin etmiyorum ama meclise gelirseniz, nasıl bakacaksınız ithamda bulunduğunuz bu milletin, bu yönetimin veya eksilmiş meclis üyelerinin yüzüne? Yüzlerine karşı bunu nasıl söyleyeceksiniz? Çünkü harcamalarda meclis yetki veriyor. Bunu nasıl yapacaksınız? Üzüntüyle, esefle bu doğru olmayan ifadeleri kınıyorum” diyerek tepki gösterdi.
İKİ ADAYLI SEÇİMİ KAZANMANIN KEYFİ BAŞKADIR
Meclis Üyesi Hüseyin Yangın’da toplantıda konuşan isimlerden biriydi. Hüseyin Yangın şunları söyledi: “Sayın Başkan, zaman zaman toplantılarda en çok söz alan meclis üyesi olarak ismimi lanse ettiği için son toplantıda kısa da olsa söz almak istedim. İki dönem meclis üyeliği yaptım, bir dönem ara verdim. Muhtelif konuşmalar yaptım. Yaptığım konuşmalarda o gün itibariyle tepkiler almış olabilirim, katılmayan arkadaşlar olabilir ama süreçte hep yaptığım konuşmaların içinin dolu olduğunu ve çoğunun da gerçekleştiğini görmek beni son derece mutlu etti. Buraya gelmeden önce sitemizde bütün meclis tutanaklarını okudum. O konuşmaları süzgeçten geçirdiğimde doğru zamanlarda doğru konuşmalar yaptığımı gördüm. Mesela bir bakanlık kurulması konusunda müsteşarlık, üniversite, bütçe konusunda konuşmalarım olmuş. Sayın eski başkanımız bütçelere kimse itiraz etmedi dedi ama tutanakların oylanması konusunda bütçe ile ilgili bir konuşmam olmuş. Öyle anladım. İtiraz eden üyelerinizden birisi benim. Yeni bir dönem başlayacak önümüzdeki haftadan sonra. Ben özellikle odalar da dernekler gibi karşılıksız hizmet anlayışıyla yönetilen, yönetenin büyük emek ve zaman harcadıkları kurumlar. Deniz Ticaret Odası gibi yarı kamu kuruluşu olduğu zaman bu sorun çok daha fazla artıyor. İlk meclis üyesi olduğumda yine bu eleştirileri yaptığımda, gecemizi gündüzümüze katıyoruz ama kimse bizi takdir etmiyor ama eleştiriye gelince çok ağır eleştiriyorlar diye tepki almıştım. Bizler, meclis üyeleri yönetenleri eleştirmek için varız. Yaptıkları iş kendi vazifeleri, onun için varlar. Dolayısıyla eleştirmekten kimse rahatsız olmamalı ama teşekkür de edeceğiz. Bugün son meclis ve yürekten herkese teşekkür edeceğiz. Sonunda ediyoruz, ben böyle bakıyorum olaya”.
Hüseyin Yangın iki adaylı bir seçim yapıldığını vurgulayarak “İki aday olduğu zaman gerçek demokrasi olur, onun için fazla alınganlık göstermeyin, demokratik bir seçim oluyor. Belki belden aşağı vurmalar, istenmeyen şeyler olabiliyor ama göreceksiniz ki inşallah kazanacaksınız. Tabii biz de sizle birlikte. O zaman ne kadar önemli bir iş yaptığınızı, ne kadar keyif aldığınızı o zaman göreceksiniz. Belki şimdi üzülüyorsunuz ama iki adaylı bir seçimi kazanmanın keyfi, tek adaylı bir seçimi kazanmak gibi değildir. Umarım o keyfi de yaşarsınız” şeklinde konuştu.
Yangın sözlerini bitirirken, “Bize hizmet eden yönetim kurulu başkanı, meclis başkanı, bütün çalışanlar, sekreterya, odamız çalışanlarına, emekçilerine tekrar teşekkür ediyorum. Emekçiler deyince de bir gün geç olsa da dün kutladığımız emekçiler günü kutlu olsun. Önümüzdeki dönemde eğer tekrar aranızda olursam ben de bu komisyonlardan birisine aday olmak istiyorum. Bu bütçe komisyonu olsun istiyorum. Buradan bütçe komisyonu aday adayı olduğumu açıklıyorum. Seçimin herkese hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
DÜZGİT’İN KONUŞMASI DTO’DA BOMBA ETKİSİ YARATTI
Meclis toplantısında Recep Düzgit de kürsüye gelerek sert bir konuşma yaptı. Önce Gemi Donatanları ve Acenteleri Derneği Başkanı olarak, bu güne kadar verdikleri destekten dolayı DTO’nun mevcut yönetimine teşekkür ettikten sonra, ikinci konuşmasına geçerken özellikle altını çizip, “bu bölüm dernek başkanı sıfatı ile değil tamamıyla benim kişisel konuşmamdır” dedi.
Düzgit “Kul hakkı”na vurgu yaptığı konuşmasında Allah bile “Bana kul hakkı ile gelmeyin” demektedir. Her ne olursa olsun “Kul Hakkı” yememek gerekir dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Geçenlerde 4 kişi ile Yalova tarafından bir botla dönüyorduk. Orada bana bazı şeyler sordular. Beni tanıyanlar bilirler belgesiz, delil, evrak olmadan asla konuşmam. Tesadüfen yanımda o dosya vardı. Çıkardım ve belgeleri ortaya koydum. Zamanında Almanya’da yapılan ve resmen kul hakkının yendiği olayı belgeleriyle anlattım. Bunun üzerine Salih Zeki Çakır beni arayarak, “böyle bir şey söylemişsin” dedi, ben de “Evet bunu ben söyledim ve ben belgesiz konuşmam, bu konuşmayı herkesin olduğu bir ortamda yapalım. Nerede isterseniz buluşalım” dedim. Ama bir daha kendisinden ses çıkmadı. Şimdi soruyorum, ‘Ey Salih Zeki Çakır neredesin? Niye gelmedin?’ Ne yazık ki kul hakkı yemiş bir aday DTO başkanlığına aday olmuştur”.
virahaber.com - Özel Haber