Kocaeli'nin Körfez ilçesiyle İstanbul'un Tuzla ilçesindeki atölyelerinde imalat yapan Doğusel ailesi, 3 kuşaktır gemilerde yaşam alanı oluşturuyor.
Her gemiye özel tasarımlar yaparak mobilya üreten firma, Avrupa ülkelerinin yanı sıra Kanada'ya da ihracat gerçekleştiriyor. Özel olarak üretilen mobilyaların montajları ise gemiler Türkiye'ye getirilerek yapılıyor.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Kocaeli Temsilcisi olan Vedat Doğusel yaptığı açıklamada, denizcilik, gayrimenkul, danışmanlık ve bilişim sektöründe hizmet veren bir aile olduklarını belirterek, topluluğun temellerinin atıldığı ve lokomotif firmasının gemi mobilya üretimi olduğunu söyledi.
Dedesinin 1940'larda İstanbul Kasımpaşa'da gemi mobilyaları üretiminde usta olarak çalıştığını aktaran Doğusel, daha sonra Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 1958 yılında gemi mobilyaları üretimi için şirket kurduklarını anlattı.
Doğusel, şu anda amcası, babası ve diğer fertlerle dededen kalan bu mesleği sürdürdüklerini vurgulayarak, "Dedemden itibaren başlayan bir geçmişimiz var. İlk önce dedem marangoz ustabaşı olarak başlamış, daha sonra diğer aile bireyleri yer almış. Ben 3. kuşak temsilcileri oluyorum. Bugüne geldiğimizde denizcilik sektöründe yat üretimi alanında da faaliyet göstererek Türk denizciliğine irili ufaklı, birçok deniz aracı diyebileceğimiz çeşitli ölçülerde yatlar ve tekneler kazandırmanın onurunu yaşıyoruz." ifadesini kullandı.
Avrupa ülkelerinin yanı sıra Kanada'yla da çalıştıklarını aktaran Doğusel, dış pazara hitap ettikleri için Türkiye'ye döviz kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını bildirdi.
"Gemide yaşam alanları yaratıyoruz"
Ortalama bir geminin, mobilyalarının yapım sürecinin 6 ay sürdüğünü, ilk etapta projenin çizildiğini, müşterinin onayının ardından üretim kısmına geçildiğini anlatan Doğusel, mobilyaların üretiminin ardından Türkiye'ye getirilen gemide montaj çalışması gerçekleştirdiklerini aktardı.
Gemi mobilya üretiminin zorluklarına da değinen Doğusel, şunları anlattı:
"Kesinlikle standart bir ölçü yok. Gemilerde malumunuz çok dar alanlar var, ölçüler var. Bunları her türlü en ufak detayı düşünerek mobilyaları yapmak zorundayız ve biliyorsunuz ki gemilerin klasları var. Bu klaslara uygun olmak zorunda. Mobilyaların kalite belgeleri olmak zorunda. Her bir alanda kişiye özel üretim yapıyoruz. Düşünün ki bir gemide 17 kişi yaşayacaksa 17 kişiye yaşam alanı yaratıyorsunuz ve bu gemide insanlar aylarca yaşıyorlar. Her şey olmak zorunda. Bizler bakın bugün öyle işlere imza atıyoruz ki mobilyadaki devlerden bir tanesi İtalyanlar'dır. İtalyanlar bu noktada marka olmuşlar ve biz bunların üzerine bir marka oluşturmaya çalışıyoruz. Başarılı olduğumuza inanıyoruz. Zaten başarılı olmasaydık bu ürünleri almazlar. Şu anda İtalyan müşterilerimiz de var."
"Usta sıkıntısı yaşanacak"
Doğusel, her sektörde yetişmiş eleman sıkıntısı bulunduğunu ifade ederek, "Şu anda ben bu işe baktığım zaman 10 sene sonra gerçek anlamda bir usta sıkıntısı yaşanacağı gözüküyor. Bunlarla ilgili çalışma yapılıp, yeni insanlar kazandırmanın yoluna bakmamız lazım. Yoksa 10 sene sonra çok büyük işler gelse de biz bunları yapacak kadroya sahip olamayacağız. Dünya çok hızlı gelişiyor, biz de bu kadar geniş bir birikim varken dünya denizlerinde kalite standartlarında gemiler üretiyorken, bu sektörün daha da iyi noktalara gitmesi lazım." dedi.
Türkiye'nin gemi mobilyası üretiminde ileri bir noktada olduğunu aktaran Doğusel, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çünkü bizim Karamürsel Alp'ten başlayan bir deniz yolculuğumuz var. Biz şu anda her şeyi üretebiliyoruz, her şeyi kendine göre sınıflandırabilen bir noktadayız. Özellikle denizciliğin çok gelişmiş olduğu dönemlerde yapılan gemilerle denizciliğimiz çok ciddi anlamda bir ivme kazandı. Ben kendimizi iyi noktada görüyorum. Şu anda zaten hep yurt dışındaki firmalarla rekabet içerisindeyiz. Biz özellikle kendi ustalarımızla kendi emeğiyle çalışanların doğal yetenekleri olduğunu düşünüyoruz. Biz denizci bir toplumuz, denizci bir milletiz. Dedelerimiz bunları yapmış, sadece bunları geliştirmemiz lazım. Bütün müşterilerimizin yabancı olmasının sebebi, Avrupa'daki pazara yakın olmamız, oradaki üretim maliyetlerinin yüksek olması ve kaliteli ürünler üretilmesi. Bu durum Türkiye'yi geniş bir pazar haline getirdi."
ViraHaber.com