Denizcilik Federasyonu'nun konuyla ilgili yayınladığı bildiri şöyle:
"Aynı bölgede birden fazla kurum tarafından kılavuzluk hizmetinin verilmesi kazalara davetiye çıkarmaktır. Böyle bir uygulama nedeniyle geçmişte ülkemizde ve bunu deneyen iki diğer ülkede yaşanan kazalar unutulmamalıdır.
Kamusal bir alan olduğu Yüksek Yargı ve Rekabet Kurumu kararları ile şüphe götürmeyecek şekilde defaten onaylanmış olan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri konusunda geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu idari işlem ile tüm denizcilik sektörünü olduğu gibi denizcilik meslek örgütlerinin çatı örgütü niteliğindeki federasyonumuzu da şaşırtmıştır. Bakanlığın söz konusu idari işlemi ile Aliağa Bölgesi Nemrut Koyu’ndaki “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri” fiilen rekabete açılmıştır.
Oysa ki, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kamusal deniz teknik emniyet hizmetleri olarak kabul edilen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini ülkemizde geçmişte düzenleyen Kılavuzluk ve Römorkörcülük Teşkilatları ile ilgili mevzuat ve İdari teamüller “belirli bir hizmet bölgesinde tek bir kılavuzluk ve römorkörcülük teşkilatın hizmet verebileceği” şeklinde hükümler içermekteydi. Bu şekilde her bir liman hizmet bölgesinde merkezi bir yönetim ve organizasyon ile kaos yaratmadan gemi trafiğini emniyet ve etkinlikle yönetmek mümkün olmuştur.
Ülkemizin en önemli sanayi ve ticaret bölgelerinden biri olan Aliağa Limanı Nemrut Koyu Bölgesi bu sayede en önemli liman bölgelerimizden birisidir. 2014 yılında Aliağa Limanı’nda toplam 42 milyon ton yük elleçlenirken, bunun 27 milyon tonu Nemrut Koyu’ndaki liman tesislerinde elleçlenmiştir. Bölgeye aynı yıl LNG, LPG ve ham petrol tankerlerinden, 300 metre üzeri boyda konteyner gemilerine kadar çeşitli tip, tonaj ve boyutta 4.814 adet adet gemi uğrak yağmıştır. Tehlikeli yük taşıyan gemi trafiği sürekli artmaktadır. Hal böyleyken, bölgedeki gemi trafiğini ve riskleri merkezi tek bir kılavuzluk teşkilatı vasıtası ile yönetmek yerine fiili bir rekabet ortamını olası kılarak çok başlı bir kılavuzluk yapısını bölgeye model olarak seçmek denizcilik otoritesi olarak bakanlığın kamusal görev ve sorumlulukları ile örtüşmemektedir. Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinde yıllardır oluşmuş merkezi emniyet kültürü ve bunun yansıması olarak etkin risk yönetiminin sonucu “kazasızlık gerçeği” yok sayılarak etki analizi yapılmamış yeni bir düzenlemeyi hem de idari bir işlemle tesis etmek maceradan başka bir şey değildir.
Ayrıca, Bakanlığın söz konusu işlemi ile kılavuz kaptanlık mesleğinin yerel bilgi ve tecrübe birikiminin denizcilik otoritesi tarafından kendisine verilen bir yeterlik belgesi ve yerel liman başkanı tarafından verilen bir yetki belgesi ile gemi kaptanlarına verilen kamusal bir hizmet olarak kılavuzluk hizmetine dönüştüğü, temel olarak dünyanın her yerinde görev başı eğitimi (staj) yapılan bölgeye has bir yeterlik ve hizmet olduğu evrensel doktrini de şaşırtıcı biçimde terk edilmekte ve herhangi bir liman kılavuz kaptan ehliyetine sahip bir kılavuz kaptanın, Nemrut Limanı’nda hiçbir tecrübesi yokken görev yapabilmesine olanak tanınmaktadır.
Aliağa Nemrut Koyu’nda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini fiili olarak rekabete açan bu uygulamayıoluşabilecek sonuçları bakımından sakıncalı görüyor;
yeterince tartışılmamış ve bilimsel yöntemlere dayalı etki analizleri sağlıklı yapılmamış,
tabiri caiz ise, “yangından mal kaçırır gibi” uygulamaya konmuş böylesine önemli bir İdari işlemin ülkemiz deniz ve liman güvenliğini tehdit edebileceğini öngörüyor ve Denizcilik İdaremiz olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızı konuyu tüm yönleri ile bir kez daha ele almaya davet ediyoruz."
Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu
virahaber.com