Deniz Ticaret Filosunda görülebilen hastalık, meslek hastalıkları ve nedenleri ile çözüm önerilerinin değerlendirilmesi maksadıyla, Türk Armatörleri İşverenler Sendikası (TAİS) tarafından sektör temsilcilerinin katılımıyla 21 Mayıs 2024 tarihinde 2’nci Hastalık ve Meslek Hastalıkları çalıştayı İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Salonunda gerçekleştirildi.
KONTAYTEKİN: ARMATÖRLERİN VE ŞİRKETLERİN DENEYİMLERİNDEN FAYDALANMALIYIZ
Çalıştay TAİS Yönetim Kurulu Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin’in açış konuşmasıyla başladı. Kontaytekin denizcilik alanında yaşanan personel sorunlarına ve devlet bürokrasisiyle ilgili sıkıntılara dikkat çekti ve şunları söyledi: “Ankara’ya birkaç kez gittik ve sesimizi duyurduk. Çok değerli bir bürokrat vardı, işimizi de çok iyi biliyordu. Ancak bir gecede görevden alındı ve yerine başkası atandı. Bu tür değişiklikler, sektördeki bilgi ve kültür birikiminin kaybına neden oluyor”. Ali İbrahim Kontaytekin, denizcilik personeliyle ilgili yaşanan hukuki sorunlara da değindi. Kontaytekin; “Son yıllarda, çalışanların haklı taleplerini suistimal ederek açtıkları haksız davalarla karşılaşıyoruz. Bu durum, şirketleri zor durumda bırakıyor. Bu sorunları çözmek için personel müdürlerinin sonbaharda toplanmasını öneriyorum. Her şirketin karşılaştığı olayları, davaların nasıl sonuçlandığını ve bu süreçlerde neler yaşandığını paylaşması gerekiyor. Bu şekilde bilgi ve tecrübe alışverişi sağlayarak sektördeki sorunları daha etkili bir şekilde çözebiliriz” dedi.
Ali İbrahim Kontaytekin, çalıştayın amacının sadece kazalar ve davalar değil, aynı zamanda bu olaylardan çıkarılacak dersler olduğunu belirtti ve “Çalıştayların devamlı ve gerekli olduğuna inanıyorum. Herkes yaşadığı davaları, nasıl kazandığını ya da kaybettiğini paylaşmalı. Bu şekilde bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi geliştirebiliriz. Sonbaharda daha geniş katılımlı bir çalıştay yaparak tüm armatörlerin ve ilgili şirketlerin deneyimlerinden faydalanmalıyız” şeklinde konuştu.
ARSLAN DEMİRKIRAN: TÜRDEF OLARAK ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SIRALADI
Ardından Sivil Toplum Kuruluş Temsilcilerinden Türkiye Denizcilik Federasyonu (TÜRDEF) Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Arslan Demirkıran bir konuşma yaptı. Demirkıran denizcilik mesleğinin riskli doğasına dikkat çekti ve deniz şehitlerini anarak sözlerine başladı. Aslı Arslan Demirkıran; “Sözlerime başlarken deniz kazalarında kaybettiğimiz deniz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Kadim bir meslek olan denizcilik, her ne kadar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu madde 40 fiili hizmet süresi zammı kapsamı dışında bırakılmış olsa da halen yüksek riskli işler kategorisinde yer almaktadır. Denizciler, yedi gün yirmi dört saat ağır hava şartlarında ve ailelerinden uzakta çalışmaktadır” dedi.
