Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü 'Temiz Deniz, Temiz Dünya' temasıyla kutluyor. Bebek Parkı Sahili'nde gerçekleşen etkinliğe Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği, Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, Piri Reis Üniversitesi, Marmara Sualtı Merkezi, Denizde Arama ve Kurtarma (DAK-SAR) Derneği, Bebekliler Derneği katılımı ile CarrefourSA ve BİOTREND’in destekleriyle Bebek Parkı önlerinde Kıyı ve Deniz Temizliği etkinliği gerçekleştirildi.
GEKADER Başkanı Fatih Eren, "Geri dönüşüme dikkat çekmek için denizlerden ambalaj atığı topluyoruz. Geri dönüşümün evlerden başlayacağını iddia ediyoruz. Ev kadınları geri dönüşüm kahramanları olacak diyoruz. Ambalaj atıklarının yüzde 95'i geri dönüştürülebilir. Ambalaj atıklarıyla organik atıklar, evdeki yemek artıkları, çay posaları, meyve posaları bunlarla ambalaj atıklarını birbirinden ayırmamız gerekiyor. Ambalaj atıklarını ayrıştırdıktan sonra yerel yönetimlerden atıkları nereye atacağınıza dair bilgi almanız gerekiyor. Geçen sene 2022'de çöpe atılan ambalaj atığının değeri 75 milyar TL. Gelişmiş ülkelerde çöplük kalmadı. Her şey ayrıştırılıp geri dönüşüme kazandırılıyor. Bugünkü amacımız geri dönüşüme dikkat çekmek. Dolayısıyla, denizlerin çöplük olmadığını, denizlere atılan atıkların herhangi bir yere gitmediğini, denizlerin altında canlı ekolojiye zarar verdiğini, bu canlılık günün sonunda tekrardan sofranıza geliyor. Balıkları yiyoruz ama plastik yemiş balıkları yemek istemeyiz. Denizin altında hiç alakasız şeyler çıkabiliyor. Bir bisiklet de çıkabiliyor, bir klozet kapağı da çıkabiliyor. Enteresan bir şekilde çöplük gibi insanlar bunları denize atıyorlar" diye konuştu.
Derinlere Saygı Dalış Topluluğu Başkan Yardımcısı Gökhan Karakaş da, "Su altında değişen hiçbir şey yok. 1972 yılında ilan edilen Dünya Çevre Günü aradan geçen 51 yıla rağmen hiçbir şeyin değişmediğini gösteriyor. Mikro plastik kaynaklı, belki de makro plastik kaynaklı plankton yoğunluğu çok fazlaydı. İstanbul Boğazı'nın üstünde akıntı var, altında akıntı var, ona rağmen öyle büyük bir plankton yoğunluğu vardı ki, dalışı tamamlayamadık. Görüş mesafesi çok azdı. Ağırlıklı olarak plastik atıklar, camlar var. Camlar da çok hoyratça atılıyor çünkü geriye dönüşümü kolay diye. Oysa bunları çıkartmak atmaktan çok daha zor. Lastiği 2 dalgıç 10 dakikada ancak çıkartabildik. Çünkü suyun altında habitat oluşturuyor, doğal ortamla kaynıyor ve canlı çeşitliliğini de sürekli olarak kimyasal madde salıyor. Önemli olan atmamak, kirletmemek. Önemli olan yerinde dönüşüm, geri dönüşüm" diye konuştu.
Dalgıçlardan Egemen Şahin de, "Hepimiz denize bakılarak yazılmış güzel şiirleri görsek bile denizin altı maalesef bu kadar güzel değil. Sürekli bir kirlilik var, Marmara Denizi çok akıntılı olmasına rağmen gitmeyen kirlilik var. Bugün dalış yaptığımız alan çok küçük bir alandı. Yoğunlukla plastik çıktı. Marmara Denizi'nin plastik kirliliği oranı yüzde 72 olarak söyleniyor. Denizlerimizdeki biyoçeşitlilik çok fazla ama bu hayvanları çok etkiliyor. Bir ekosistemin çöküşü bizi bekliyor, bu kaçınılmaz. Deniz ekosisteminin çökmesi demek sadece denizi değil karayı da etkiler" ifadelerini kullandı.
Vira Haber