Ben sorunuzu “Denizcilik” yani kendi sektörümüz açısından değerlendirmek istiyorum. Çok değil daha birkaç yıl öncesine kadar bölgemizde “Denizcilik Ekonomisi” ve “Deniz Ticareti” kavramlarından pek söz edilemezdi. Halbuki hepimizin bildiği gibi İzmir ve çevresi yüzyıllardır liman şehri olma özelliğini korumuştur. Bugün gerek bölge medyasının gerekse Ege iş aleminin gündeminde “Deniz Ticareti” olgusu küçümsenmeyecek bir ağırlığa sahiptir. Bu başarıda başta Oda Merkez ve Şube Yönetim Kurullarımız başta olmak üzere sektörde hizmet veren bütün üyelerimizin denizciliğin kalkınmasında haklı bir payı ve katkısı vardır.
Tabii limancılık faktörünün ve özellikle İzmir Alsancak Limanı’nın ülke ve bölge ekonomisi içindeki rolünün son dönemde daha iyi anlaşılması da bu süreçte pay sahibidir. Fakat aslında biz, DTO Yönetim Kurulu olarak gelinen noktayı da kesinlikle yeterli düzeyde görmüyoruz. Bize göre, daha yapmamız gereken çok sayıda ev ödevimiz ve yeni projelerimiz mevcuttur. Örneğin, konteyner başta olmak üzere klasik liman hizmetleri dışında kruvaziyer, yat turizmi gibi denizciliğin diğer konuların da özendirilmesi gerekiyor. İzmir’de, ayrıca, deniz sporlarının bütün bölümleri değerlendirilerek gerek spor bakımından gerekse turizm açısından geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Bundan sonra faaliyetlerimiz başta Alsancak Limanı’nın rehabilitasyonu olmak üzere, Nemrut körfezindeki iskeleler, Dikili, Çeşme ve Kuşadası limanları ile deniz taşımacılığı, marinalar, yatçılık ve hatta gemi söküm sanayi gibi deniz ticaretini her yönden geliştirmek olacaktır. Kısacası, “Denizcilik Ekonomisi ve Ticareti” artık Ege’nin değişen ve gelişen yüzünde hak ettiği yeri almaya başladı ve bu yöndeki çalışmalarımız artarak devam ediyor. Bu durumu ülke ekonomisi adına bir kazanç sayıyoruz.
gazeteyenigun.com.tr