DTO Meclis Toplantısının Konuğu İsmet Yılmaz Oldu

İMEAK Deniz Ticaret Odası Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, 11 Kasım Perşembe günü gerekli tüm tedbirler alınarak hem meclis salonunda fiziki olarak hem de video konferans sistemi üzerinden gerçekleştirildi.

Toplantı, İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır'ın açılış konuşması ile başladı. Bugüne kadar meclis toplantılarında birçok önemli ismi ağırladıklarını vurgulayan Çakır, kasım ayı meclis toplantısına katılan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz'ın siyaset ve eğitim hayatından bahsetti.

Açılış konuşmasının ardından söz alan İsmet Yılmaz, toplantıya katıldığı için memnuniyetini dile getirerek bir araya gelmelerini sağlayan İMEAK Deniz Ticaret Odası yönetimine teşekkür etti.

Son iki yıldır olağanüstü bir dönemden geçildiğini, salgınla birlikte kişisel, toplumsal ve ekonomik hayatın değişikliğe uğradığını hatırlatan Yılmaz, dünya genelinde ekonomik dengelerin sarsıldığını dile getirdi. Son 30 yıllık dönemde küresel yoksulluk oranının ilk defa arttığını ifade eden Yılmaz, “Enerji fiyatları ve taşıma maliyetleri artıyor. Arz-talep dengesizliği küresel enflasyonu besliyor. Pek çok ülkede kamu maliyesi bozuldu. Artan borç stoku rekor seviyelere ulaştı. Virüsün ortaya çıkabilecek yeni varyantları da ayrı bir risk olarak duruyor. Yüksek enflasyon sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Amerika'da ekim ayında enflasyon 0,9 artarak yıllık bazda yüzde 6.2 ile son 31 yılın en yüksek artışını gösterdi. Kaliforniya'nın San Diego şehrinde de 28 günde benzine 27 kez zam geldiğini söylemek isterim. Yine bildiğiniz gibi Virginia eyaletinde 2020 Kasım ayında seçim yapıldı. Biden'ın başkanlık seçiminde açık ara önde olduğu bu Virginia eyaletindeki seçimde Demokratlar kaybetti. Cumhuriyetçiler bunu Amerika’daki ekonomik durumun kötü gidişine bağlıyorlar. Küresel tedarik zincirinde ve ara mal temininde yaşanan aksaklıklar arz talep dengesi oluşturarak fiyatlara da olumsuz yansıyor. Hızlı talep artışı da başta enerji olmak üzere küresel emtia fiyatlarını yukarı çekiyor. Navlun ücretleri de bu artışlara eşlik ediyor” ifadelerini kullandı.

“DESTEKLER YILSONU İTİBARİYLE 734 MİLYAR LİRAYA ULAŞACAK”

Dünya çapında yaşanan kuraklık, olumsuz iklim koşulları ve stoklama eğilimindeki artışın uluslararası gıda fiyatlarının da yükselmesine neden olduğunu vurgulayan Yılmaz, Çin hükümetin halka yiyecek stoklama çağrısında bulunduğunu, bunun önemli bir gelişme olduğunu kaydetti. Arz-talep kaynaklı bu tarz gelişmelerden Türkiye’nin de etkilendiğini ancak olumsuz etkileri en aza indirmek için gerekli tedbirlerin alındığını söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Ülkemizde salgından etkilenen kesimlere destekler sunuldu. Salgın nedeniyle 2020’den bu yana sunulan destekler yılsonu itibariyle 734 milyar liraya ulaşacak. Yine salgın hastalığa yakalanan 8 milyonun üzerindeki kişiyi, evinde ilaç vererek, hastanede yatırarak veya yoğun bakıma alarak tedavi ettirdik. Devletimiz bu hizmetler karşısında bir kuruş ücret almadı. Dünyada sağlık hizmetinin, bu kadar vatandaşına en az maliyetle ya da ücretsiz veren bir başka ülke olmadığını da açıkça belirtmek isterim.”

Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamaları ile 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçildiğini hatırlatan Yılmaz, “Artan enerji fiyatlarını vatandaşımıza minimum düzeyde yansıtmaya çalışıyoruz. 2020 yılı sonuna göre Brent petrolün varil fiyatı yüzde 72, doğalgaz fiyatı metreküp başına yüzde 349 arttı. Yine maruz kalınan kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Bu düşüşü doğalgazla elektrik üretimi ile telafi ettik. Dolayısıyla elektrik üretim maliyetlerimiz de arttı. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp maliyetinin önemli bir bölümünü de devletimiz, hükümetimiz üstleniyor. Basit bit şekilde ifade etmek gerekirse, şu anda ısınma amaçlı olarak dışarıdan aldığımız doğalgazı dörtte biri fiyatına vatandaşımıza satıyoruz. Elektriği ise üretim maliyetinin yüzde 50 daha düşük fiyata sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

“BU VATAN BİZİM, SORUMLULUK DA BİZİM”

Normalleşme sürecinin zaman alacağını belirten Yılmaz, “Yaşadığımız süreçte ekonomimizi güçlendirip sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefliyoruz. Büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olması istihdama olan katkısı ve gelir dağılımı adaletini sağlamak da büyümenin seviyesi kadar önemlidir. Ekonomi politikalarına güveni daha da artırıp, ülke risk primimizi düşürmeyi, piyasa istikrarını güçlendirmeyi ve yerli yabancı tüm yatırımcılar için elverişli bir ortam oluşturmayı amaçlıyoruz. Daha önce bundan daha kötü günleri gördük ve yaşadık. Gecelik faizlerin 4-5 bin olduğu, enflasyonun yüzde 100’lere yaklaştığı dönemleri de gördük. Bunun en canlı şahitleri sizlersiniz. Ülkemizde yaşanan problemlerin farkındayız. Bunları çözecek gücümüz ve kararlılığımız var. En kötü günleri aştık, hiç şüpheniz olmasın. Bu mevcut yaşadığımız sıkıntıları da birlikte aşarız. Bu vatan bizim, sorumluluk da bizim. Bizim asli vazifemiz, gerçek resmi göz ardı etmeden Türkiye'nin geleceğine olan inancı arttırmak, umudu çoğaltmaktır. Bu nedenle ben bu sıkıntılı konulardan değil, iyi giden konulardan bahsetmek isterim” dedi. 

HEDEF, 2021 YILINI YÜZDE 9 ÜZERİNDE BÜYÜME İLE KAPATMAK

Salgın döneminde reel sektörün ayakta kalmasının ve istihdamda sürekliliğin sağlanmasının önemine değinen Yılmaz, şunları kaydetti: “Uygulanan politikalarla geçen seneyi iç talebin sürüklediği bir büyüme ile kapattık. Bu sene aşılamanın artması ve küresel canlanma bizi daha sağlam ve dengeli bir büyümeye yönlendirdi. Yılın ilk yarısını yüzde 14.3’lük bir büyüme ile kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60’ını yurtiçi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. 2021 yılını yüzde 9’un üzerinde bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Geçmiş yıllardaki eğilimlere baktığımızda büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığımız yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığımız düşüktü. Bu sene için öngörülen büyüme yüzde 9, cari açığın milli gelire oranı yüzde 2’nin altında gerçekleşecektir. 2021 yılı bütçemizde yüzde 4.3’lük bir bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3,5’in altında bir bütçe açığı ile kapatacağız. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma ön görmüştük ancak 155 milyar lira daha az borçlanma ile kapatacağız. Yılı, geçmiş yılların aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız. Yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz. Güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz. Bu ihracat artışı verimlilik, yani üretkenlik artışında inovatif yeteneklerden teknolojiyi üretme ve kullanma becerisinden kaynaklanmaktadır. Borç stokumuzun milli gelire oranını da düşürüyoruz, yapısını da iyileştiriyoruz. İç borçlanmanın vadesini uzattık. 2020 yılı içerisinde 29 aya kadar düşen iç borçlanmanın ortalama vadesini 56 aya yükselttik.  Ayrıca yeni organize sanayi bölgeleri açılıyor. Her şeye rağmen sıkıntılı dönemde yatırımın devam ettiğini söylemek isterim. Yatırımın devam etmesi aynı zamanda istihdamın da devam etmesi anlamına geliyor. Turizmde 2020 yılına kıyasla çok daha iyi bir performans gösterdik.”

