Denizcilik tarihinin Bandırma Vapuru’ndan sonra en büyük vefasızlığının örneğidir Nusrat. Bandırma Vapuru ki, ülkemizin kurtuluşunun en önemli dönüm noktalarından biri olarak hizmet etmiş, sonrasında ise gemi geri dönüşüme gönderilmiştir. Her neyse bu başka bir yazı konusu. Gelelim asıl konumuz olan Nusrat Mayın Gemisi’ne.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kadim dostu, uğruna savaşa girdiği Almanya’ya 1919 yılında siparişini veridiği geminin inşasına 1911 yılında Kiel tersanelerinde başlandı. Nusrat, 1913 yılında Osmanlı Donanması’na katıldı. Her ne kadar zaman içerisinde Nusret olarak adlandırılmaya başlasa da asıl ismi Nusrat’dır. Donanmada çeşitli görevlerde bulunsa da, Nusrat’ın en büyük görevi ‘Karanlık Liman Harekatı’ olmuştur. Nusrat Mayın Gemisi 3 Eylül 1914'te Çanakkale'ye gelmişti. Gemi mayın görevleri için özel olarak inşa edildiğinden tekne dar alanlarda kolayca manevra yapabiliyor ve az su çektiğinden mayın alanları üzerinde güvenle dolaşabiliyordu
Karanlık Liman Harekatı’nda ne mi oldu?
Bu harekat işte bizim bildiğimiz ilkokuldan başlayarak eğitim hayatımızın tamamında gördüğümüz Nusrat’ın bilinen hikayesidir. Bazılarımız bunu ‘Nusret ve 11. mayın hattı’ olarak da öğrendi zamanında. Kısa olarak gene de ben özet geçeyim bu kısmı. 6 Mart gecesi Cevat Bey, ‘Oğlum, sana çok önemli bir görev veriyorum. Vatanın selameti bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır. Yarın akşam, Nusrat'le son 26 mayınını şu gördüğün karanlık limanda kıyıya paralel olarak dökeceksin. Düşman hareketinizi seçer, size saldırıya kalkışırsa, kıyı toplarımız önceden aldıkları talimata uygun olarak hareket edecek ve sizi himaye ateşiyle koruyacaklar. Kendinizi göstermemeye çaba harcayın. Allah yardımcınız olsun’ diyerek Mayın Grup Komutanı Hafız Nazmi Bey’e görevi veriyor. 7 Mart'ı 8'e bağlayan gece yarısı Nusrat bütün ışıklarını söndürüp, kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırıp göreve çıkıyor. Düşman gemilerinin projeksiyon ışıklarının arasında hedeflerine doğru ilerliyorlardı. Hedefe varıldığında sessizce ellerindeki 26 eski tip mayını suya bırakmaya başladılar. Suya düşen her mayın belli bir sıra halinde kendisini asılı tutacak ağırlığın gerdiği teller üzerinde yeralmaya başladılar. Birkaç dakika sonra tüm mayınlar belirlenen rota doğrultusunda dökülmüştü. Makinalar tekrar ulaşabilecekleri en yüksek devirde çok hızlı tempoda çalıştırılmıştı.
Bu olaydan on gün sonra 18 Mart’ta düşman donanması saldırıya geçmişti. Savaş tam istediği şekilde, kontrollü olarak devam etmekteydi ki, birden ikmal için geri dönen gemilerde büyük patlamalar meydana gelmişti. Bunların nedeni, 49 metrelik Nusrat’ın 7 Mart gecesinde döktükleri ve bundan sonra da gerek düşman pilotlarının fark edemediği, gerekse 17 Mart gecesi mayın gemilerinin yaptığı mayın kontrolünde bulunamayan Nusrat'ın mayınlarıydı.
Nusrat, Bahriye Nazırı Winston Churchill’a 1930'da Nusrat’ın başarısını ‘Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesine, harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından o gece atılan o incec
ik çelik halat ucunda sallanan yirmi altı demir kaptır’ diyerek anlatmıştır.
Milletin kaderini değiştiren gemi
Çanakkale zaferiyle bir milletin kaderini değiştiren gemi, 1918-1922 yılları arasında görev dışı kaldı. 1922 yılında Nusr
et adıyla tekrar göreve alındı. 1926 yılında Yardım adını alarak Gölcük’te yenilenerek dalış gemisi olarak kullanıldı. 1939 yılında tekrardan Nusret adını al
arak kömür gemisi olarak donanmada çalıştı. 1959 yılında Gölcük Donanması’na müze gemisi olması için getirilerek hizmet dışı kaldı. Fakat her nedense bu fikirden vazgeçilerek, 1962 yılında gemi satıldı.
Bir armatör tarafından alınan Nusret, yeniden inşa edilmiş, formu değiştirilerek yük gemisine çevrilmiş ve 1966 yılında Kaptan Nusret adını alarak 1990yılına kadar sefer yapmıştır.
Nusrat’ın çilesi maalesef böyle sona ermedi. 1990 yılında Mersin’den Kıbrıs’a giderken Mersin açıklarında alabora oldu gazi gemi. Fakat kimse bir şey yapmadı ve 9 yıl boyunca kaderine terk edildi. 1999 yılında gönüllü bir grup dalgıcın çabalarıyla tekrar su yüzüne çıkarılan Nusrat tekrardan kaderine terk edildi.
“Nusrat orada çürürken biz rahat uyuyamazdık”
2002 yılında uzun uğraşlar sonucu dönemin Tarsus Belediye Başkanı, şu anda ise Mersin Büyükşehir Başkanlığı yapan Burhanettin Kocamaz tarafından ‘Nusrat orada çürürken biz rahat uyuyamazdık’ denilerek satın alındı Nusrat... 3 parçaya bölünerek Tarsus’a getirildi ve eski haline getirilmek üzere tekrardan inşa edildi. Türk Milleti’nin en önemli değerlerinden olan Nusrat Mayın Gemisi, tekrardan eski haline getirilmesinin ardından da ‘Tarsus Çanakkale Parkı’na yerleştirildi.
Siz Çanakkale’de bulunan 2011 yılında İstanbul Tersane Komutanlığı’nda inşa edilen ‘çakma’ Nusret’e kanmayın. Çanakkale zaferinin 100. yılında temsili törenle denize indirilen temsili Nusret’le Nusrat’ı sakın karıştırmayın.
Nusrat Mayın Gemisi, Tarsus’ta ziyaretçilerini bekliyor...
ViraHaber.com