Bir su ürünleri şirketinin balık çiftliğinde çalışan gemi kaptanı İbrahim Taşkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin merkez üssüne yaklaşık 3 mil uzaklıkta görev yaptığı sırada sarsıntının meydana geldiğini söyledi.
Deprem sırasında gemi çalışanlarıyla büyük korku ve panik yaşadıklarını belirten Taşkın, depremi çok şiddetli hissettiklerini kaydetti.
Balık çiftliğinin Sığacık Körfezi'nden 14 mil açıkta bulunduğunu, depremin merkez üssünün de Sığacık'a 17 kilometre uzaklıkta olduğunu belirten Taşkın, "Biz depremin ana merkezine 3 kilometre uzaklıktaydık ve şiddetli bir şekilde depremi hissettik. Tekne çok şiddetli bir şekilde sallandı. Bu sallantıdan sonra kıyaya geldik." diye konuştu.
Taşkın, sahile geldiklerinde, sürüklenen gemilerin kurtarılması için Sahil Güvenlik ekiplerine yardım ettiğini anlatarak "Sahil Güvenlik bize anons etti 'Suyun üzerindeki masa, sandalyeyi toplayın.' diye. Gemiye aldık, gelenlere malzemelerini veriyoruz. Deprem bize çok yakındı, 3 kilometre yakınımızda oldu. Açıkçası çok korktuk." dedi.
İbrahim Taşkın, şöyle devam etti:
"Ben 1999 Marmara Depremi'ni de yaşamıştım. O depreme yakın bir sarsıntı hissettik. Teknenin 15-20 santimetre havaya kalkıp indiğini, her tarafının titrediğini, camlarının sarsıldığını, makaraların sallandığını çok kötü bir şekilde hissettik. Dalgıç arkadaşlar sudaydı. Onlar korktu, su yüzeyine 'Ne oluyor?' diye fırladılar. Biz burada depremi kötü yaşadık, Allah bir daha yaşatmasın."
Kullandığı teknenin 270 ton ağırlığında olduğunu belirten Taşkın, "Bir kere denizin şakası olmaz. Denizin, suyun karşısında hiçbir şey duramaz. 500 tonluk da olsa deprem olduğu zaman onu her türlü hissedersiniz. Suda yükselme ve sallanma oldu. Biz teknede 2 personelle birlikte 3 kişiydik." ifadelerini kullandı.
Balıkçı Cüneyt Efeer de deprem sırasında teknesinin şiddetli bir şekilde sarsıldığını söyledi.
Kıyıya çıkacakları esnada denizin çekilmeye başladığını anlatan Efeer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Su bayağı 3-4 metre çekildi hemen ardından 10 metre çıktı yukarıya. Akıntıya kapıldık, motorlar büyük olmasa kurtaramazsın kendini, motor büyük olduğu için kendimizi kurtardık. Denizin içi resmen kaynıyordu. 20-30 metrekarelik bir alanda kaynama vardı. Bizi kendine doğru çekiyordu. Bastık tam gaz çıktık, kaçtık oradan. Orada telefonlar çekmiyordu. Çocuklarımızla konuşalım diye kıyıya yakın bir yere geldik. Orada telefonla konuştuğumuzda çocuklar ağlıyordu. Kıyıya geldiğimizde mahşer yeri gibiydi. Marinada yatlara yardım ettik, onları çektik. Açıkta deprem olduğunu hissetmiştik."
Efeer, büyük korku yaşadıklarını dile getirdi.
Vira Haber