Konuşmasında denizcilerin karşılaştığı sağlık sorunlarına da değinen Aslı Arslan Demirkıran, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu ağır çalışma şartları altında, uyku bozukluklarına bağlı kardiyovasküler rahatsızlıklar, stres sebebiyle kaygı bozuklukları ve kalp rahatsızlıkları, yeterli ve dengeli beslenememe nedeniyle metabolik sendrom ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Vibrasyonlu ve gürültülü ortamlarda çalışmak dolaşım bozuklukları, ağrılar ve işitsel bozukluklara, statik elektrik yüklenmesi ise gerginlik ve huzursuzluğa neden olmaktadır. Özellikle tanker tipi gemilerde çalışanlarda kanser riskinin arttığı görülmektedir. Sosyalleşememe ve yalnızlık ise ruhsal rahatsızlıklara, bağımlılıklara ve bunlara bağlı olarak çıkan psikolojik-fiziksel rahatsızlıklara yol açmaktadır”. Aslı Arslan Demirkıran Türkiye Denizcilik Federasyonu'nun çözüm önerilerini de konuşmasında şöyle dile getirdi: “Gemi filomuzun gençleşmesi ve insan onuruna uygun sıhhatli çalışma-barınma ortamının sağlanması, gemilere yapılan kumanya ikmallerinde personelin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için diyetisyenden profesyonel destek alınması, gemilerde istihdam edilecek personel sayısının minimum safe manning sertifikasındaki sayıların yanı sıra yeterli dinlenme süreleri göz önünde bulundurularak belirlenmesi ve gemi insanı iş haklarının süresinin makul seviyelere çekilmesi gerekmektedir”. Son olarak, Türkiye Denizcilik Federasyonu'nun bu çalıştayı önemli bulduğunu ve çözüm önerileri noktasında her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirten Aslı Arslan Demirkıran, çalıştayın verimli geçmesini temenni etti.
CANCA: ELEKTROMANYETİK DALGALARIN DENİZCİLERİN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ BÜYÜK
Ardından Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) Başkanı A. Yaşar Canca denizcilerin maruz kaldığı vibrasyon ve gürültü gibi fiziksel zorlukları tartışarak, gemilerdeki mevcut sertifikaların ve izolasyon yöntemlerinin bu sorunları tamamen ortadan kaldırmadığını belirtti. Canca şunları söyledi: “MLC sertifikası ve ILO 135 belgesi sayesinde gemilerde vibrasyon ve gürültü izole edilmeye çalışılıyor. Ancak, gemi ilk test edildiğinde ölçülen düşük vibrasyon ve gürültü seviyeleri, gemi hizmete girdikten sonra aynı kalmıyor. Günümüzde makinelerin devrileri çok yüksek ve makine dairesindeki ekipmanlar 70'li yıllara göre üç-dört misli fazla. Bu da denizcilerin maruz kaldığı vibrasyon ve gürültü seviyelerini artırıyor”.
Canca, elektromanyetik dalgaların denizcilerin sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çekti ve “Günümüzde gemilerdeki ekipman sayısı inanılmaz derecede arttı. Bu ekipmanlar elektromanyetik dalgalar yaymakta ve denizciler farkında olmadan yoğun bir elektromanyetik saldırı altında kalmaktadır. Gemide wifi ve haberleşme sistemleri de bu durumu daha da kötüleştirmektedir” dedi Denizcilerin yaşadığı psikosomatik sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan A. Yaşar Canca, modern iletişim araçlarının denizcilerin psikolojisi üzerindeki etkilerini vurguladı. Canca; “Eskiden gemiye çıkarken haberleşme yoktu, gemide çalışan insan olurduk. Ama şimdi denizciler, sosyal medya üzerinden sürekli iletişimde kalarak ne gemide ne de karada tam olarak uyum sağlayabiliyorlar. Bu durum, denizcilerin çift kişilikli bir yaşam sürmesine ve sağlıklı düşünememelerine yol açıyor” şeklinde konuştu. Son olarak, denizcilik sektöründe yaşanan bireysel tatmin yetersizliği ve intihar vakalarına dikkat çeken Yaşar Canca, denizcilerin yaşadığı ciddi psikolojik sorunları şöyle özetledi: “Günümüzde denizcilik sektöründe çalışanlar, bireysel tatmin yetersizliği yaşamaktadır. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi'ne göre, bireylerin kendini gerçekleştirmesi ve tatmin olması gerekir. Ancak gemilerde bu ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. Bu durum, denizcilerin ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına ve intihar vakalarının artmasına neden olmaktadır.”
