Eylül ayı başında Sumatra Adası?nda yaşanan birbiri ardına oluşan yüksek ölçekli depremler, insanın aklına ister istemez, 26 Aralık 2004'te Hint Okyanusu'nda meydana gelen 9,3 büyüklüğündeki depremi ve ardından oluşan tsunamiyi getiriyor. Tsunami; Endonezya, Malezya, Tayland, Bangladeş, Sri Lanka, Maldiv Adaları, Somali, Kenya, Tanzanya gibi ülkeleri vurmuştu. Depremden saatler sonra, onbinlerce insan tsunami olacağını düşünemeden sahillerde normal hayatlarına devam etmişti. Tsunami, 300 bin insanın hayatını almıştı ve bizler bunu televizyonlardaki canlı yayınlarda izlemiştik. En çok da, Maldiv Adaları'nda mahsur kalan Türkler'in özel uçakla ülkeye getirilişi ilgimizi çekmişti.Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak anılan bu tsunaminin ardından üç yıla yakın bir zaman geçti. Tsunamiden etkilenen yerlerden biri olan Phuket Adası'na, geçtiğimiz mart ayında ikinci kez gittim. Hatta bu son gidişimde, Phi Phi Adası'na da uğradım. Burada da tsunami büyük kayıplara yol açmıştı.Herkes tehlikenin bilincinde Bu cennet adalarda tsunaminin hiç izi kalmamış. Hayat eskisi gibi devam ediyor. Turizm, yine adaların can damarını oluşturuyor. Sayısız turist buralara akın etmeye devam ediyor. Ancak bir değişim var tabii. Artık herkes tsunami tehlikesinin bilincinde ve buna karşı önlemler geliştiriliyor. Sahillere tsunami duvarları inşa ediliyor. Herhangi bir deprem olduğunda, artık tabelalar ve anonslar insanları, yüksek noktalara çıkmaları konusunda uyarıyor. Verilen yüz binlerce kayıp, Hint Okyanusu'nda meydana gelen tsunaminin, dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak anılmasına neden oldu. Tsunamiden saatler sonra, internette haberler, canlı yayın röportajlar yayınlanmaya başlandı. Bugün, üç seneye yakın bir zaman geçmişken, tsunami hikayeleri hâlâ dillerde. Bunlar arasında biri beni çok etkiledi.Tsunami ve dillerde dolaşan bir hikayePhuket'e tsunami vurmadan dakikalar önce, sahillerde insanlar güneşleniyor; kimileri de denizin tadını çıkarıyorlardı. Dakikalar sonra bu insanlar hayatlarını kaybedeceklerinden habersiz, denizdeki garip hareketlere anlam vermeye çalışıyorlardı. Hatta bazıları, bu durumla ilgilenmiyordu bile. Güneşin ve denizin tadını çıkarmaktan başka düşünecek hiçbir şey yoktu. Haklılardı da. Ama! Ama Phuket'in Maikhao Plajı?nda 10 yaşında küçük bir kız çocuğu, denizin garip hareketlerine anlam vermeye çalışıyordu. İngiltere'nin başkent sınırları içinde bir köyden (Oxshott), Phuket'e ailesiyle birlikte tatile gelen Tilly Smith, denizden baloncuklar çıkmasının ve suların geri çekilmesinin tsunamiyi işaret ettiğini anladı. Uzaktaki teknelere baktı. Onların sallandıklarını görünce de emin oldu ve annesine haber verdi. Peki, küçük kız bunu nasıl anladı dersiniz?Öğrenmenin sonu yokTilly, tatile çıkmadan iki hafta önce, gittiği okuldaki coğrafya öğretmeni deprem konusunu işler ve depremi işlerken de, öğrencilerine tsunamiyi anlatır. Hatta öğretmen belli ki, tsunaminin belirtilerini de anlatır öğrencilerine. Üstelik bir de deneysel bir ödev verir. Bu olaydan tam iki hafta sonra öğrencilerinden Tilly, Phuket'e gelir ve öğrendikleri sayesinde gerçek bir tsunamiyle karşılaştığını koca kumsalda bir tek o anlar.Tilly, annesini, annesi de hızla kumsaldakileri uyarır. Ardından da hemen arkalarındaki otel personeline haber vererek, deniz kıyısından olabildiğince çabuk uzaklaşırlar. Tilly Smith'in okulda öğrendikleri sayesinde, o gün yüzlerce kişi ölümden kurtulur. Dalgalar ise, bomboş kalan kumsala vurur.