AA’nın haberine göre, Bostanoğlu, Deniz Harp Akademisi Komutanlığı tarafından Harp Akademileri Komutanlığının ev sahipliğinde, Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezinde düzenlenen "Uluslararası Deniz Gücü ve Güvenliği Sempozyumu"nun açılışında konuştu.
Etkinliğin gelecekteki sempozyumların ve karşılıklı diyaloğun bir başlangıcı olacağını umut ettiğini dile getiren Bostanoğlu, Barbaros Hayrettin Paşa'nın "denizlere hakimlik süren kişinin dünyaya hakimlik sürer" sözleri gibi birçok önemli kişinin denizlerle ilgili ifadeleri bulunduğu, hepsinin ortak fikrinin ise deniz gücü ve kuvvetinin geçmişte, günümüzde ve gelecekte en önemli hususlardan birisi olduğunu kaydetti.
Refahın ve zenginliğin güvencesinin deniz alanında olduğunu belirten Bostanoğlu,"Tek bir aktör günümüzün karmaşık denizcilik ortamını yönetemez. Her bir paydaş iş birliği yapmak ve deniz güvenliğini tesis etmek durumundadır. Bu nedenle buradayız." diye konuştu.
Oramiral Bostanoğlu, denizlerle ilgili iş birliği yapılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Geçmişte deniz alanının temel kullanımı ulaşımın, ticaretin kolaylaştırılmasıydı. Deniz stratejileri yalnızca kontrolüne odaklanırdı ve tarihsel olarak deniz güvenliği de bir güç meselesiydi. Genellikle tek bir aktörün ilgilendiği bir konuydu. Günümüzde temel ticaret ve taşımacılığın yanı sıra deniz bize bir dizi ekonomik faaliyet de sunuyor. Enerji ya da derin deniz araştırmaları, hidrokarbon rezervleri. Bu ekonomik faaliyetler deniz yetki alanlarında devletler arası ihtilafların en temel sebeplerinden biri olacaktır. Deniz yetki alanlarının ve bu yetkilerin kullanımı özellikle deniz sınırlarının henüz tam olarak saptanmadığı denizlerde ciddi bir sorudur. Ancak birbirimizi desteklemeli ve bunun gibi durumlarda hukuka başvurmalıyız."
Denizin refahı getirebileceğini, ancak farklılıkların hukuk çerçevesinde çözülmesi gerektiğini belirten Bostanoğlu, aksi durumda denizin yalnız sıkıntı ve sorun getireceğini söyledi.
"Küresel güvenlikte yeni tehditler denizleri de etkilemekte"
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, küresel güvenlikteki yeni tehditlerin deniz güvenliğini de etkilediğini ifade ederek, genç bir asker olduğu zamanda kimsenin asimetrik tehditlerden, terör saldırılarından, göç ve kaçakçılık gibi sorunlardan bahsetmediğini anlattı.
Günümüzde ise yeni aktörler ve yeni risklerle birlikte deniz güvenliği teriminin sürekli değişen bir mahiyeti bulunduğunu, deniz güvenliğinin herkes için en temel zorluklardan birisi olduğunu vurgulayan Bostanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Denizleri en iyi şekilde kullanabilmek için hepimizin güvenliğe ihtiyacı var. Ben geleneksel yaklaşımların bu zorlukların çözümü olmaktan çok uzak olduğuna inanıyorum. Bu yüzden daha yaratıcı çözümler uygulamamız gerekiyor güvenlik konularıyla ilgili. Bunları yeniden değerlendirmeli ve daha küresel hale gelmiş dünyanın gerekliliklerine uygun hale getirmeli. Bu konsepti son 30 yıldır yaygın bir şekilde uyguluyoruz. Askeri ve diğer örgütler küresel ve bölgesel girişimlerde bulunuyor. Aden körfezinde yapılan girişimler bizim geleceğimizi garanti altına alıyor. Bu nedenle Karadeniz harekatının, Türk donanmasının başarısı da bu gibi çabaların birer örneği."
Bostanoğlu, bugünlerde Rusya'nın çeşitli sıkıntılar çıkarmasına rağmen bu anlamda ülkeyle iş birliğini yürütmeye devam ettiklerini dile getirerek, iş birliğinin sonuç getireceğini kaydetti.
