“BU TOPRAKLARDA ŞEHİT DÜŞENLER TRAKYA VE ANADOLU İLE SINIRLI DEĞİL”
Bütün Osmanlı coğrafyasında, “Benim dedem de Çanakkale’de savaştı” diyen insanlar olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları söyledi: “Gönül coğrafyamızda Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar, Kuzey Afrika’da, her bir toprak parçasında, bugün Çanakkale savaşı şehitlerinin hatıraları yaşar. Prizren, Üsküp, Bosna, Priştine’ye kadar her yerde benim dedem de Çanakkale’de savaştı diyenleri, Irak’a, Basra’ya, Bağdat’a, Kerkük, Musul’a gidin, benim dedem de Çanakkale de savaştı diyenleri görürsünüz. Basra’dan gelen aşiret liderlerini gördüğümde, bu topraklarda şehit düşenlerin Anadolu, Trakya ile sınırlı olmadığını fark etmiştim. Halep, Kudüs kökenli şehitleri Çanakkale’nin bağrında görürsünüz. Öyle bir aziz milletiz ki 1911’den 22’ye 11 yılda dünyanın her köşesinde şehitler bırakmışız. 2 hafta önce Macaristan’a gittiğimde Galiçya şehitlerini selamladım. Azerbaycan’a gittiğimde Kafkas İslam ordusunun şehitlerini selamladım. Myanmar’a gittiğimde, unutulmuş gibi zannedilen 6 bini aşkın esir düşen şehit topraklarına selam gönderdik. Unutulmuş o mezarları ihya ederek başlarına aziz bayrağımızı, Kuran’ı kerimin hitabetini getirdik. Bu, mektupları cevapsız kalan şehitlere 100 yıl sonra gelmiş ulu bir mektuptur. Bir kez daha seslenerek diyorum, nasıl Çanakkale savaşında dersaadetin, payitahtın, başkentin, aziz İstanbul’un düşmemesi için Irak, Suriyeli, Filistinliler, Balkan kökenliler, Kosovalıllar, Boşnaklar, Azeriler hep beraber omuz omuza savaşmışlarsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bugün de diyoruz ki, 100 yıl sonra o, aziz şehitlerin torunları, onların kaderi, bizim kaderimizdir. Suriye, Irak, Azerbaycan, Balkanlar’ın kaderi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin merhamet ve şefkat elindedir. Biz o aziz şehitlerin miraslarına sahip çıkacağız. Bakü şehitleri… Muhammed İkbal, Lahor’dan, Çanakkale şehitlerine, Balkan şehitlerine, Trablusgarp şehitlerine hitap ediyordu. Hint Müslümanları, Afrika Müslümanları, Ortaasyalı soydaşlarımız ayaktaydı. Hep beraber dua ediyorlardı. Çünkü biliyorlardı ki, Çanakkale düşerse, İstanbul düşerse, mazlum milletlerin kaderi de düşer. İşte o zaman Türkiye’nin sınırlarının çok ötesindeki milletlerin kaderi de Çanakkale savaşı ile değişti”.
“İHANET EDENLER KARŞILARINDA SEYİT ONBAŞILARIN TORUNLARINI BULACAK”
Çanakkale savaşının, hiçbir ordunun yenilmez olmadığını gösterdiğinin altını çizen Davutoğlu, “Hiçbir güç, iman gücünün, onur ve haysiyet gücünün üzerinde olamaz. Seyit Onbaşı’dan daha kuvvetli, daha kudretli değildir. Eğer mazlum milletler ayağa kalkmışsa, kendi kaderlerini çizebilmişlerse, bunda Çanakkale şehitlerinin aziz kanının tesiri, izi, hatırası vardır. Çanakkale Savaşı, bizim dedelerimizin, savaşırken ne kadar mertse, ara verildiğinde de o kadar insani, merhametli olduğunu göstermiştir. Birçok Anzak, hatırasında dedelerimizin destanını yazar. Bir Türk askerinin, savaşta beyaz bayrak çekerek, yaralı Anzak askerini düşman siperine taşıması, insanlığa, savaşın ahlakını değil, barış ve civanmertliğin de ahlakını göstermiştir. Selam olsun o aziz şehitlere. Selam olsun insanlığa haysiyeti öğreten, civanmertliği, kahramanlığı öğreten, merhameti, şefkati öğreten atalarımıza. Selam olsun bu aziz bayrak için bir an bile tereddüt etmeden şehadete yürüyenlere. Selam olsun Sarıkamış’ta donanlara, Anafartalar’da tereddüt etmeden ölüme yürüyenlere. Onların emaneti omuzlarımızdadır. Bir an bile ihanet eden olursa, karşılarında Seyit Onbaşı’nın torunlarını bulacaklardır” dedi.
