Denetimler arttıkça denize trol atanların polisi atlatma yöntemleri de değişiyor. 3 gün üst üste teftişe çıkmalarına rağmen sadece bir trolcü yakaladıklarını söyleyen polis, "Trolcüler karakol çevresinde konuşlandırdıkları ve 2 bin lira maaş bağladıkları gözcülerinden haber alıyor. O gece denize açılmıyorlar." diyor.Boğaz'ın incileri balıkları, ağların uçlarına kapı denilen demir ağırlıklar bağlayarak yakalayan ve bu esnada balıkların yumurtlama alanlarına da zarar veren trol yöntemi polisin kıskacında. İstanbullunun hasret kaldığı lüferin tezgahlarda bir türlü görünmemesinin sebebi de trolcülerin daha büyümemiş balıkları avlaması. Vatandaşın sesine kulak veren deniz polisi tüm hazırlıklarını yapıp trolcüleri yakalamak için yola çıkıyor. Soğuğun iyiden iyiye bastırdığı dakiklarda çevrede trolcü görünmüyor. Derken az ilerde ışıklarını kapatmış bir teknesi göze çarpıyor. Deniz polisi de ışıklarını kapatıp sessizce yaklaşıyor, mesafe azalınca polis botunun spotları yakılıp trolcü kıskıvrak yakalanıyor. Polisten ilgici çekici bir bilgi öğreniyoruz. "Trolcülerin karakol çevresinde ve Unkapanı, Galata köprüleri üzerinde gözcüleri var. Bunlar biz karakoldan çıktığımızda tüm trolcülere mesaj çekip haber veriyor. Hatta öyle ki trolcüler bu adamları maaşa bile bağlamış. Yakaladığımız gözcü, maaşının 2 bin lira olduğunu söylemişti."
Havaların soğuk olması ve geçtiğimiz günlerde de balığın soğuk nedeniyle bayılması ve yüzeye vurmasının Boğaz'da balığı azalttığını söylüyor polisler. Trolcü avına çıkan polisin, tekneye rastlayamamasının bir başka nedeni de bu. Trolcüler geceleri fark edilmemek için teknede herhangi bir aydınlatma kullanmıyor. Polisler de teknenin ışıklarını karartıp bazen Beşiktaş sahilinde, bazen Kız Kulesi etrafında demirleyip bekliyor. Beşiktaş sahilinde bir süre bekledikten sonra tekrar çıkıyorlar devriyeye. Beylerbeyi açıklarında bir karartı beliriyor. Hızla o tarafa dümen kırıyor ve yaklaşıyor deniz polisi. Müdahale edilebilecek kadar yaklaştıktan sonra ışıkları yakıp balık tutanlar kıskıvrak yakalanıyor. Memurlar önce tekneye çıkıyor, sonra işlemler yapılıyor. Trolcünün ağı yasa dışı değil ancak polis trol avcılığı yapmamaları konusunda bu kişileri uyarıyor. Polisler yasal olmayan trolcülerle nasıl mücadele ettiklerini şöyle anlatıyor: "Trolcüler zaten böyle sakin davranmazlar. Bizi fark ettiklerinde teknede bir koşuşturma başlar. Tayfaların kimi trolü kesmeye çalışır, kimi de teknede balık varsa onları denize atmaya çalışır. Çünkü tekne üzerinde balıkla yakalanırlarsa tekneye el konuluyor. Bunu göze alamadıkları için yakaladıkları balıkları da denize atıyorlar. Tekne üzerinde ağ yakalatmanın cezası ise 2 bin lira."
Trol ağının alt kısmında demirden yapılmış 'kapı' denilen düzenek bulunuyor. Bu düzenek sayesinde denize atılan ağ dibe kadar oturuyor ve küreyerek önüne gelen her şeyi ağın içine topluyor. Bu sırada deniz dibindeki yumurtlama alanları ve balık yumurtalarını da dağıtıp bozuyor. Bunun yanında henüz büyümemiş küçük balıklar da ağla birlikte trolcüler tarafından güverteye çekiliyor ve bunlar da insanın para kazanma hırsının kurbanı olup tezgâhta satılmak üzere kasalara dolduruluyor. Avrupa'da kaçak avcılığı önleyen en büyük güç yasalar. Örneğin Yunanistan'da ve bazı Avrupa ülkelerinde trolle avcılık yapan tekne yakalanırsa mahkemeye çıkarılıyor ve tekne sahibi suçlu bulunursa teknesi batırılıyor. Böylece hem bir daha avcılık yapması engelleniyor hem de batan tekne balıklar için yuva alanları oluşturuyor. Bir diğer mücadele yöntemi ise kumluk alanlara beton blokların atılması. Çünkü trolle avcılık kumluk ve sığ alanlarda yapılıyor. Beton blokların amacı ise trol ağlarının bu betonlara takılarak yırtılmasını sağlamak. Trolcüler yakalandıklarında deniz polislerine oldukça zorluk çıkartıyor. Yakalananlar polislere ceza yazmaması için uzun süre dil döküp kendilerini görmezden gelmesini istiyor. Polisler kaçakçılığa da bakıyorlar. Geçen yıl 821 ton kaçak mazot ele geçirmişler. Bu yıl ise şubat ayına kadar 355 ton kaçak mazota el konulmuş. Bu operasyonlar ise deniz polisine ait 4 bot, bir zodyak ile yapılıyor. Boğaz'ın Karadeniz'e bağlantısından başlayan görev sahaları Büyükçekmece'deki Bababurnu'na, Adalardan Tuzla'daki Kayalıklar bölgesine kadar uzanıyor. En hızlı bot ise saatte yaklaşık 60 km hız yapıyor. Bu da Büyükçekmece'deki bir olaya yaklaşık 1 buçuk saat sonra müdahale edebilmek demek.
Zaman