"Günümüzde deniz güvenliği yalnızca birlikte çalışmak suretiyle güvence altına alınabilir" diyen Bostanoğlu, donanmalar olarak deniz gücünün geçmişte nasıl kullanıldığı ve günümüzde nasıl kullanılacağına bakılmasının önemine değindi.
Oramiral Bostanoğlu, mobilite, esneklik ve erişim kolaylığını deniz alanının güvenliğini de tesis etmek için kullanmayı öğrenmenin gerekliliğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Tabi ki güvenlik algımız da zamanla değişti. Temel sebebi ticaretin geleneksel yönlerden asimetrik yönlere geçmiş olmasıdır. Teknolojik gelişmeler donanmalarımıza yeni kabiliyetler de getiriyor. Günümüzün deniz sahalarında barış destek harekatlarından en zorlu harekatlara kadar bir sürü farklı harekat yürütülüyor. Yakın zamanda yapılan barış harekatı daimi NATO grubuyla gerçekleştirildi. Düzensiz göç ve kaçakçılıkla mücadele edildi. Bu günümüzde deniz güvenliğinin son derece mühim olduğunu bize gösteriyor. Bu nedenle dolaylı olarak hükümetlere esneklik de sağlanıyor. Geniş görevler spektrumu daha karmaşık konuları da beraberinde getirmiştir. Başarıya ulaşmaksızın istenmeyen sonuçlarla da karşı karşıya kalabiliriz. O yüzden başarılı misyonları, barış ve huzur dolu misyonları nasıl gerçekleştirebileceğimizi düşünürken daha akıllı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor."
Deniz güvenliğinde donanma en güçlü
Deniz güvenliğine dahil olan kurum sayısının da gittikçe arttığını, ancak donanmaların en güçlüleri olduğunu vurgulayan Bostanoğlu, 10 yıla bakıldığında Türk donanmasının Libya'ya karşı uygulanan silahlı ambargoyla ilgili göreve dahil olduğunu, Somali deniz haydutları, Suriye'deki kimyasal silahların uzaklaştırılması, Lübnan ve Yemen gibi ülkelerde barışın tesisi edilmesi gibi konularda çeşitli görevler aldığını söyledi.
Bostanoğlu, bunların denizlerin güvenliğiyle ilgili iyi birer örnek olduğunu ifade ederek, yine Türk donanmasının uzun mesafeli olarak harekat düzenleyebildiğini, hiç olmadığı kadar güçlü olduğunu vurguladı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, 21. yüzyılda tek bir ulusun navigasyon seyrüsefer serbestisini tek başına sağlayacak kabiliyette olmadığını dile getiren Bostanoğlu, şunları kaydetti:
"Denizlerin güvenliğini tek başına müdafaa edecek, küresel düzeni tek başına tesis edecek güce sahip değildir. Bu yüzden denizlerin hukuka uygun kullanımı için iş birliği yapmak durumundayız. Denizleri tehdit eden, bunun yanında esasen küresel güvenliği tehdit eden bu gibi durumların çözümü için bir arada hareket etmeliyiz. Deniz kuvveti her zaman küresel sistemin merkezinde ve refahımızın merkezinde yer almıştır. Deniz güvenliği tüm uluslar için vazgeçilmezdir. Hatta karayla çevrili ülkeler için dahi vazgeçilmezdir. Ancak günümüzdeki en temel sıkıntılardan birisi hem dahili he de harici olarak iş birliğini daha da artırabilmektir. İş birliğinin yalnızca donanmalar arasında değil, diğer deniz örgütleriyle de ulusal ve uluslararası seviyede gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Burada farklı kurumlardan, üniversitelerden, araştırma merkezlerinden ve diğer ilgili kurumlardan katılımcıları görmekten memnuniyet duyuyorum. Ümit ediyorum ki, iş birliğimiz güvenliğin ötesine de gidecektir. Güvenlik çerçevesinde iş birliği yapmak bizlere uluslar, kurumlar ve örgütler arasında bilgi alışverişi yapmaya imkan sağlayacaktır. Şayet deniz güvenliği için bir iş birliği kurmayı başaracak olursak, karada da refahı ve barışı tesis edebiliriz."
ViraHaber.com