“BIRAKTIĞINIZ EMANET EMİN ELLERDEDİR”
Şehitlere seslenen Davutoğlu, “Sizlere şehit düştüğünüz topraklardan sesleniyoruz. Ruhunuz şad olsun! Emin olunuz ki her birinizi karşımda görmüş gibi hitap ediyorum. Ellerinizi öperek söylüyorum, bağırlarınıza dayanarak, imanlarınızı hissederek söylüyorum. Bıraktığınız emanet emin ellerde, sağlam omuzlardadır! Bu omuzlar Seyit Onbaşı’nın omuzları, yüreği kadar sağlamdır. Dizimizde derman kalmayıncaya kadar, omuzlarımız toprağa değene kadar, bu aziz bayrağı bir an bile omuzlarımızın üzerinden eksik etmeyeceğiz. Bir an bile bu toprakların bir santimetrekaresini dahi müstevlilere ve hainlerin oyunlarına terk etmeyeceğiz. Milli irade ve milletin iradesi ne derse sadece o olacak. Sadece millet hükmedecek, sadece sizin torunlarınız bu topraklarda özgürce ve başı dik emanetinize sahip çıkacak. Sizlerle omuz omuza savaşanlar, Halep’ten, Kudüs’ten, Humus’tan, Kerkük’ten, Basra’dan gelenler var. Hani Bakü’den gelenler var ya, Allah şahittir ki, onlara zulmedenlerin karşısında sizler nasıl müstevlilerin karşısında durmuşsanız, onlara zulmedenlerin karşısında duracağız. Biz nefes alırken dünyada zalimler rahat uyuyamayacak. Siz nasıl mazlum milletlere ilham kaynağı olmuşsanız, biz nefes alırken, İstanbul, Ankara ayaktayken, mazlum milletler sığınmak istediklerinde bağırlarımıza onları açacağız. Nasıl 2 milyonu aşan Suriyeliyi bağrımıza basmışsak, nasıl Boşnakları bağrımıza basmışsak, Kosovalılara basmışsak, Halepçe’den gelen kardeşlerimizi bağrımıza basmışsak, Anadolu toprakları mazlumların merhamet diyarı olacak. Aziz şehitlerimiz, sizler rahat uyuyunuz. Bugün artık kudretli ve şefkatli Türkiye Cumhuriyeti Devleti var” diyerek, şehitlerin müsterih olmasını diledi.
"IMF'YE BORCUNU ÖDEMİŞ ONURLU TÜRKİYE VAR"
TÖRENDEN NOTLAR
Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yıl dönümü etkinlikleri 18 Mart stadyumunda düzenlenen törenlerle kutlandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı törenleri çok sayıda vatandaş izledi.
MEKKE'DEN GELDİLER
Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından, ellerinde Türk bayraklarıyla sıra olmuş öğrencilerin arasında geçerek yerine doğru ilerledi. Bu sırada, törenlere katılmak üzere Mekke’den gelen Muhammed Urfalı ile Şanlıurfa Şeyhan Aşireti’nden Mehmet Emin İlhan, Başbakan Davutoğlu'nun yanına gelerek bir süre sohbet etti.
BAKANLAR DA ÇANAKKALE'DE
Törende konuşan Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Çanakkale'nin varoluşun kenti olduğunu söyleyerek, "Çanakkale, İstanbul'un, Türkiye'nin kilididir. Büyük fedakarlıklarla bize bu vatanı emanet eden ecdadımızın hatırasına sahip çıkmalı, layık olmalıyız" dedi. Törende, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hasan Nihat Doğan'da günün anlam ve önemi ile ilgili birer konuşma yaptı. Protokol konuşmalarının ardından, Devlet Halk Dansları Gösterisi gerçekleştirildi. Genel Kurmay Başkanlığı Mehteran Bölüğü konserinin ardından, buradaki program resmi geçit töreni ile sona erdi. Törenleri, Başbakan Davutoğlu'nun yanı sıra Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile çok sayıda milletvekili izledi.
virahaber.com