Ne güzeldir Münir Nurettin Selçuk?un şarkısı. Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış?tan der şarkının nakarat bölümünde. Ben de bir tatlı huzur almaya geldim, deniz ve denizcilik sektöründen, sizlere de tatlı bir esinti sunabilirsem ne mutlu bana. Habercilik yaptığım yaklaşık 20 sene boyunca siyaset, ekonomi, dış politika, terör konularının o sıkıcı, insanı geren ve üzen labirentlerinden sonra deniz ve denizcilik sektörü aynen şarkının nakaratı gibi hissettiriyor insana. Bir de bu kadar devasa bir sektör ile ilgili bu kadar az şey bilmek kahrediyor insanı. Dört sene önce dahil olduğum denizcilik sektöründe bugüne kadar çok şey öğrendim, hala da öğrenmeye devam ediyorum. Vira televizyon programı ile Vira Dergisi ve Vira Haber Portalı?nın genel koordinatörlüğünü yaptığım bu süreç içinde sektörün sorunları, sıkıntıları, kazanımları, AB sürecinde aldığı yol ve geçmişten bugüne yapılan devasa işler herkesi olduğu gibi beni de çok heyecanlandırdı. Denizcilik sektörü bugün Türkiye?nin parlayan yıldızı ise bunda herkesin emeği var. Emeği geçenlere teşekkür etmek boynumuzun borcu.Peki bunları neden anlatıyorum? Bugüne kadar medyada denizcilik sektörünün neden fazla yer bulamadığını sizlerle paylaşmak istedim. Aslında ulusal medyada her siyasi partinin bir muhabiri vardır. Belediye konularında yine uzman bir arkadaş izler haberleri. Ekonomi bölümü de bir editör ve muhabirlerden oluşur. Ancak daha çok borsa, faizler, döviz ve petrol fiyatları ile ilgilenilir. Tabii polis, adliye, magazin muhabirlerini de unutmayalım. Buraya kadar saydıklarımın içinde ?deniz ya da denizcilik? ile ilgili bir başlık göremediniz değil mi? Göremezsiniz, çünkü bugüne kadar Boğaz?da yaşanan kaza, batan gemi ya da bir bakanın katıldığı gemi indirme töreninden başka, medyada yer alan denizcilik sektörü ile ilgili haberler ancak bir elin beş parmağı kadardır. Üstelik öyle bilgisizce yapılır ki bu haberler örneğin, Boğaz?daki kazada geçen çatışma kelimesi editörler tarafından hemen çarpışma olarak değiştirilir. Ya da DWT?nin ton olarak söylenip geçildiğini duyarsınız. Bu durum hem bilgisizlik, hem de ilgisizlikten kaynaklanmaktadır.Son zamanlarda ulusal medyada biraz daha fazla denizcilik sektörü ile ilgili haberlere yer veriliyorsa, bunda Vira Dergisi?nin önemli bir payı olduğunu bilmek yani çorbada tuzumuzun bulunduğunu anlamak biraz olsun içimizi ferahlatıyor. Denizcilik sektörü ile ilgili yaptığımız ilginç haberler, denizcilik tarihi, deniz kültürü konusundaki çalışmalarımız ve özellikle AB konusunda denizcilik sektörü ile ilgili yaptığımız yayınlar gazeteci arkadaşlarımızın dikkatini çekti ve bu konuların programlara, manşetlere, hatta köşe yazılarına taşınmasına neden oldu. Yeterli mi? Değil tabii. Sektörümüzde gerçekleşen güzel çalışmaların daha çok basında yer bulması için daha fazla çaba harcamalıyız. Ve bir gerçek ortaya çıkıyor. Bütün gazete ve televizyonlarda artık bir denizcilik muhabirinin olması gerekliliği. Bazı medya organları sonunda bu gerçeğin farkına vardılar. Nihayet denizcilik sektörü konusunda uzmanlaşmış gazeteci arkadaşlar görebileceğiz karşımızda. Tabii dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bütün dünyada değişik sektörler konusunda uzmanlaşmış gazeteciler vardır ve onlar sadece kendi alanlarında haberler yaparlar.Bir ülkede bir sektörün gelişmesi ve o ülkenin yükselen yıldızı haline gelmesi için sektör çalışanları, sivil toplum kuruluşları, idare ve basın birlikte hareket etmek zorundadır. Bugüne kadar denizcilik sektöründe ne yapıldıysa bunu denizcilik sektörü, idare ve sivil toplum kuruluşları birlikte yaptılar. Bundan sonra ulusal medyanın da sektöre destek vereceğini düşünüyoruz. Burada denizcilik medyasına da düşen önemli görevler var. Ulusal medyadaki arkadaşlarımızı bilgilendirmek, ilgilerini sektörümüze doğru şekilde yönlendirmek bizlerin görevi. Deniz Ticaret Odası?nın sloganı olan ?Denizci ülke, denizci millet? olmanın yolu medyamızda dahil birlikte çalışmaktan geçmektedir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi deniz ve denizcilikle ilgili bilinçlendirmek, bilgilendirmek, bu konuda etkinlikler yapmak denizcilik sektörümüzün görevi ise, bunları geniş kitlelere duyurmak da medyanın görevidir.Sözün özü denizcilik medyamıza da bu noktada önemli görevler düşüyor. Bizler de içimizdeki, gazeteci kimliği olmayan, elindeki yayın organlarını bir silah gibi gören arkadaşlarımızı temizleyerek, doğru, tarafsız ve ilkeli yayıncılık anlayışı ile ulusal medyayı yönlendirmeliyiz. Unutmayalım, gazetecilik kamusal bir görevdir. Bizler insanları, en hızlı şekilde, doğru ve tarafsız bir anlayışla bilgilendirme hizmeti vermek zorundayız. Bunu yaparken de meslek ahlak ve ilkelerine uymakla yükümlüyüz. Denizcilik sektörümüzde çok güzel şeyler oluyor. Bunları duyurmalı, daha geniş kitleleri bilgilendirmeliyiz. Tabii yapılan yanlışları kamuoyu ile paylaşmak da gazetecinin görevidir. Burada önemli olan saygı çerçevesinde ve belgelere dayanarak bu işi yapmaktır.Evet bir tatlı huzur almaya gelsin insanlar denizcilik sektörüne. Çünkü burada hava çok güzel, güzel bir esinti karşılıyor sizi. Vira Yayın Grubu?nun hepinizin iyi bildiği sloganını, içimden geçen bir dilekle birleştirerek noktalıyorum sözlerimi: Sicili Beyaz, Denizi Mavi, Güvenliği Tam Denizcilik Sektörü için birlik ve beraberlik içinde, el ele verip, çok çalışmalıyız.