160 yıllık bir deneyimi temsil eden Şehir Hatları, çift çıpalı sarı bacasıyla Boğaziçi, Haliç ve Adalar arasında seferlerini sürdürüyor. 2005 yılı Mart ayında Şehir Hatları’nın İDO’ya devri, Şehir Hatları’nda yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Aynı dönemde, eski nesil yolcu vapurları ile tarihi önem ve değere sahip vapur iskelelerinin renovasyonu gerçekleştirildi ve bazı iskeleler yeniden inşa edildi. 2010 yılı Eylül ayında da İstanbul Şehir Hatları Turizm ve Tic. San. AŞ. kurularak, Şehir Hatları vapurları ve iskeleleri yeni şirkete devredildi. Şehir Hatları Genel Müdürü Gemi İnşa ve Makine Mühendisi Süleyman Genç, şirketin bundan sonraki süreçteki planlarını Vira’ya anlattı.
Sadece ulaşım anlamında değil aslında vapurlar ve Haliç Tersanesi İstanbul’un önemli kültürel ve tarihi dokusunu oluşturuyor. Önümüzdeki süreçte Şehir Hatları olarak neler yapmayı planlıyorsunuz?
Haliç Tersanesi, 160 yıllık bir kuruluş. Şehir Hatları’ndan ayrı olmayan Haliç Tersanesi, Boğaz, iskeleler, vapurlar gibi bu temel içinde yer alır. Biz burada var olan filomuzu yenileme gençleştirme, yıllık rutin bakımlarını yaparken, kalite seviyesini yürütebilir gemiler elde etmeye çalışıyoruz. Bundan sonraki süreçte kurum kuruluş bir araya gelir ilgili konunun analizini yapar ve yatırımını yapar.
Haliç Tersanesi’nde bakım onarım çalışmaları yapılıyor. Tersanenin çalışma kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz?
Haliç Tersanesi, 1997’lerde kapandığına dair bir imajla edinmişti ki tersane hiç çalışmıyor zannediliyordu. Geçmişte de yöneticisi olarak bulunduğum bu tersanede 2003’ten itibaren bütün havuzlar dolu dolu çalışmaya devam ediyor. Biraz yerleşim ötesi bir alan olarak göründüğü için insanlar içeride neler yapılıp yapıldığını bihaber. 2003 yılından beri tüm Şehir Hattı eski konseptinde olan araba vapurları, malum gemimiz Mavi Marmara, şehir hattı vapurlarının yıllık bütün bakımları hep bu tersanede yapıladurmuştur. Hatta üç yeni gemi inşamız da bu tersanede yapıldı. Bir sanayi tesisi olarak üç kere SİT alanı ilan edildiği için temsil ettiği şeyler bakımından tarihini korumalıyız. Yapabildiği hizmeti ondan almak daha doğru. Yapabildiği hizmeti düşünürsek Haliç Tersanesi tamamen aktif olarak kullanılıyor. Sayın Başkanımızın da zikrettiği gibi burası “yaşayan müze”. Haliç Tersanesi geleceğe taşınması gereken bir değer. Hatta şu anda bir program dahilinde altı gemimiz iyi bir yenilemeden geçiyor.
Göreve geldiğinizde ilk icraatınız ne oldu?
Çok kısıtlı bir sürede şirket kuruldu ve önünde kocaman bir hedef vardı. İskelelerimizi biz 29 Eylül günü aldık ve 30 Eylül sabahı pervanelerin dönmesi gerekiyordu. İstanbul halkımıza kesintisiz hizmet ilk görevimizdi. O konuda gerçekten kendimizi de aştığımızı düşünüyorum. Arkadaşlarımızın çok olağanüstü gayretleri var. İstanbul halkımız, çift çıpalı, sarı bacalı bayrağımızla filomuzun seferlerinde eksiklik hissetmeden, hizmetlerimizi kullanmayı sürdürüyor. İlk hedefimiz de buydu tabii ki. Kaliteyi her gün yenileyeceğiz bunda bir tereddüt yok. Dolayısıyla biz alışkanlıkları olan bir şehirde taşıma hizmeti veriyoruz. İstanbul Şehir Hatları’nda 160 yıldır değişmeyen tarifeler var. O pick saatleri verme esas hedefimiz oldu. Burada bir değişikliğe gitmek zor. Bu bir entegrasyon meselesi aynı zamanda.
Şehir Hatları olarak turizme yönelik çalışmalar yapıyorsunuz. Turizmle ilgili nasıl bir organizasyon planlıyorsunuz?
Turizm bizim vazgeçilmez hedeflerimizden bir tanesi. Öncelikle yaz aylarını ve yaz gecelerini, Boğaz konsepti üzerine birtakım farklı turizm amaçlı hatlar olarak değerlendireceğiz. İstanbul her gün gelişen büyük bir metropol. Konferanslar, birtakım organizasyonlarla bir dünya başkenti. Bu nedenle turistik taşımacılık anlamıyla profesyonel davranacağız. Yeni bir fırsat geliyor. Maksat günü yönetmek değil, bütün seneyi bu organizasyon içinde yer etmek.
Boğaziçi’nde hangi hatlar ve iskeleler üzerinde hizmet vereceğiniz belli mi?
Kış tarifemizde Anadolu Kavağı, Rumeli Kavağı, Boğaz hattımız var. Gelecekte başka ne tür yeni hatlar açabiliriz, onu değerlendirerek, ilave bir şey yapma arzusundayız. Büyük Şehir Belediyesi tarafından bir iskelemiz haricinde bütün iskeleler yenilendi. Bu, 2005 süreciyle başlayan bir süreç. Gerçekten hepsi bir anıt eser. Bunların birkaçı SİT değerlendirmesi içinde kültürel miras. Bu dokuya uygun bir şekilde yenilemeleri yapıldı.
