Beşiktaşlılar için Lyon rehberi

Avrupa Ligi çeyrek final kuraları çekilirken son iki topta Olympique Lyonnais (Olimpik Lyon) ve Beşiktaş kaldığında seyahat planlarınız arasına Lyon’u da eklediyseniz bu yazı sizin için.

Fransa ve Fransızlara dair büyük oranda popüler medya efsanelerine dayanan kanaatinizi Lyon için bir kenara bırakmanızda fayda var.

Zira “Fransa Paris’tir” der Voltaire, Fransa’ya yolu düşen birçok yabancı turist de öyle sanır. Nitekim 2014 verilerine göre Fransa’yı ziyaret eden 84 milyon yabancı turistin yaklaşık üçte biri tercihini Paris’ten yana kullandı.

Fransa, ağırladığı yabancı turist sayısıyla ABD, Çin ve İspanya’nın önünde ilk sırada yer alıyor. Aslında Fransa turizmle ilgili bir konuda daha lider: Turizm Teşvik Kurumu’nun verilerine göre turistler tarafından “en az misafirperver ülke” olarak seçilmiş. Paris ise yabancı ziyaretçiler için “Avrupa’nın en kaba şehri” unvanına layık görülmüş. Hatta Dışişleri Bakanlığı geçen aylarda bu sorunun çözümü için bir çeşit “imaj düzeltme fonunu” hayata geçirdi.

Aslında, 2013’te Paris Belediyesi işletmelere “Nezaket Kılavuzu” adlı bir kitapçık dağıtmıştı. Bundan üç yıl önce de, Paris’teki tarihi anıtlarda “gülümseme elçileri” adı verilen ekipler görevlendirilerek, turistlerin gönlünü almaya çalışmışlardı.

Turistlerin Fransa ve Fransızlara dair kanaatlerinin temelinde büyük oranda Parisliler var. Paris dışında kalan ve “Province” (Taşra) olarak isimlendirilen ülkenin geri kalanı da “Chauvinist” (şovanist) sıfatını layık gördükleri Parislileri ülke imajına zarar vermekle suçluyor.

Başkentin taşralı rakibi Lyon

Bütün kabahati Paris’e yüklediğimize göre, artık Lyon tanıtımına başlayabiliriz.
“Lyon” ismi ve sembolü olan aslan (lion) arasında doğrudan bir bağ bulunmuyor aslında. Kentin Latince ismi “Lugdunum” zaman içinde Lyon’a dönüşürken, kelime benzerliği de aslana resmi armada yer açmış. “Lugdunum” kelimesi Olympique Lyonnais taraftarının pankartlarında mutlaka karşınıza çıkacaktır.

Lyon, Fransa’nın nüfus bakımından en büyük üçüncü kenti. Çevresiyle ikinci sıradaki Marsilya’dan (Birinci sırada elbette Paris var) daha kalabalık olsa da merkez olarak daha küçük bir şehir.

Yabancı nüfus oranı diğer iki şehirden az. Yani daha “Fransız”, daha az kozmopolit.

İtalyan asıllı bir aile tarafından kurulan kent, Roma’nın Fransa coğrafyasını işgalinden önce “Galyalıların Başkenti” unvanına sahipti. Nitekim, bu özelliğini Roma hakimiyeti yıllarında da bir müddet korudu. Efes harabelerini andıran Roma döneminden kalma “Lyon Antik Tiyatrosu”nu kentin göbeğinde görmek mümkün.

Vaktiniz sınırlı ama yine de kenti şöyle bir yukarıdan görmek istiyorsunuz. O zaman sizi, iki nehrin ortasındaki yarımadaya yayılan kent merkezini en iyi görebileceğiniz Fourvière tepesine alalım.

Kente tepeden bakan katedralin yanı başında Eyfel kulesini andıran bir de anten var. Türk gurbetçilerin bu anteni gerçek Eyfel sandıklarına dair hikayeler mevcut. Siz de burada çektireceğiniz fotoğrafla arkadaş ortamında şansınızı deneyebilirsiniz!

