AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, TBMM'nin 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun ve en sıkıntılı gecesini yaşadığını belirterek, "İşgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar gelmişlerdi ama bu Meclis'e dokunamadılar, dokunmadılar. 1960'da darbe yapanlar, milli iradeye, Meclis ruhuna saldırsalar bile Meclis'in bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları Meclis'i bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis'e dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği Meclis'in hem ruhunu hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil, bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir." dedi.
Yıldırım, olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşmasına, İstiklal Marşı'nın "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal" dizelerini okuyarak başladı.
Dün gece milletin bağımsızlığını, namusunu korumak için sokağa çıkan, tankların önünde birer kahraman olarak dikilen, mübarek kanlarıyla bayrağının hürriyetini, milletinin istiklalini muhafaza eden şehitleri rahmetle, minnetle andığını, mekanlarının cennet olmasını dilediğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Hepsini, bu yüce Meclis'in çatısı altından saygıyla, şükranla selamlıyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum, üzülmeyin, hüzünlenmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en büyük rütbeye, en büyük payeye, şehitlik mertebesine ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ancak bugün milletin, hepimizin evlatları oldular. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça o kahramanların isimleri de yaşayacak. Kabirleri nur, mekanları cennet olsun. Yaralı kardeşlerimi buradan selamlıyorum. Hepsine acil şifalar diliyorum. Milli iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimi buradan, bu yüce Meclis'in çatısı altından yürekten selamlıyor, böyle kahraman bir milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a dirayetli, dik duruşundan, siyasi partilere, partilerin genel başkanlarına, Meclis gruplarına dayanışmalarından dolayı teşekkür eden Yıldırım, "Emniyet teşkilatımıza her biri Alparslan, her biri birer Fatih, her biri birer Selahaddin Eyyubi olan polislerimin alnından öpüyorum. Peygamber ocağı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven, demokrasiye gönülden bağlı, her subayının, her astsubayının, uzman er, erbaş ve erlerin alınlarından öpüyorum." dedi.
Yıldırım, darbe karşısında dünyaya örnek olacak bir duruş sergileyen basın yayın organlarına, medya temsilcilerine, sivil toplum örgütlerine de teşekkür ederek, "Sabaha kadar kesintisiz ezan ve sala okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Dünyanın her yerinde bayraklarını alıp, sokağa çıkan vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza, dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Milletimizden sonra en büyük övgüyü bu Gazi Meclis hak ediyor"
Milletvekillerinin, dün gece barikatları aşarak tankları geçerek kurşunları savuşturarak TBMM'ye geldiğini, Genel Kurulu açtıklarını hatırlatan Yıldırım, milletvekillerine şöyle seslendi:
"(Ya demokrasi ya ölüm) diyerek bu salonda dimdik durdunuz. Milletin meclisinin üzerine bombalar yağdırmaya başladılar, silahlarla taradılar, bir tek geri adım atmadınız. Her birinizin ölümü yanı başında hissettiğinizi biliyorum. Dünya parlamentolarına, dünya demokrasilerine örnek bir durum sergilediniz. Millet sokakta istiklaline sahip çıkarken siz de milletin vekilleri olarak burada istiklalinize, demokrasiye, milli iradeye sımsıkı sarıldınız. Bu tavrınızla tarih bu yüce Meclis'i bir daha yazdı. Bu tavrınızla Türkiye'nin tarihini değiştirdiniz, yüzlerce yıl unutulmayacak bir dayanışma, bir kardeşlik, iş birliği sergilediniz. Milletimizden sonra en büyük övgüyü tabii ki bu Gazi Meclis hak ediyor, sizler hak ediyorsunuz. Parti ayrımı yapmaksızın, bu yüce Meclis'in her bir üyesini, her bir milletvekilimizi selamlıyorum. Milletimin adına sizlere şükranlarımı sunuyorum, sizleri büyük bir heyecanla alkışlıyorum."
"Milletin evine dokunanın eli yanar"
TBMM'nin, Gazi Meclisin, 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı gecesini yaşadığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
"İşgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar gelmişlerdi ama bu Meclis'e dokunamadılar, dokunmadılar. 1960'da darbe yapanlar, milli iradeye Meclis ruhuna saldırsalar bile Meclis'in bedenine saldıramadılar. 12 Eylül cuntacıları Meclis'i bombalamadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis'e dokunmadılar ancak dün gece öyle canice, öyle alçakça, öyle pervasızca bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği Meclis'in hem ruhunu, hem de bedenini hedef aldılar. Bunlar asker değil, bunlar asker kılığında teröristlerdir, canilerdir. Gözleri dönmüştü, gözlerini kan bürümüştü, cinnet halindeydiler, ihanet ve haşhaş akıllarını teslim almıştı ancak bilmedikleri şuydu, milletin evine dokunanın eli yanar, milletin evine el uzatanın o eli kırılır, milletin evine saldıranın ocağı söner. İşte daha 24 saat geçmeden elleri yandı, o bombalara, o tetiklere basan elleri kırıldı. İnşallah ocakları da ebediyen söndü."
ViraHaber.com