Arabalı vapurların sefer yapmadığı dönemlerden itibaren Çanakkale Boğazı’nda 50 yıldan bu yana aralıksız olarak kaptanlık yapan Zafer Türker, bu süre içinde binlerce kişi ve aracı Asya ile Avrupa yakasına taşıdı.
1951 yılından itibaren Çanakkale ile Kilitbahir arasında “Alınteri” feribotlarında kaptanlık yapmaya başladığını belirten 61 yaşındaki Zafer Türker, “1951 yılında dedelerimizle birlikte bu işe girdim. O yıllardan itibaren de kaptanlık yaparak aralıksız olarak Çanakkale ile Kilitbahir arasında araç ve yolcuları taşıdım” dedi.
50 yıllık kaptanlık hayatında küçük teknelerle yolcu taşımacılığı ile bu işe başladıklarını belirten Zafer Türker, “1950′li yıllarda Çanakkale’de insan yoktu. Küçük teknelerle yolcuları teknemize alıp Kilitbahir’den Çanakkale’ye ve Çanakkale’den de Kilitbahir’e taşırdık. O zamanlar günde 3-5 seferimiz oluyordu. Küçük teknelerimizle otobüsle İstanbul’a gidip gelen yolcuları götürüp getirirdik. O yıllarda arabalı vapur yoktu. Daha sonraki yıllarda askeriyenin verdiği kömürlü bir arabalı vapur geldi” dedi.
“1966 YILINDA BATAN ARABALI VAPURUNDAKİ YOLCULARI KURTARMAYA GİTTİK”
Zafer Türker, 50 yıllık kaptanlık hayatında başından birçok acı ve tatlı anıların geçtiğini de belirterek, “2 Kasım1966 günüydü. “Rus şilebi ile arabalı vapur çarpıştı ve battı” dediler. Hemen o yıllarda sefer yaptığınız teknelerimizle geminin bulunduğu yere kadar gittik. Gemi filikalarını indirmişti. Deniz üzerinde bir tane tomruk yüklü kamyon yüzüyordu. Bir süre deniz üzerinde yüzdü. Bağlar çözülünce kamyon batarak denizin dibine doğru gitti. Yolcuları da geminin filikaları kurtardı. O sırada geminin bir personeli aylığını almış. Parasını da geminin makine aksamına koymuş. Parasını almak isterken maalesef orada kalıp hayatını kaybetmiş. 20 dakika içinde gemi sulara gömülmüştü. Bu kazada birkaç kişi ölmüş ve 4-5 kişi de kaybolmuştu. 100′den fazla yolcuyu da kurtardılar” dedi.
“DENİZE DÜŞEN KUNDAKTAKİ BEBEĞİ SAĞ OLARAK KURTARDIK”
Zafer Türker, 1970 yılında Kilitbahir’de elektrik olmadığını da belirterek, “O yıllarda eski limanda elektrik yoktu. İstanbul’dan gelen otobüsler geldiğinde teknemizin yanında duruyordu. Kadın bir yolcu da o yıllarda tekneye binerken denize düştü. Onu kurtardılar. Ancak kadın bağırarak kundakta bebeğinin olduğunu ve denizde kaybolduğunu söyledi. Bunun üzerine bölgede arama yaptık. Bir baktık ki kundaktaki bebek denizin üzerinde yüzüyor. Kundak olduğu için bebek denize batmamış. Onu sağ olarak kurtarmıştık. O anı hayatım boyunca unutamam” diye konuştu.
“FIRTINALI VE SİSLİ HAVALARDA BİLE SEFER YAPIP YOLCULARLA ARAÇLARI TAŞIYORUZ”
Zafer Türker, 50 yıldır aralıksız olarak sefer yaptıkları Çanakkale Boğazı’nda kar, kış ve sis demeden yolcuları Asya ile Avrupa yakasında taşıdıklarını da belirterek, “Bizim için önemli olan insanlara hizmet etmek. Bunu da yıllardan bu yana yapıyoruz. Gece hasta olan geliyor. Hemen teknemizi kaldırıyoruz ve onu Çanakkale’ye hastaneye yetiştiriyoruz. Sisli ve fırtınalı havalar oluyor. Görüş mesafesinin çok düşük olmasına rağmen radarlarımız sayesinde yine yolcuları karşı yakaya taşıyoruz. Sağlığım elverdiğince bu mesleği yine sürdürmeye devam edeceğim. 50 yıldır Çanakkale Boğazı’nda kaptanlık yaparak vatandaşlara hizmet veriyorum. İnşallah bundan sonra da bu devam edecek” şeklinde konuştu.
canakkaleicinde