AKP hükümetine yakın sivil toplum örgütlerinden İnsani Yardım Vakfı’ndan (iHH) Mavi Marmara ile alakalı şok bir çıkış geldi. İHH Başkanı Bülent Yıldırım, AKP hükümetinin dış politikasını yerden yere vurdu. Mavi Marmara gemisini İsrail’e gönderip, krizin önünü açmakla suçlanan İHH’nın Başkanı’nın en sert eleştirisi, İsrail’le iş yapan Müslümanlara yönelik oldu. Yıldırım devlet içinde İsrail lehine çalışanların olduğunu da iddia etti.
'Kuran bizim, İsrail ile ticaret yapanların değil'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğulları Burak ve Bilal’in de, deniz taşımacılık şirketi aracılığıyla İsrail’le ticaret yaptığı haberleri çıkmıştı. İHH Başkanı, “yerlere atılan Kur’an-ı Kerim bizim, fakat demek ki İsrail’le ticaret yapan Müslüman tüccarların değilmiş” diye konuştu.
İHH Başkanı, İsrail’le yapılan ön anlaşma çerçevesinde gündeme gelen doğalgaz işbirliğine de değinerek, “Doğalgaz anlaşmalarının el altından yapılması, birtakım şirketlerin bu anlaşmaların içinde yer alması, bazı bürokrat ve siyasilere ortaklıklar teklif edilmesi, ortaklıkların kapalı kapılar ardında kurulması, ticaret hacminin artması… Bütün bunlar İsrail’e şunu söyletiyor: ‘Biz istediğimizi parayla satın alabiliriz.’ Yerlere atılan Kur’an-ı Kerim bizim fakat demek ki İsrail’le ticaret yapan Müslüman tüccarların değilmiş diyorum.” diye konuştu.
Türkiye, Mavi Marmara için Ceza Mahkemesine belge göndermedi
İHH’nın Mavi Marmara olayını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taşıdığını, mahkemenin davayı kabul ettiğini söyleyen İHH Başkanı Yıldırım; Türkiye’nin mahkemenin istediği ve “İsrail’in ceza almasına neden olacak” belgeleri göndermediğini de söyledi.
Bülent Yıldırım “Ne yazık ki Türkiye’nin bazı bürokratları yetkilileri ikna ederek UCM Türkiye’den bilgi ve belge istemesine rağmen bu bilgi ve belgeyi göndermediler. Türkiye bilgi ve belge gönderseydi, bu mahkemedeki ifadeleri gönderseydi burada mesela kasten adam öldürme dedi, ki 10 kişi öldü. Ama 60 kişiden fazla yaralama vardı. Esaret ne kadardı? 700 kişiydi. Bütün bu ifadeler Türkiye mahkemelerinden oraya gitmiş olsaydı mağdur olan kişilerin sayısının çokluğundan dolayı UCM İsrail’i mahkûm edecekti. Türkiye’de birileri İsrail lehine çalışarak UCM’ye bu bilgi ve belgeyi göndertmedi.” diye konuştu.
AKP dış politikasını yerden yere vurdu
Bülent Yıldırım, Genç Öncü dergisine verdiği demeçte, AKP’nin Suriye ve Mısır’da izlediği dış politikayı da yerden yere vurdu. Mısır’da İhvan’ın seçimlere katılmak istemediğini, ancak Türk hükümetinin zorlamasıyla seçimlere girdiğini söyleyen Bülent Yıldırım, şöyle konuştu;
“Mısır’da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye’nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararında haklıydı. Çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı. Nitekim öyle oldu. Ve Mursi hükümetinin başarısız gösterilmesine sebep olundu.”
'Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmek yanlıştı'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun izlediği, Beşar Esad rejimini “tümden dışlamak” politikasının yanlış olduğunu savunan İHH Başkanı Yıldırım, eleştirilerini şöyle sürdürdü; “Biz Suriye’de muhaliflerin yanındayız, bu doğru. Ama İHH olarak biz hiçbir zaman bir iç savaşı da istemedik. Bu yüzden biz Suriyeli muhaliflerle İran arasında hatta rejim arasında arabuluculuk yapmaya çalıştık. Türkiye Suriye ile diplomatik ilişkileri kesmemeliydi ne olursa olsun. Türkiye devlet olarak Suriye ile ilişkilerini devam ettirmeliydi. Alttan STK’lar da halkın taleplerinin yerine getirilmesi için çalışmalar yapmalıydı”
ViraHaber.com