Güçlü bir savunma sanayine sahip olmadan tam bağımsız Türkiye olunamayacağı bilinciyle, savunma sanayinde dünyanın lider ülkelerinden biriyiz diyen Yılmaz, “Pazartesi Milli Savunma Komisyonu üyelerimizle birlikte Eskişehir'deki TUSAŞ Motor Sanayi AŞ’yi ziyaret ettik. Gökyüzündeki her iki uçaktan birini ürettiği motor parçaları ile uçuran TEI, ülkemizin 21’inci yüzyıla hazır olduğunu gösterdi. 2010’larda tek bir tane lisanslı patentli motoru olmayan ülke, bugün 10’a yakın motorun lisansını, patentini almış durumdadır. Kendi helikopter motorlarımızı üretiyoruz. Gemiler içinde kullanılacak motorları üretme gayretindeyiz. Kara araçlarında kendimiz ile yarışıyoruz. Silahlı İnsansız Hava Araçlarında dünyanın en iyi durumundayız” dedi. 

KAPTANOĞLU: TÜRK DENİZCİLİĞİ BUGÜNKÜ DURUMA GELDİYSE BU YAPININ HARCI İSMET YILMAZ’DIR

İsmet Yılmaz’ın ardından söz alan Cengiz Kaptanoğlu, “Sevgili müsteşarım denizcilik sektöründe çok müstesna bir yere sahiptir. Milletvekili olduğumda da birlikte çalıştık. Bizim denizcilik sektörümüzde en önemli şey kurumsallaşmaydı. Bu kurumlaşmada İMEAK Deniz Ticaret Odası ve Denizcilik Müsteşarlığının katkısı çok büyüktür. Müsteşarlık, Oda ile fevkalade bir uyum içerinde çalıştı. Sayesinde ‘Denizci Ülke, Denizci Millet’ kavramı ortaya çıktı. Sayın müsteşarım Ankara’da bütün kurumlarda yanımızda olarak desteklerini esirgemedi. Yalova şu an denizciliğin gururu. Bunun sebebi ise denizcilik müsteşarlığının kurumsallaşması ve birlikte çalışmamızdı. Bugün o kurumsallaşma yok; ancak umarım bir gün tekrar gelir. Türk denizciliği bugünkü duruma geldiyse bu yapının harcı İsmet Yılmaz’dır. Onun varlığı dostluğu bizim en büyük güvencelerimizden biridir. Bu durum bugün de böyle devam ediyor. Ona teşekkür ve minnet duygularımızı ifade etmekten büyük onur duyuyorum” diye kaydetti.

Kaptanoğlu’nun teşekkür konuşmasında sonra İMEAK Deniz Ticaret Odası Tamer Kıran da söz alarak duygu ve düşüncelerini ifade etti. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı İsmet Yılmaz’ı tekrardan aralarında görmekten çok memnun olduklarını dile getiren Kıran, şöyle konuştu: “Denizcilik sektörü olarak kendisini, fevkalade hızlı ve neticeye giden düzenlemelerle hatırlarız. Geçtiğimiz 19 yıllık dönemde 300’e yakın kanun, yönetmelik, tebliğ vs. çıkarılmıştır. Bunun büyük bir bölümü Sayın Yılmaz’ın müsteşar olduğu dönemde çıkarılmıştır. İhtiyaç olan düzenlemelerin yapılmasında imzası vardır. Sektörümüze çok emeği ve faydası geçmiştir. Tekrardan çok teşekkür ederim.”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır ve Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran; İsmet Yılmaz'a, günün anısına kendisine ulaştırılmak üzere hatıra objesi takdim etti.

