Dinçkök: Sualtında kendimle hesaplaşıyorum

Mardin'de kendi çektiği sualtı fotoğraflarından oluşan bir sergi açan Ayşegül Dinçkök "Sualtında yalnız olmak harika" diyor.

Ayşegül Dinçkök'ün Endonezya'nın Sulawesi Adası'ndaki eşsiz sualtı dünyasını yansıttığı fotoğraflarından oluşan 'Derin Tutku' sergisi Mardin Müzesi'nde açıldı. Dinçkök'ün çektiği kareler, Sulawesi Adası'nın derinlerinde bulunan mercan resiflerini, çok nadir rastlanan Hippocampus, şeytan balığı, saçaklı Wobbegong köpekbalığı, kum müreni gibi canlıları gün yüzüne çıkarıyor.

Sualtı fotoğrafçılığına ilginiz nasıl başladı?

Uzun yıllar lisanslı olarak yüzdüm, Türkiye'yi kurbağalama dalında temsil ettim, rekor kırdım ama denizle şimdiki kadar yakınlaşmamıştım. Sualtında nefes almak, gözlemlemek, yalnız olmak müthiş bir şey. Hayal kırıklıklarımla yüzleşmeyi, hesaplaşmalarımı veya içimden bağırmalarımı, içimi temizlemeyi sualtında yapabildiğimi fark ettim. Sonra sualtında gördüğüm şeyleri paylaşmak istedim. Suyun altında hayranlıkla el çırptığım da oldu.

'Derin Tutku' İstanbul'daki açılışında da çok ses getirmişti. Bu sergiyle en büyük amacınız neydi?

'Derin Tutku' sergisinin en büyük amacı; deniz görmemiş kişilere ulaşmak, ayrıca çevre bilincini geliştirebilmekti. Hedefim, Doğu'daki denize uzak illerimize gitmekti; bu projeye de Mardin'den başladım. 2013'te, kesin değil ama Ankara, Diyarbakır ve Erzincan'a da gitmeyi planlıyoruz.
Mardin'i daha önce görmüş müydünüz, neler hissettiniz?
Mardin'de üç kez bulundum. Mardin beni büyülüyor, kendimi yıldızlara ve gökyüzüne yakın hissediyorum. İnsanları çok sıcak, kolay ilişki kuruluyor, hemen sizi seviyorlar.

Sergide yer alan fotoğrafları nerelerde çektiniz?

Fotoğraflar Endonezya'nın Sulawesi Adası'nda çekildi. Genellikle derinde ve gece dalışlarında fotoğraf çektim, hatta çok derin dalışlar yaptım. Sadece o sularda yaşayan canlılar var, çünkü resifler ve suyun sıcaklığı onların yaşamasına imkan veriyor. İşte bu canlılar, bu gidişle 2050'den sonra yaşamlarını sürdüremeyecekler.

Dünyanın en zengin dalış noktaları nereleri?

Ben hem Hint Okyanusu, hem de Turcs & Caicos Adaları'nda daldım. Aslında birbirinden çok farklı değildi ama Endonezya'nın özelliği; volkanik oluşumlar ve çetin bir denizle, siyah bir zemine sahip olması. Canlılar, bu siyah üzerinde farklı ve çok çarpıcı gözüktüğü için beni cezbediyor.
korku duygum yok

Sizin için hayatın anlamı ne, hangi soruların cevaplarını arıyorsunuz?

Bence hayat bir dersten geçmek gibi... Çok Çalışkan, sevgi dolu, hoşgörülü ve anlayışı olman gerek. Hiç cevabını aradığım sorum yok, sadece kalbimin yolundan gidiyorum.

Dalarken köpekbalıkları ya da vatozlardan korkuyor musunuz?

Korku duygum pek gelişmemiştir, canlılardan korkmuyorum. Gece dalışından çok zevk alıyorum.

AKDENİZ'İ KORUMAK İÇİN DERNEK KURDUK

Dalmak harika bir his. Sadece nefesinizin sesi ve balıklar var, aslında sessiz ama çok da sesli, eşsiz bir dünya. Bu dünyada kirliliğe yer yok, her şey berrak ve temiz ve hep öyle kalmalı. İşte burada bilinçli olmak devreye giriyor. Denizlerimizi, dünyanın dörtte üçünü kaplayan bu önemli kaynağın değerini bilmeli ve korumalıyız. Şimdi biz Zafer Kızılkaya, Mustafa Koç, Caroline Koç, Şule Cümbüş ve Serdar Cümbüş ile yeni bir dernek kurduk. Bu dernek tamamen Akdenizi koruma misyonunu üstlenecek."

Kaynak: Sabah

DENİZ KÜLTÜRÜ Haberleri

Denizin Altında Sessiz Tehlike: Müsilaj Marmara'da 24 Metreye Kadar Yayıldı
İstanbul Boğazı’ndaki Deniz Çayırları Şamandıralarla Korunacak
Devlet Korumasındaki Deniz Çayırlarını Söktüler
Bursa'da 'Marmara Deniz'ini Temiz Bırakalım' Etkinliği
Yarımca Sahili'nde 150 Kilogram Atık Toplandı