İstanbul’da farklı ulaşım olanakları var. Marmaray ve 3. köprü bu çalışmalar arasında. Bu da denizi kullanan yolcu sayısında azalmaya neden olacak. Bu olumsuz etkileşimden kurtulmak için yeni planlarınız var mı?
Biz ilk pervane dönme hedefini tamamladıktan sonra şirketimizin zayıf yönlerini, tehditlerini fırsatlarını, kuvvetli yönlerini yani tüm iç analizimizi yaptık. Bunlar hala değerlendirme safhasında. Şehir Hatları’nın portföyü farklılaşma gerektiriyor. Var olan taşımacılık hususu konusunda daralan bir portföy gözüküyor. Buna göre organizasyonumuzu filo yapımızı sefer sayımızı gelişimimizi planlayacağız.
Yine bu paralelde İstanbul’da bazı hatlarda özel sektör; yani DENTUR Avrasya, Turyol ve Mavi Marmara gibi kooperatifler de çalışıyor. Yeni süreçte bu hatlarda yeni bir düzenleme düşünüyor musunuz?
Bizim iskelelerimiz arasında yaptığımız hatlar belli aslında. Onları işleriz işlettiririz veya kendimiz yürütürüz. Vakitleri kendimize ait, ama bizim, özel sektörün işlettiği hatlarla ilgili bir tasarrufuz olamaz. Ama özel sektör de kendilerinin gelişimlerini, tehditlerini kendilerine göre algılamaları gerekiyor. Varlıklarının manalarını bulmaları gerekiyor. Her şirket kendine bir yaşam alanı bulmak zorunda. Bir hattımız, bir iskelelerimiz varsa, burada yeni hatlar, yeni, ilave seferler yaparız. Mesela bu bayramda ilave sefer yaptık. Çok da güzel oldu. Şirketsel varlığımızı sürdürmek gerekçelerimiz. Bu özel sektörümüz de firmalarda kendilerine göre yaşam koşullarında çalışmalarına devam edecek.
Elinizde bulunan vapurlara yeni eklemeler yapılacak mı? Bu anlamda yatırıma yönelik planlarınız nelerdir?
Bu tür yatırımlar yakın geçmişte İDO konseptinde zaten sekiz adet gemi yapıldı. Bunları zaten işletedurmak onların varsa çıkan sorunlarını çözmekle beraber yedi adet ayrıca gemi revizyonu yaptığımızı söyleyebilirim. Bunları kaliteyi arttırmak, can mal emniyeti, güzel bir seyir açısından altyapı oluşturacak gemiler elde etmek amacıyla yapaduruyoruz. Zannediyorum mart sonuna kadar belki nisan başına kadar bu tür faaliyetler Haliç Tersanesi’nde devam edecek.
Şehir Hatları olarak İstanbul ve denizle ilgili sosyal sorumluluk projelerine bakış açınız ne olacak?
Biz sosyal sorumluluk projelerine bakmıyoruz, yapıyoruz diyeyim. Haliç Tersanemizde ve iskelelerimizde sosyal sorumluluk projemiz devam ediyor. İstanbul’da gerçekten yaşadığı halde, denizi göremeyen çocuklarımız var. Onlarla alakalı birtakım STK’larla bir araya gelerek, sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyoruz. Yine çeşitli bayramlarda ücretsiz veya indirimli taşıma işlemlerini öğrencilerimize, çeşitli kamu veya bu tür özellikli yolcularımıza uyguluyoruz. Yine 24 Kasım Öğretmenler Günü gibi önümüze gelen bu tür güncel tarihlerimiz var. Biz bunları gün olarak değerlendirmekten ziyade, Şehir Hatları olarak sene sonuna kadar öğretmenlerimize ücretsiz geçiş sağlıyoruz. Bir de Kadıköy yeni iskelemizin üzerinde muhtelif resim ve çeşitli özgün çalışmaların sergilenmesi var. Bunların hepsi ücretsiz. Sosyal sorumluluk projeleri bizde bir gelenek.
Vira dergisi
Sabah ilk işimiz Virahaber’i açmak oluyor. Basınla buluşmamızda da Virahaber ve Vira Dergisi olarak destek verdiler. Vira Dergisi denizcilik basının ön saflarındadır. Çalışmalarında başarılar diliyorum.
Süleyman Genç hakkında
1979 yılında Pertevniyal Lisesi’nden, 1985 yılında da İTÜ’den “Gemi İnşa ve Makine Mühendisi” olarak mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde yüksek lisansını tamamladı. 1993 yılında Birleşmiş Milletler bursu UNIDO projesi kapsamında Belçika’da “Gemi Bakım Onarım Diploma Programı”nı bitirdi. 1988’de Türkiye Gemi Sanayi Pendik Tersanesi’nde meslek hayatına başlayarak, çeşitli kademelerde mühendis ve yöneticilik yaptı. Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ) Tersane Müdürlüğü görevini 2005 yılından itibaren İDO’da sürdürmeye başladı. Pek çok ulusal ve uluslararası projede görev aldı. Türkiye’de denizcilik sektörünün know-how oluşturmasında bir ilk adım olarak kabul gören, ilk deniz otobüsü yapımı proje ekibinde yer aldı. İngilizce bilen Süleyman Genç, evli ve üç çocuk babası.
Vira Dergisi