Meclis Başkan Yardımcısı Arif Kenan Türkantos Başkanlığında devam eden toplantıda 43 sayılı toplantı zabıtları ve eylül ayı mizanı görüşülerek onaylandı. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun ekim ayı faaliyetlerinin sunumu meclis üyeleri ile paylaşıldı. Ardından Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, bir konuşma yaptı. Yaklaşık 2 yıldır dünyayı derinden etkileyen Covid-19 salgının hala ciddiyetini koruduğunu ve küresel ekonomide çalkantılı günlerden geçildiğini ifade eden Kıran şöyle konuştu “Küresel ekonominin büyüme hızında bir miktar yavaşlama olmasına rağmen yılın tarihi bir büyüme ile tamamlanacağı kesinleşmiş gibi görünüyor. Büyüme tahminlerinde hafif yavaşlama olsa da talep koşullarında önemli bir değişiklik olmadığını görüyoruz. Büyüme açısından hala en önemli faktörlerden olan Covid-19 salgınında aşılardan sonra tedavi amaçlı ilaçların da devreye girme ihtimali pandemiyi sona erdirme konusundaki umutlarımızı artırıyor. Buna karşın dünyada enflasyon beklentileri yükselmeye devam ediyor. Geçen yıl yüzde 2’lerde olan küresel enflasyonun bu yıl yüzde 4,8’e ulaması bekleniyor. Başta gıda ve enerji olma üzere hammadde fiyatlarındaki artış bu tabloyu ortaya çıkarmış durumda. Son haftalarda emtia fiyatlarında yaşanan gerileme bir miktar kaygıları azaltsa bile küresel boyutta yaşanan enflasyonun beklenenden yüksek ve uzun sürme ihtimali önemli bir risk olarak karşımızda duruyor.”

Türkiye ekonomisinin 2021 yılında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi olarak yılı tamamlamaya aday göründüğünü vurgulayan Kıran, “Yüzde 9 ‘un üzerinde bir ihtimal çift haneye de ulaşabilecek bir büyüme tahmin ediyoruz. Bu tabloya en büyük katkı ihracat artışımızdan geliyor. Pandemi sürecinde ihracatımızın dünya ihracatı içerisindeki payının yüzde 1’i aşması ülkemizin rekabet gücünü çok net bir şekilde gösteriyor” dedi.

TAMER KIRAN DENİZCİLİK PİYASALARINI DEĞERLENDİRDİ

Denizcilik piyasalarını değerlendiren Kıran, “Dünyadaki tedarik zincirlerindeki sorunların devam etmesi maliyet baskısını artırırken küresel olarak yüksek ve beraberinde azalan talep piyasalarda çalkantılara neden oluyor. Küresel ekonomideki yavaşlamanın açık bir sonucu olarak denizcilik piyasalarında son bir aydır kayda değer düşüşler gözlemliyoruz. Düşüşün ana adresini ise kuru ve dökme yük piyasası oluşturuyor. Baltık kuru yük endeksi 7 Ekim 2021 tarihi itibarıyla 5 bin 650 değerini alarak son 10 yılın zirvesini görmüştü. Bu noktadan itibaren hızla düşerek 9 Kasım Salı günü 2805’e gerileyen endeks, böylelikle son bir ayda yüzde 50,4 değer kaybetti. Bu endeks içerisinde yer alan gemi kiralama bedellerine baktığımızda Capesize dediğimiz tonajda yüzde 41,5, Panamaxta yüzde 26,4 Supramaxta yüzde 31, Handysizede yüzde 23,1 kayıp yaşandığı görülmekte. Capesize 1 yıllık gemi kiralama bedelleri geçtiğimiz hafta sonunda 23 bin 750 dolarlara kadar geriledi. Diğer taraftan limanlarımızdaki hareketlilik devam etmiş, 2021 yılının ocak, ekim döneminde elleçlenen yük miktarı 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 5,5 artarak 434.2 milyon tona yükselmiştir. Temmuz 2021 itibarıyla bin groston ve üzeri dünyanın n büyük filosunu kontrol eden ülkeler listesine baktığımızda ise ülkemiz 15. sıradaki yerini korumaktadır. Türk sahipli filomuz Ocak-Temmuz 2021 arası 6 aylık dönemde 28.9 milyon DWT’dan yüzde 1’lik bir yükselişle 29.2 milyon DWT’a ulaşmıştır” diye kaydetti.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDAKİ SON GELİŞMELER