Üç oturum şeklinde gerçekleşen çalıştayın ilk oturumda Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Esra Başkan, “Gemiinsanlarının Hastalık ve Meslek Hastalıklarının İş Sağlığı ve Güvenliği ile MLC kapsamında değerlendirilmesi’’ konusunu ele aldı. Ardından EKOL Denizcilik Eğitim Merkezinden Murat Bingül, Burcu Kula Akbaş’ın, “Denizcilik sektöründe işe alımlarda profesyonel mülakat süreçleri ve MMPI test uygulaması’’ konu başlıklı sunumları ile çalıştay devam etti. ARKAS Holding İşyeri Hekimi Dr. Serpil Özer, “İş Yeri Hekimi Denizcilik Sektöründe işe bağlı hastalık ve meslek hastalığı ayrımı’’ konusunu ele aldı.
İkinci oturumda GÜNGEN Denizcilik Yönetim Kurulu Danışmanı Oruç Reis Güven, “Gemiinsanlarında görülen hastalıkların yarattığı idari problemler’’ konusunda sunum yaptı. Ardından Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Kpt. Fatih Sana, “Gemiinsanlarının çalışma hayatları süresince, karşılaştıkları psikolojik problemler’’ konusuna değindi. Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği (DAD- DER) Başkanı Ural Çağrıcı, “Filipinli ve Hintli Gemiinsanlarının ülkelerinden aldıkları gemiinsanı sağlık rapor/kayıt sistemi’’ hakkında bilgilendirme yaptı.
Türkiye Denizciler Sendikası (TDS) Başkanı İrfan Mete, “Gemiinsanlarının hastalık ve meslek hastalıkları sonucu yaşadığı sıkıntılara’’ değindi. Denizcilerin hormonal dengesizlik ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarına dikkat çekti. Bu sorunların yalnızca denizde değil, karada da yoğun stres ve psikolojik baskılar altında yaşayan insanların genel bir problemi olduğunu belirtti. Türkiye'de yaşam koşullarının getirdiği bu stres ve psikolojik rahatsızlıkların denizcilik sektöründe de kendini gösterdiğini ifade etti. Mete sendika olarak 15 yıldır birçok çalıştaya katıldığını, ancak çözüm odaklı adımlar atılamadığını belirterek, “Başta devlet ve sektörün amiral gemisi olan Deniz Ticaret Odası olmak üzere, bu konularda tam manasıyla adım atıldığını göremedik. Sorunlarımız ortak ve yaşanan sorunlar Türk bayrağından ve Türk gemi adamından kaçışları artırıyor” dedi.
Mete, Türk gemi adamlarının yabancı bayraklı gemilere ve yabancı personele yöneliminin giderek arttığını vurguladı. İlk sendikaya geldiğinde Türk armatörlerinin yabancı bayrağı tercih etme oranının yüzde otuz civarında olduğunu belirten Mete, günümüzde bu oranın yüzde doksanlara çıktığını ve yabancı personel çalıştırma oranının da yüzde 30’lara yükseldiğini belirtti. Bu durumun, Türk gemi adamlarının işsiz kalmasına ve sektörün daha da zorlanmasına neden olduğunu söyledi. Mete denizcilik sektöründeki sorunların çözümü için DTO ve diğer sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı ve “DTO ve denizle ilgili sivil toplum örgütleri oturup sorunlarımızı belirlemeli ve çözüm yollarını tartışmalıyız. Bu sorunları çözmediğimiz sürece, Türk insanı işsiz kalmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
Son olarak Hudutlar Sahil Sağlık Genel Müdürlüğünden Dr. Bekir Lütfi Çelepçikay, “Türkiye’de gemiinsanları ile ilgili sağlık sisteminin ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde irdelenmesi’’ konusunda bir sunum yaptı ve sonrasında son oturuma geçildi. Son oturum soru cevap olarak gerçekleştirildi ve çalıştay toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.