Ağların tamiratına, teknelerin bakımına başlayan balıkçılarla görüştük. Balıkçılar denetimsiz avdan yakındı ve “Bu gidişle balıktan önce biz biteceğiz” diyor
Geçen Eylül ayında “Vira bismillah” diyerek denize açılan binlerce balıkçı teknesi, geçtiğimiz cuma günü (15 Nisan itibariyle) av yasağı başlayınca kıyılara bağlandı. Balıkçılar yavaş yavaş köylerine dönmeye, ağlarını toplamaya, teknelerini tamirata başladı. Ağlar 1 Eylül’e kadar denize atılmayacak.
Milliyet, av yasağının başladığı gün Karadeniz’in kıyısındaki balıkçı köyleri Garipçe ve Rumelifeneri’nde balıkçıları dinledi.
Çoğu Trabzon kökenli, üç nesildir balıkçılık yapan ailelerin yaşadığı Garipçe, 3. Köprü güzergahında yer alan ünlü bir balıkçı köyü. Denizden dönen, dede mesleği balıkçılığı ailece büyük teknelerle sürdüren balıkçılar da çok dertli ve umutsuz.
Eyüp Şengül, denetimsiz avı şikayet ediyor. Teknesinde 30 kişi çalışıyor ve bu sezon balığın azaldığını şöyle anlatıyor:
“Balığı bol bulduğumuz yerde durmayı bilmiyor, tuttukça tutuyoruz. Binlerce kilo balığı getirip, sonra da fiyatın düşmesine neden oluyoruz. Artık balıkçı eskisi gibi kazanamıyor, çok sıkıntılı günler geçiriyor. Bu yüzden av yasağı süresince tatil yapalım gibi şansımız yok. Geminin tamirini yaparken, küçük teknelerle avlanmaya devam edeceğiz.”
Tatil planı suya düştü
Balıkçı Metin Bayrakçı ise, 5 kişilik ekibiyle denize açılanlardan. Kış sezonu günde 100-150 kasa balık avladıklarını ancak bazen fazladan avlanma yaptıklarını anlatan Bayrakçı, “Yeri geliyor fazla avladığımızdan kasasını 5 liraya sattığımız hamsi tezgahta kilosu bu fiyata çıkıyor. Bu yıl az kazandığımız için Antalya’ya tatile gitme planlarımız da suya düştü. Temmuz’a kadar sandallarla avlanır, sonra teknenin onarımıyla uğraşırız” diyor.
Kahvelere toplanmışlar
Balıkçılar teknelerini demirleyip, köyün kahvesinde vakit geçirmeye de başlamışlar. Küçük sandallarla günübirlik avlanmaya devam edecek balıkçılar Adil Topçu, Nizam Hendem ve Süleyman Bayrakçı, dertlerini şöyle anlatıyor:
“Mazot çok pahalı, bir tekneye en az bir sezonda 100 bin liralık mazot alınıyor. İşçilerin günlük yevmiyeleri 600 TL’yi buluyor. Eğer günübirlik bir avdan 2 bin liralık bir kazanç sağlamazsak zarar ediyoruz. Gün geliyor 50 kasa mezgiti 2 bin liraya, gün geliyor 500 liraya satıyoruz. Balık borsası yüzünden hiç kazanmıyoruz”.
Köydeki balıkçılar “4 aylık arada tatil var mı?” sorusuna da kızıyor, “Köyden İstanbul’a gidecek parayı bulduk da! Balıkçılar eskisi gibi kazanmıyor, balık değil ama balıkçılar bitecek” diye dert yanıyor.
Balıkçılar 4 aylığına inşaata
Rumelifeneri köyünde çoğunlukla büyük balıkçılar çalışıyor, kötü bir sezon geçirdiklerinden dertliler ama av yasağı süresince sandallarla dahi olsa balığa çıkmamakta kararlılar. Günlük 40 lira kazanan işçiler ağ toplarken, gemi sahipleri av yasağı boyunca ağ tamiri, gemi bakımı gibi işlerle uğraşacaklarını anlatıyor. İşçiler ise “Sigorta istiyoruz, 4 ay inşaatlarda çalışacağız, eylüle döneceğiz” diyerek dert yanıyor.
Balıkçı Ersin Küçükoğlu’nun 18 kişilik mürettebatının ağları topladığı teknesi denize aylarca açılanlardan. Küçükoğlu, av yasağı döneminde ailesiyle Güney’e tatile gideceğini anlatıyor. Kenan Yalçın, 30 işçinin çalıştığı teknesinin kış boyunca bazen 300, bazen 2 bin kasa balıkla İstanbul’a döndüğünü, yasak döneminde küçük çapta da olsa avlanma yapmayacağını söylüyor ve “10 yıldır tatil yapmıyoruz, avlanma olmadığı dönemde iş bitmiyor” diyor.
Milliyet