West İstanbul Marina ismi ile müsemma Batı İstanbul’un en önemli marinası konumunda. Son yıllarda hızlı bir büyüme gerçekleştirerek öne çıkan Beylikdüzü’nün denize kıyısı olduğunu birçok insan onların içinde olduğu projeler sayesinde öğrendi. bölgeye değer katan bir proje olarak İstanbul’da deniz kültürünün yayılmasında da öncü bir rol üstlenen West İstanbul Marina Genel Müdürü Fuat Çimen ile marinacılık üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Marinanızın teknik özelliklerinden bahseder misiniz?
West İstanbul Marina 2012 yılında ilk teknesini bağladı. 600 denizde bağlama, 300 karada park alanı olan bir marina. 700 tonluk travel lifti, 300 tonluk boat mover ile Akdeniz’deki en büyük lifte sahibiz. 65 metrelere kadar tekneleri karaya çekebilme ve bakım onarımlarını yapabilme kabiliyetine sahibiz. Teknik servis işletmesini de West İstanbul Marina yapıyor. Özellikle mega yat bakım onarım konusunda tam kapasiteyle hizmet vermekteyiz. Rusya ve Avrupa pazarında gerek fuarlar, gerek acenteler, yeri geldi mi çeşitli pazarlama argümanlarını kullanarak Akdeniz önemli bir mega yat refit merkezi olarak katma değer yaratmayı amaçlıyoruz. 60 dönüm çekek sahasına sahibiz. İstanbul gibi bir lokasyonda konutlara uzak olmamız büyük bir avantaj.
"BATI İSTANBUL'UN BAŞKENTİ BEYLİKDÜZÜ"
Genelde hangi bölgelere hizmet veriyorsunuz?
Adı üstünde West İstanbul Marina biz özellikle Beylikdüzü Belediyesi ile birlikte Batı İstanbul kavramını oturtmaya çıkıyoruz. Hatta kullandığımız bir cümledir: “Batı İstanbul’un Başkenti Beylikdüzü”. Bakırköy’den sonraki Batı İstanbul’u kapsıyor hedef kitlemiz. Bu da yaklaşık 4,5 milyonluk bir nüfusa denk geliyor.
Bu bölgede olmanın ne gibi avantajları var?
Yatçılarımızın yüzde 80’ini bu bölgeden ve birinciliği Beylikdüzü taşıyor. Yüzde 60’ı yeni yatçı, yüzde 40’ı eski yatçı olan bir tekne portföyümüz var şu an bağlı olan tekneler arasında. Dolayısıyla İstanbul’un bu tarafında tekne sahibi olmak isteyenler için bir yakınlık yaratmış olduk. Tabii İstanbul’da alışıla gelmiş yatçı güzergahından; Prens Adaları, Boğaz gibi bölgelerden uzak gibi görünsek de farklı imkanlar sunabiliyoruz. Büyükçekmece koyumuz var, rüzgârımız son derece uygun bu bölgede yelken yapmak için, denizimi son derece temiz. Üç yüz metrelik bir plajımız var. Yatçılarımız bu plajın önüne demirleyip denize girebiliyorlar. 2. derecede denize girilebilir raporu var bölgenin. Balık popülasyonu oldukça iyi. Ambarlı Limanı ve mendireklerin olması ayrı bir avantaj. Ayrıca Marmara Adası’na da yakınız.
"KAMPANYALAR SÜRÜYOR"
Dövizdeki yukarı hareketin marina sektörünü etkilediği konuşuluyor. West İstanbul Marine bu süreci nasıl geçirdi?
Biz fiyatlar Türk Lirası’na dönmeden öne yatçılarımıza döviz bazında yüzde 40 indirim yapıyorduk. Böyle bir kampanyamız vardı. Gerek yatçılarımızı ve marinamızdaki kiracılarımızı koruyacak önlemlerimiz vardı. Türk Lirası’na dönüldükten sonra biz yine liste fiyatından yüzde 40 indirim yapıyoruz. Hemen hemen bütün alımlarımız Euro ile olmasına rağmen bu kampanyalarımızı sürdürüyoruz. Dünyada olmayan bir şekilde denizden kira alınıyor marinalar. Bu yüzden marinalara yöneltilen haksız eleştirilere üzülüyorum.
Kıyı uzunluğuna oranla marinacılık konusunda dünyada çok iyi bir yerde değiliz bu neye bağlıyorsunuz?
Marina kültüründen çok bu su kültürünün oturmamasından kaynaklanıyor. Deniz kültürü de demiyorum: Su kültürü… Bugün Avusturya’da deniz yok, İsviçre’de deniz yok ama göllerde inanılmaz derecede teknecilik var. İtalya’da deniz olmasına rağmen İtalya’daki göllerde de tekneler var. Biraz karasal genlerden kaynaklanıyor herhalde. Ama bunu aşmamız lazım. Çünkü suya ne kadar bulaşırsak, daha kendine güvenli bir gelecek yetişecektir. Atatürk, “Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü haline getirmeliyiz” sözünü bunu gördüğü için söylemiştir. Anadolu’ya gittiğiniz zaman görürsünüz, ne güzel göllerimiz var ama hiç değerlendirilmiyor. Yurt dışında bunların onda biri göllerde her türlü faaliyet yapılıyor. Türkiye’de bu dinamik yavaş yavaş oluşmakta.
Bu sorunun aşılıp ülkede deniz kültürünün yayılması için çaba gösteriyorsunuz takip ettiğim kadarıyla?
Elbette ki… Denizcilik Müsteşarlığı zamanında Küçük Denizcinin El Kitabı diye bir kitabı güncelleştirip, revize ettik ve tekrardan bastık. 2016 yılında Beylikdüzü’nde 65 bin öğrenciye ücretsiz dağıttık biz bu kitabı. İlkokul, ortaokul ve lise seviyesindeki öğrencilere dağıttık kitabı. Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptık biz bu projeyi. İçinde denizle ilgili rüzgâr bilgisinden, denize girerken dikkat etmesi gereken şeylere kadar birçok bilgi var. O kitabın evlere girmesiyle, biz yaklaşık 250 bin Beylikdüzü yaşayanına denizciliği şöyle bir dokundurduk. Bunun dışında üç dönemdir Beylikdüzü Belediyesi ile yaz okullarında bizim yelken kulübümüzde ücretsiz yelken okulu düzenliyoruz. Benim önemli gördüğüm ve şu anda hazırlığını yaptığımız bir başka projemiz ise Beylikdüzü Belediyesi ile buradaki okulları tarayıp 2024 Olimpiyatlarına bir sporcu kazandırmak için 50 çocuğumuzu seçmek ve 2028’de de Beylikdüzü’nden bir olimpiyat şampiyonu çıkartmak istiyoruz. Bunun tüm fizibilitelerini yaptık. Teknik adam, mentor anlamında gerekirse en iyi kişilerle çalışacağız. Moskova’da yüz yıllık binada kışın soğuğunda çok zor şartlarda çalışan ve birçok şampiyon yetiştiren yelken okullarını gördükten sonra bizim bunu burada çok daha uygun şartlarda yapabileceğimizi düşünüyorum. Biz Beylikdüzü’nü bir deniz şehri yapmak istiyoruz. Başkanımız Ekrem İmamoğlu Trabzonlu bir deniz çocuğu olması hasebiyle çok yakın ilgileniyor bu konularla. Çoğu kişi Beylikdüzü’nün bir deniz ilçesi olduğunu bilmiyordu. Ama Belediyemizin desteklediği projelerle insanları denize indirdik.
Röportaj: Kemal Can Kayar
Vira Haber