Sizi tanımayanlar için kısaca kariyerinizden bahseder misiniz?
02.01.1973 Niğde doğumluyum, spor kariyerime yüzme sporu ile başladım. 8 yaşında yıldız milli takımına girerek ülkemi yurt dışında ilk defa temsil etme şansı yakaladım. 18 yıllık yüzme kariyerimde 600 den fazla yurt dışı ve yurt içi madalya ve çok miktarda şampiyonluk ve rekorlara imza attım. Üniversiteden dolayı ( Doğu Akdeniz Üniversitesi, Makina Müh. ), belli bir dönem spor hayatıma ara vermek durumunda kaldım, fakat bu dönemde bile boş durmayarak, tenis sporuna merak saldım, 2 yıl içerisindede Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2.liğine kadar yükseldim. Üniversiteden sonra 5 yıl kadar monopalet branşı ile uğraştım ve 3 yıl boyunca sprint branşlarında hiç geçilmedim. 2003 yılında serbest dalış branşı ile tanıştım, 2006’dan sonra bu zamana kadar resmi olarak, 2 dünya şampiyonluğu, 1 Avrupa şampiyonluğu, 11 dünya rekoru, 2 Avrupa rekoru ve 75’in üzerinde Türkiye rekoruna imza attım.
Dalmaya nasıl merak sardınız, spora ilk başladığınız dönemleri anlatır mısınız?
Gerçeği söylemek gerekirse, Jaws filminin ilk serilerinin kuşağındanım. Denizden ciddi manada korkan, sadece havuzlarda yüzüp tatmin olan birisiydim, fakat 18 yaşında dedemin ( Hasan Ulusoy ) bana Çanakkale boğazı için yapmış olduğu kayıt sürprizinden sonra ilk kez gerçek manada deniz ile tanıştım (3350 metrelik mesafeyi 32 dakika da aldım. KORKUMDAN… Halen daha bu rekor 23 yıldır bana aittir) serbest dalış branşına 2003 yılında yaptığım işin serbest dalış olduğunu bilmeden başladım. 1 yıl sonra girdiğim ilk Türkiye şampiyonasında aldığım Türkiye şampiyonluğu ve rekorundan sonra gerçek manada yaptığım sporun serbest dalış olduğunu anladım.
Bir süre milli takıma alınmama gibi bir durumunuz olmuş, daha sonra milli takıma nasıl kabul edildiniz?
Monopalet ( Tek palet ), branşını ve serbest dalış branşını yaptığım dönemlerde aynı federasyon başkanı bulunuyordu, kendisinin takdiri olarak vücudumda taşıdığım dövmelerden dolayı 8 yıl boyunca tarafıma açıklama yapılmayarak milli takım ile Türkiye’yi yurt dışında temsil etme şansı verilmedi. Fakat burada sporcu duruşumu ve ahlakımı bozmadan aynı disiplinle sanki hiç bir şey olmamış gibi antrenmanlarıma devam edip, bana ülkemi yurt dışında temsil etmek için bir şans verilmesini bekledim. Bu şans bana 2006 yılında federasyon başkanlarının değişmesi ile tanındı ve ülkemi ilk temsil ettiğim dönemde 1 dünya şampiyonluğu, 1 dünya 2.liği ve 2 dünya rekoru kazandım. Eğer bana ülkemi temsil etme şansı verilmeyen dönemde spor hayatımı noktalasaydım, o dönemin başkanı ideolojik olarak kazanmış olacaktı. Fakat bırakmayıp her yıl aldığım başarılar kendisine gereken cevabın fazlasıyla verilmesini sağladı.
Siz dünyayla rekabet eden bir sporcusunuz. Türkiye’deki antrenman sahaları dünyayla kıyaslarsak sizce yeterli durumda mı?
Türkiye’nin adının prestijli bir şekilde yurt dışında anılması ve 3 tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizde, dünyada çok saygın bir yeri olan ve bilimselliği ile ön planda olan serbest dalış branşında ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum. Cennet vatanımızın, aslında bakılırsa, bu işe uygun mükemmel kıyıları ve harika ortamları var. Sadece biraz daha derinden bakmak gerekiyor…
Bu sporun Türkiye'de gelişmesi için neler yapılmalı?
Bilimselliğin ön planda olduğu, serbest dalış branşında, tabana inerek daha iyi koşullarda eğitim olanakları sağlanmalı. Kış için derinlik havuzları, üniversitelerde sualtı bilimi hakkında dersler ve fakülte oluşturulmalı. Kulüp sayılarının arttırılıp, kaliteli yarışmalar ile ülkemizi yurt dışında temsil edecek sporcular seçilmeli.
