Bennu Yıldırımlar’ın ‘vapurda çay, simit’keyfi…

1990’lı yılların efsane dizisi Süper Baba’nın isyankar Elif’i, reyting rekortmeni Yaprak Dökümü’nün Fikret’i, başarılı oyuncu Bennu Yıldırımlar bu hafta‘‘Vapurda Çay, Simit, Sohbet’’e konuk oldu.

Kültür ve sanatın konuşulduğu program, ‘Vapurda Çay, Simit, Sohbet’ bu hafta ‘Umutsuz Ev Kadınları’ dizisi ile evlerimize konuk olan başarılı oyuncu Bennu Yıldırımlar’ı konuk etti.

Vapurda çay-simit eşliğinde yapılan sohbette Bennu Yıldırımlar, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz ünlü yönetmen Metin Erksan’ı saygıyla anıyor ve “Yeni Metin Erksan’lara ihtiyacımız var” diyor. Metin Erksan için ‘o çok özel bir insandı’ diyen Yıldırımlar, “Keşke küsmeyip daha uzun süre sinema yaparak bugünlere gelebilseydi. Yine onun gibi çok değerli, önemli insanlarımız var ama popülerlik de yapılırken oradan da para kazanılırken, mesela Türkiye’yi sinema sanatında temsil edebilecek filmlerin de olmasını gönül istiyor” diyor.

İstanbul’un simgesi Şehir Hatları vapurlarında gerçek yolcuların katılımıyla çekimleri yapılan program pazar günü 09:30 ve 18:30’da TRT Türk’te yayınlanacak. İşte Bennu Yıldırımlar ile sohbette öne çıkanlar:

Oyunculuğu bitiren tek kişiydim
“Çocukken aynaların karşısında Ajda Pekkan şarkıları söyleyen bir çocuk olmadım. Ailemin desteği kaçınılmaz derecede etkili oldu bende, çünkü onlar hiçbir şeyi bana engel olarak sunmadılar. Ben çocukken arkeolog olmak istiyordum, hala da ilgim vardır ama arkeolog olamadım. Liseden, matematik bölümü mezunuyum matematiğe de kafam işler yani. Üniversitede, bizim sınıftan oyunculuğu bitiren tek kişi ben oldum.”

Hep birbirini seven ekiplerin içine düştüm
“Süper Baba’da çok değerli bir ekibin içine düşmüştüm, bir de o güne kadar denenmemiş bir karakteri denemek istediler. Seçmeleri de çok uzun sürdü. Ben değil de başka birisi de olabilirdi bende karar kılındı, bu bir şans gerçekten ama çok deneyimli bir ekipti. Özellikle yönetmen Orhan Oğuz, harika bir insandır, her şeyi çok pratik bir şekilde halleder, oyuncu için çalışır. Yani ekip çok iyiydi ben de yeni bir işe girmediğim için çok şanslıydım.”

Sinema Türkiye’de henüz bir endüstri değil
“Sinemanın Türkiye’de tam olarak sektör olduğuna inanmıyorum, televizyon daha sektörleşmiş. Güzel filmler çekiliyor, seyirciyle buluşan popüler filmler de çekiliyor bu çok önemli belki bundan sonrası daha farklı bir yere kayacak, belki de yapıla yapıla daha da gelişecek, öyle umut ediyorum”

Birbirine yakın karakterleri teklif ediyorlar, sizi biçimlendiriyorlar
“Eski Yeşilçam geleneğinden kalma bir şey, bir işi iyi yaptıysa kötü kadını oynamaya devam eder duygusu. Oyunculuğa kafa yoran insanların, daha farklı şeyleri yapma arzusu hep içinde kalıyor. Bir Neriman Köksal’ı düşünün ne büyük bir idol ama devamlı bir kötü kadın, kötü kadın çok da iyi oynamıştı ama mutlaka içinde kalmıştır başka bir insanı oynamak çünkü sizi biçimlendiriyorlar.”

Tiyatro mutlu ediyor
“Tiyatro daha oyuncunun elinde olan bir işken, televizyon daha çok yönetmenin ve montajın elinde, sinema daha da yönetmen işi oluyor. O yüzden bütün tiyatro oyuncuları tiyatroda doğal olarak daha mutlu oluyor çünkü kesme yok bir yerde bırakma yok. Bu yüzden tiyatro renklidir, gelmeye devam edin.”

Yerli filme bilet kalmıyor
“Türk sinemasından çok çok iyi örnekler var ve yurtdışında bizi çok da güzel temsil ediyorlar. Bu örneklerin daha da çoğalmasını istiyor insan. Eğer devamlı film çevriliyorsa bu ülkede, daha da ileriye gitmeliydi daha da gelişmesini ümit ediyor insan. Bugün Fransa’dan sonra yanlış bilmiyorsam kendi filmlerini izleyen 2. Ülkeyiz değil mi? Bu son 7–8 yılın ürünü ve bunun da böyle devam etmesi müthiş bir şey. Kendi filmlerini destekleyen de bir toplum olduğumuza göre bunun daha da üzerine gidilmesi gerekir.”

Kara komedi bilinmiyordu
“İntiharın Genel Provasını oynuyorduk, ilk oynadığımız oyundu. İnsanlar oyuna ilk geldiklerinde gülelim mi, ne yapalım, reaksiyon gösterelim mi diye baktılar. İntihar eden bir insan var, bir yandan absürt bir şey de dönerken nasıl reaksiyon vereceklerini bilemeden 20–25 dakika geçiriyorlardı. Şansımıza oyuncu bir arkadaşımız gelmişse ve reaksiyonu onlardan önce başlatmışsa onlarda rahatlayıp reaksiyonu daha erken veriyorlar. Tiyatroda durulur izlenilir ve fazla ses çıkarılmaz doğrudur da ama gülümseten sana zevk veren bir durum varsa senin de reaksiyon göstermen lazım.”

Sanatsız da yaşanır ama bence kuru yaşanır, sanatla birlikte daha iyi yaşanır. Her zaman sanata destek olalım.


virahaber.com

DENİZ KÜLTÜRÜ Haberleri

Denizin Altında Sessiz Tehlike: Müsilaj Marmara'da 24 Metreye Kadar Yayıldı
İstanbul Boğazı’ndaki Deniz Çayırları Şamandıralarla Korunacak
Devlet Korumasındaki Deniz Çayırlarını Söktüler
Bursa'da 'Marmara Deniz'ini Temiz Bırakalım' Etkinliği
Yarımca Sahili'nde 150 Kilogram Atık Toplandı