Denizcilik sektöründe büyük değişimlere öncülük etmeye aday en önemli gündem maddesi olan iklim değişikliği konusunda önemli toplantıların yapıldığına dikkat çeken Kıran, şöyle konuştu: “Bu toplantılardan ilkinde geçtiğimiz ayın sonunda aralarında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da yer aldığı dünya liderleri Roma’da düzenlenen G20 zirvesinde bir araya gelerek küresel ısınmayı 1,5 derece sınırlama ana hedefine bağlılıklarını teyit etmişlerdi. Bu konuda çok önemli bir toplantı olan COP-26 hala İskoçya’nın Glasgow şehrinde devam ediyor. Odamız tarafından da yakından takip edilen toplantılarda, denizcilik sektörünün daha önce hiçbir COP konferansında yer almadığı kadar dikkate alındığını müşahede ediyoruz. Bu çerçevede sektörün ana temsil kuruluşları olan Uluslararası Deniz Ticaret Odası, Baltık Uluslararası Denizcilik Konseyi tarafından denizciliğin geleceğini şekillendirmek başlıklı bir konferans düzenlenmiştir. Söz konusu konferans denizcilikte karbonsuzlaştırmayı geliştirmek için halihazırda yenilikçi çözümlere yatırım yapan deniz taşımacılığı ve enerji sektörü temsilcilerini bir araya getirmiştir. Denizcilik sektörünün paydaşları, yeşil teknolojilerin geliştirilmesine yönelik yatırım eksikliğinin denizcilikte karbonsuzlaştırma hedeflerinin önündeki en büyük tehdit olduğu konusunda uyarıda bulunmuştur. Katılımcılar tarafından araştırma ve geliştirme yatırımlarını artırmanın yolları belirlenmeye çalışılmış, dünya genelinde emisyonların yaklaşık yüzde 3’lük kısmından sorumlu olduğu belirtilen denizcilik faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için hali hazırda devam etmekte olan projeler hakkında bilgi sağlanmıştır.”

KIRAN: SEKTÖRÜ BİLGİLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ

İklim değişikliğinin olumsuz etkileri karşısında denizcilik sektörünün daha verimli teknolojiler ve daha düşük emisyonlu yakıtlar kullanarak yenilenebilir enerjiden oluşturulan yeni, 0 karbonlu yakıt kaynaklarına geçerek, dekarbonizasyon taahhüdünü gerçekleştirmek için 4. Sevk sistemleri devrimini gerçekleştirmeye çalıştığını ve sektör tarafından takip edildiğini vurgulayan Kıran, “Denizcilik sektöründe inovasyonu hızlandırmak için ICS tarafından kısa bir süre önce sektörün dekarbonizasyonuna yardımcı olabilecek 265 örnek projeyi tanımlayarak deniz taşımacılığı için 0 emisyon planı yayımlanmış, sektörümüzün bilgisine sunulmuştur. Raporda bu projeleri finanse etmek için tahmin maliyetin 4.4 milyar dolar olacağı öngörülmektedir. Yine COP-26 kapsamında IMO, ICS, BIMCO, Uluslararası Petrol ve Gaz Üreticileri Birliği tarafından biyolojik kirlenme, biofouling, IMO BM Ticaret ve Sanayi Kalkınma Konferansı tarafından gelişmekte olan ülkelerde 0 karbon içerikli yakıtlar toplantıları düzenlenmiştir. Danimarka önderliğinde, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Norveç, Panama’nın da aralarında bulunduğu 14 ülke 2050 yılında denizcilikte 0 emisyon için bir bildiri yayınlayarak, 2050 yılında 0 karbon emisyonu için IMO nezdinde harekete geçilmesi, 2030 ve 2040 yılları için alt hedeflerin belirlenmesi için çağrıda bulunmuştur. Uluslararası denizcilik örgütünün sera gazları stratejisini 2023 yılında yeniden gözden geçireceği belirtilirken 2050 yılı ile 0 karbon sera gazı emisyonu hedefinin kaçınılmaz olacağı görülmektedir. COP 26 iklim zirvesinin sonuçlarını dikkatle takip edip, sektörümüzü bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.