Diğer yandan, kentin ilk kurulan eski mahallesi “Vieux-Lyon”, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve hala iskana açık (Venedik’in ardından) en büyük ikinci kent özelliğine sahip. Saone nehri boyunca kurulan kentte karakteristik 16. yüzyıl Lyon mimarisine tanık olabilirsiniz. Ancak hatırlatmakta yarar var, bu semt bir sonraki yazımızın konusu olan fanatik Olympique Lyonnais taraftar gruplarından “Bad Gones”un merkezi. Yani Beşiktaş Çarşı’nın Lyon’daki muadili.

2013’te yine bir Avrupa Ligi maçı öncesi İngiliz Tottenham takımının taraftarları bu semtte saldırıya uğramıştı. Bu hatırlatmadan da anlaşılacağı üzere Vieux-Lyon, Beşiktaş forması ve Türk bayrağıyla arz-ı endam etmek için ideal bir semt değil.

Lyon mutfağı

“Efendim, Fransız mutfağının şöhretini çok duyduk, portakallı ördek olsun, soğan çorbası olsun, steak tartar olsun… Lyon’a has bir lezzet, özel bir yemek falan yok mu?” diye düşünüyor olabilirsiniz…

Hazır Vieux-Lyon’a kadar da gelmişken, bir Bouchon’a (Buşon) uğramadan olmaz. Kelimenin Türkçe tam karşılığı “kapak”, ama Lyon’daki anlamı çok daha lezzetli. Bouchon, Lyon geleneksel mutfağının adı.

Pekala, Bouchan’a girdik diyelim, ne sipariş edeceğiz?

Antre olarak , eğer ismine takılmayacaksanız “Cervelle de canut” (Türkçe karşılığı “İpek işçisi beyni”), keçi peyniriyle yapılan geleneksel bir Lyon yemeği. Ana yemek olarak ise “quennelles” (Könel), balıklı, kırmızı etli ve sade seçenekleriyle, genelde beşamel sosla hazırlanan bir hamur işi. Tatlı olarak da yine Lyon’a has bir lezzet olan “tarte aux pralines”, badem ve cevizli macunla kaplı ince bir tart, elbette finalde garson size peynir önerecektir. Gelelim şaraplara… 300’ü aşkın Fransız şarabından Lyon’un payına düşen -yemekle alacaksanız “côtes-du-rhône”, aparatif isterseniz “beaujolais”. Lyon merkezli bölgenin en meşhur şarabı olan beaujolais diğer şarapların aksine yıllandıkça değeri artmıyor. Yani bu şarabın en makbulü son çıkanı.

Menü beklediğinizden karışık görünebilir. Zira “sucukla yumurta” adıyla 5 TL’ye yediğiniz yemeği, bir Fransız size “iri kıyılmış sucuk parçacıkları eşliğinde yumurta festivali” adı altında 50 TL’ye satabilir. Fransızlar menüde yemeğin içeriğine dair pek ip ucu vermeyen süslü isimler kullanmayı sever, haliyle hesap da son derece “süslü” gelir. “Tunus’ta bir gece” adlı tatlının hurmalı krep olduğunu nereden bileceksiniz!

Bu kadar detaya gerek yok diyorsanız, kentin dört bir yanına serpilmiş iki yüzden fazla Türk kebapçı sizi bekliyor. Yalnız Fransa’da kebap sözcüğü genelde Türkçe’deki “döner” ile sınırlı. Yani “usta bize iki adana sar!” siparişi büyük ihtimalle karşılıksız kalır. Ama sizi çaysız bırakmazlar… Afiyet olsun!

Kaynakeuronews / Fatih Yetim

TURİZM Haberleri

Rus Turistler Bu Kez Erken Döndü
İzmir’e Kruvaziyer Gemisiyle 10 Ayda 150 Bin Yolcu Geldi
Kruvaziyer Rotaları Arap Körfezi’ne Kayıyor
Yolcu Sayısında Rekor Kırıldı
Journey Ege Denizi’nde İlk Yılını Tamamladı