Dünyada bu sporda ileri olan ülkelerdeki uygulamalar nelerdir?
Serbest dalışta, İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkeler, söz sahibidir. Bilimselliği ön planda tutan çalışmalar ve yıl içerisinde birçok yarışmalar yaparak, bu branşın ülkelerinde tanınırlığını arttırıp, iyi bir kitle içerisinden yarışmacılar seçiyorlar. Buda onların ciddi farklar ile şampiyon olmalarını sağlıyor.
Yeni rekor denemenizden biraz bahseder misiniz?
Kanadalı Atlet, William Winram 03.09.2013 tarihinde Sharm El Sheik, Mısırda 145 metre ile, değişken ağırlık branşında rekor sahibi oldu, bende bu rekoru 146 metreye çıkarmaya çalışacağım.
Rekor denemelerinize nasıl hazırlanıyorsunuz?
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin, Babakale beldesinde inanılmaz doğal güzelliklerinin içinde antrenmanlarıma hem fiziksel hemde mental olarak hazırlanıyorum. Sadece benim için değil tüm sporcular için burası bir cennet.
Tehlikeli bir sporla uğraşıyorsunuz başınıza aksilikler geldiği olmuyor mu?
Derinliğin fazla olduğu ve ikinci bir şans tanımayan serbest dalış branşında güvenliğimin emin ellere teslim edilmesi ilk önceliğimiz. Bu konudada en güvendiğim ve hep benim yanımda olan sevgili kulübüm DiveKolik ekibinin değerli dalıcıları, aksiliklerin olmaması için daha büyük bir sorumluluk içerisinde çalışıyorlar. Kendilerine bu bağlamda yapmış oldukları büyük fedakarlıklarından dolayı teşekkür ediyorum.
Suyun metrelerce altındayken neler hissediyorsunuz, zihinsel konsantrasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz?
Serbest dalış branşında yalnızlık sizin en önemli ve güçlü silahınız, bunun sebebi suyun altında dalışa geçtiğinizde gözlerinizi kapatıp sadece kalp atışlarınızı takip ediyorsunuz, Kalbinizin sesi bile gittikçe yavaşlıyor ve karanlık sizin gerçek arkadaşınız oluyor. Bunları bilirseniz mental olarak hazırlanmak daha kolay bir hal alıyor.
Sponsorluklar konusunda zorluklar yaşıyor musunuz?
Benim ekibim 26 kişi ( Çekim, Koruma, Masaj ), bu ekip benimle 2 ay boyunca kalıyor, buda ciddi maliyetlere neden oluyor, bazen bunu sponsorluklardan aldığımız nakdi gelirlerle dengelemek imkansız bir hal alıyor. Bu yıl içerisinde ana sponsorluk için yaptığımız firmanın maalesef kötü bir dönem geçirmesinden dolayı çok zorlandık. Bu bağlamda dünya rekoru ( Tek Nefes ile 146 metre ) tehlikeye girdi. Şuanda sadece çok az bütçe ile antrenmanlarımızı sürdürüyoruz. Bu unutulmaz rekor için, halen sponsor desteklerine ihtiyaç duyuyor ve yardımlarınızı bekliyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet bayramımızda hep beraber dünya basınının ilgi ve alakasının Türkiye’de olduğu sırada müthiş bir rekor ile Cumhuriyet Bayramımızın önemini tekrardan bütün dünyaya gösterelim.
Bu sporla uğraşacak gençlere bu konuda bir idol olarak neler tavsiye edersiniz?
Kesinlikle eğitimi ve güvenliği ön planda tutan bir şekilde antrenmanlarını ciddi kulüp ve antrenörler ile sürdürmelerini tavsiye ederim.
Genel anlamda denize gelecek olursak, dalmanın dışında denizle aranız nasıl?
Kesinlikle hiç iyi değil, genellikle motosiklet ve paraşüt ile atlayış yaparım. Ayrıca tatilimi kışın yapmayı tercih ederim, kesinlikle denizden uzak.
Vira Dergisi olarak Türkiye'de deniz kültürünün gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Yeni nesillere deniz sevgisini aşılamak için neler yapılabilir?
Size ve ekibinize çok teşekkür ederim. Bu sektöre ve denizlerimize fazlası ile sahip çıkıyorsunuz. 3 tarafı denizler ile çevrili güzel ülkemizde sırtımızı denizlerimize çevirmeyelim, müthiş bir kültüre hep beraber sahip çıkıp, yeni nesillere beraber sevdirelim. Hepinize çok teşekkür ederim. Dalın sağlıcakla…
Kemal Can Kayar
virahaber.com