Kıran, 18 Kasım perşembe günü 14:00-16:00 saatleri arasında İMEAK Deniz Ticaret Odası danışmanı Prof. Dr. Mustafa İnsel’in sunumuyla Denizcilik Sektörünün Yeşil Dönüşümüne Uyumu konulu webinarın zoom üzerinden yapılacağını duyurdu.

DTO’nun dikkatle takip ettiği bir başka gelişmenin Marmara Denizi ve adaların özel çevre koruma bölgesi olarak tespit ve ilan edilmesine ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı bilgisini veren Kıran,  “Sektörümüzü yakından etkileyeceği aşikar olan bu karara ilişkin gelişmeleri de çok yakından takip ettiğimizi belirtmek isterim” diye konuştu.

PİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Konuşmasının devamında Piri Reis Üniversitesi’nin mali yapısı hakkında bilgiler veren Kıran, “Okulumuz, 2021-2022 akademik yılına bin 434 yeni öğrenci kaydı yaparak bu sayıyla geçen yılın rekorunu da tekrar kırmış olduk. Toplamda 5 bin 646 öğrenci ile başlamıştır. Akademik personel sayımız 285, idari personel sayımız 141, taşeron işçi sayımız 77’dir. Üniversitemizin sahip olduğu varlıklar aynen durmaktadır. Hiçbir varlık satışı yapılmamıştır. 31 Ekim 2021 tarihi itibarıyla 5 milyon 316 bin lira KDV alacağı, 36 milyon 925 bin 861 lira öğrenci vadeli öğrenim ücreti alacaklarımız, 1 milyon 875 bin Euro Ziraat Bankası bloke hesabında blokeli olarak nakit ve Katar eğitim projesinden önümüzdeki 2 yıl içinde gelecek 19 milyon 250 bin Euro alacağımız var” açıklamasında bulundu.

Türk deniz ticaret filosunun işletilmesinde özellikle zabit ihtiyacının önemi dikkate alınarak denizcilik fakülteleri öğrencilerinin uzun staj konusunda desteklenmesinin hayati önemi taşıdığının altını çizen Kıran,  “Bugünlerde uzun süreli staj planlamaları yapan gemi sahiplerimizin bu hususu göz önüne alarak önceki yıllara oranla daha fazla stajyer istihdam etmesinin önemini buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

Konuşmasını, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, vefatının 83. yıldönümünde saygıyla anarak tamamlayan Kıran, ayıca öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı.

Vira Haber

GÜNCEL Haberleri

İstanbul'da Lodos Nedeniyle Dalgalar Oluştu, Kimisi Fotoğrafladı Kimisi Kaçtı
Dev Dalgalar Sahilleri Dövüyor
Bu Kış, MSC Sinfonia ile Konforlu Kruvaziyer Seyahati Türkiye’de
Denizcilerden Yıpranma Hakkı İçin Çağrı: "Yıprandığımızı Anlatamıyoruz Çünkü Ölüyoruz"
Türkiye Kıyılarında Sadece 120 Tane Kaldı, Yuvalarında Takipleri Yapılıyor