Antalya ve Muğla arasındaki beş yüz kilometrenin üzerindeki kıyı şeridinde iyileştirme ve iklim değişikliğine karşı koruma önlemlerini içeren ‘Tehdit Altındaki Coğrafyalar Programı’ kapsamında Akdeniz keşiş foku, orfoz gibi nesli tehlike altındaki türlerin yaşaması için korunan alanlar ağı kuruldu. Antalya Yedi Adalar’dan Gökova Körfezi’ne kadar olan kıyı şeridi, Avrupa’daki sekiz alanda eşzamanlı yürütülen bu programın uygulama alanları arasında yer alıyor. Tarım ve Ormancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ege Üniversitesi, Fauna&Flora International, Arcadia Fonu, Cambridge Üniversitesi Koruma Girişimi ve Akdeniz Koruma Derneği’nin iş birliğiyle uygulanan koruma programında yapılan çalışmalar bir rapor haline getirildi.
DENİZ KORUCULUĞU SİSTEMİ
2024’te tamamlanacak olan program kapsamındaki raporda, deniz koruculuğu sistemi, ekosistem restorasyonu, Akdeniz bandında özel çevre koruma bölgelerinin yaygınlaştırılması, deniz çayırlarının izlenmesi, Patara kumsallarının korunması, Ölüdeniz’in balıkçılığa kapatılması ve risk altındaki türlerin koruma altına alınması gibi çalışmalarla ilgili bilgiler yer aldı. Yerel balıkçıların görev aldığı deniz koruculuğu sistemi raporda şöyle anlatıldı: “Bu sistemle deniz korucuları kaçak avlanmayı takip ediyor, bilgilendirme yapıyor, yasağa uyulmadığında ilgili kolluk kuvvetleriyle iş birliği içinde çalışıyor. İlk kez Gökova Körfezi’nde uygulanan koruculuk sisteminin Kaş’ta da başlatılması planlanıyor.”
BALIKÇILIĞA KAPALI ALANLAR
Akdeniz keşiş foku, orfoz, deniz çayırları, kum köpekbalığı gibi nesli tehlike altındaki türlerin yaşam alanlarına yönelik koruma çalışmalarının adım adım hayata geçirildiğinin belirtildiği raporda, “Kirlilik, yasa dışı avlanma, habitat kaybı, iklim değişikliği nedeniyle istilacı türlerin Akdeniz sularında görülmeye başlaması, bugün sadece denizel tür ve habitatları tehdit etmiyor. Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi ve çevresinde geçimi denizlerin sağlıklı olmasına bağlı olan kıyı balıkçılarını, turizm işletmecilerini ve yöre insanının geçimini de tehdit ediyor. Çözüm için Akdeniz kıyı bandında balıkçılığa kapalı alanlar ilan edilmeli” denildi.
AV YASAKLARI YENİDEN DÜZENLENMELİ
Yasadışı avcılığın denizlerdeki canlı türleri için tehdit oluşturduğunu ifade eden Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı: “Av yasaklarını yeniden düzenlemeliyiz. Uygun dönem ve uygun şartlarda balıkçılık, türlerin devamlılığı için çok önemli. Balıkçıların ağlarına yavru balıkların takılmasını önlemek için ağ göz açıklığının büyütülmesi gerekiyor. Küçük balıkların avlanmasına karşı seçicilik artırılmalı ve bir zorunluluk haline gelmeli. Trollerle ve mevsimi dışında yapılan avcılıkla mücadele için hem balıkçılara hem de denetleyicilere iyi eğitim verilmeli. Sahil Güvenlik ve Tarım İl Müdürlüğü’nde olan kontrol yetkisi, sürekli sahada olan balıkçılara da verilerek genişletilmeli.”
FOSEPTİK ÇUKURLARA SIKI DENETİM
Denizleri kirleten foseptik çukurları konusunda daha sıkı denetime ihtiyaç olduğunu söyleyen Antalya Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Cengiz Balta da denizin dibini küreyerek yaşamı bitiren trollerin kıyıya yanaşmasının engellenmesi gerektiğini vurguladı. Canlı türlerinin korunması için duyarlılığın yanında bazı düzenlemelere olan ihtiyacı dile getiren Balta, “Av yasakları bölgesel olarak hazırlanmalı. Akdeniz sıcak bir deniz olduğu için balıkların yumurtlama dönemi erken başlıyor. Bu bölgede avlanma dönemi nisan yerine martta başlamalı. Balıkçılar da avlanırken ufak balıkları sonraki nesillere bırakmalılar” diye konuştu.
Vira Haber