Türkiye’de ilk kez iklim değişikliğinin denizlere etkisini kamuoyunun dikkatine sunan Deniz Kültürü Derneği “Gelecek senin… Denizlerine sahip çık” sloganıyla Nişantaşı Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ikincisi düzenlenen İklim Değişikliği Kurultayı’nda dünyamıza sahip çıkılması gerekliliğinin nedeni, önemi ve sonuçları masaya yatırıldı. Denizciler, gazeteciler, çevreciler ve bilim insanlarını bir araya getiren kurultay sabah yapılan ilk oturumun ardından öğleden sonra da devam etti.
Deniz Kültürü Derneği ve Nişantaşı Üniversitesi’nin işbirliğinde, İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın desteği ile düzenlenen “İklim Değişikliği Kurultayı” son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan iklim değişikliği sorunu gözler önüne serilerek çözüm yollarının ortaya konulması hedefleniyor. Çünkü dünyanın vakti her geçen dakika azalıyor…
Son yarım milyar yılda dünya tam beş kitlesel yok oluş yaşadı ve şimdi de altıncısına hazırlanıyor. İnsanlık küresel terör, bölgesel savaşlar ve düzensiz göç hareketiyle uğraşırken dünya hızlı bir yok oluşa gidiyor. Tehlike çanlarını çalan ise bizzat iklim değişikliği!
Kurultayda konu başlıklarından biri de iklim değişikliği tehdidi altında denizler, denizcilik ve gemiler… Denizcilik sektörün çatı örgütü Deniz Ticaret Odası, armatörler, tersane sahipleri ve yöneticiler, denizcilik sektörünün tüm bileşenleri bu kötü gidişe son vermek için düşüncelerini kamuoyu ile paylaştılar.
Bu oturumun moderatörlüğünü BIMCO ve TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu yaptı.
Oturumun ilk konuşanı Şadan Kaptanoğlu oldu. Kaptanoğlu 2020 yılından sonra denizlerin daha çok konuşulacağını söyledi. Kaptanoğlu taşıma araçlarının uzun ömürlü olması gerektiğini belirtirken ‘’2050 yılına kadar sıfır karbon sorununu çözmek zorundayız. Eğer bunu halledemezsek hedeflerimize ulaşamayız’ dedi. Kaptanoğlu, bütün bunları gerçekleşebilmesi için aralarında BİMCO’nun da bulunduğu bütün denizcilik organizasyonlarının bir fon şekli üzerinde çalıştıklarını henüz bu konunun şekillenmediğini fakat 4-5 ay içinde ortaya çıkacağını açıkladı ve şöyle devam etti: ‘’ Denizciler kendi fonlarını kurup, bu konuyla ilgili araştırma yapmak zorunda… Dünyada deniz taşımacılığının payı yüzde 85-90 aralığında. Öyle bir dönem gelecek ki gemilerimizi joyistikle ofisten yöneteceğiz. Ama bizim asıl konumuz bu gemiler ne ile çalışacak. Yani hangi enerjiyi kullanacaklar. Yeşil gemi ne yakacak… Bu konular üzerinde çalışma yapmak zorundayız’’ dedi. Son yıllarda LNG arttığına dikkat çeken Şadan Kaptanoğlu bunun sadece 20 yılın yakıtı olabileceğini söyledi.
Kaptanoğlu’ndan sonra söz alan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü Çevre Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Dr. Murat Korçak, kurultaya katılanlara Denizciliğin Fosil Yakıtlardan Arındırılmasıyla ilgili bilgi verdi. Korçak’’ Uluslararası ticaretin yüzde 80’ninin gemiler ile yapıldığını ifade ederek ‘’ Gemi kaynaklı sera gazı emisyonlarının oranı yüzde 2.2 dir. Hukuki olarak zorunlu uygulanan tüm sektörü kapsayan sera gazı kuralını denizcilik sektörü getirdi. Gemi kaynaklı sera gazları öncelikli ele alınacak bir konudur. Bu yüzyıl içinde en kısa zamanda karbon emisyonları sıfıra indirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmaktadır’’ diye konuştu.
Kurultaya katılan GİSBİR Teknik Komite Üyesi Prof. Dr. Mustafa İnsel ise ''Yeni kurallarla gemi inşada yeşil gemi üretimi'' üzerine bilgiler verdi.
Prof. Dr. Mustafa İnsel hibrit gemilerin önemine dikkat çekti. İnsel ‘’Hibrit yapıdaki deniz taşıtlarındaki makinalar iki ayrı yakıtı kullanabiliyor. Bunlar dizel ve LNG. Bu makinalar aynı zamanda enerji depolayarak tamamen elektrikle de çalışabiliyor. Bütün bunlar teknolojide gelinen noktayı göstermesi açısından önemli bir örnek.
Bütün bunlar Dünya Denizcilik Örütü (IMO)nün koyduğu hedeflere ulaşmak için neleri kullanabileceğimize döndüğümüzde şuanda ne üretebileceğimiz ve neyin gerekli olduğunu tartışmaya ihtiyacımız var’’ açıklamasını yaptı. İnsel konuşmasına şöyle devam etti: ‘’ Dünyada yapılan ilk LNG sevkli römorkör. Türk tersanelerinden Sanmar bunu gerçekleştirerek büyük bir başarıya imza attı. LNG önümüzdeki kısa dönemde kullanılacak yakıt olarak düşünülüyor. Tersanelerde yapılan gemilerde bu konuda öncü olarak yer alıyor. Tersanelerimizde şu anda devam eden Norveç projeleri büyük bir yer alıyor.’’
Dünyada 0.6’lık bir karbondioksit emisyon etkisi olduğunu belirten GİSBİR Teknik Komite Üyesi Prof. Dr. Mustafa İnsel, bizimde bunu dikkate alarak kurallar geliştirmemiz gerektiğinin altını çizdi. İnsel Azot oksitler ve kükürt oksitlerin sera gazı olmadığını belirtirken sadece karbondioksitin makro düzeyde iklim değişikliğine sebep olduğunu söyledi.
İnsel ‘’Gemide yakılan bir ton yakıtın havadaki oksijenle birleşerek 3.2 tonluk karbondioksit emisyonu olarak ortaya çıkıyor. Yani bir ton yakıta karşılık 3.2 ton karbondioksit üretiyoruz.’’ Dedi.
Sektör dışından ve sektör içinden dizel önerilerinin geldiğini de belirten İnsel sözlerini şöyle tamamladı: ‘’ Dizelde aslında durum daha kötü. Dizel yağından çıkan karbondioksit ağır yakıt yaktığımızdan fueloilden daha fazla zarar verir. Bu yüzden kesin çözüm değil. Karbondioksit salınımlarını azaltmak için tek çözüm yakıtı azaltacaksınız ya da ortadan kaldıracaksınız. Bu işin tek sorumlusu fosil yakıtlar.’’
Kurultay’da Türk Armatörler Birliği Gemi İşletmeciliği Komitesi Direktörü Harun Şişmanyazıcı ‘da Gemilerden kaynaklı hava kirliliğini önlemeye yönelik yeni uluslararası yaptırımlar ve bunların armatörlere parasal maliyeti konusunda açıklamalarda bulundu
Vira Haber