Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (Sür - Koop) tarafından düzenlenen ve üç gün süren toplantıda, 2012-2016 yılları arasında kullanılacak olan Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığı’nı düzenleyen tebliğler hakkında çalışmalar yapıldı.
Türk Balıkçılık Sektörü’nün sorunlarının masaya yatırıldığı toplantıya Su Ürünleri Bölge Birlik ve kooperatif yöneticileri, balıkçı dernekleri başkanları, üniversite temsilcileri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcisi Yaşar Kayabaşı katılırken, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Durali Koçak’ın katılmaması balıkçılar arasında tepkilere neden oldu.
TEKNELER EMANET KONUMUNDA
Toplantının açılış konuşmasını Sür-Koop Genel Başkanı Ramazan Özkaya yaptı. Konuşmasında; Türkiye’de balıkçılığın 1943 yılına kadar Osmanlı kanunlarıyla yönetildiğini, bugün gelinen noktada ise AB uyum yasaları kapsamında Türk Balıkçılığın da değişim ve dönüşümün başladığını, ancak değişim ve dönüşüm sürecinin sancılı geçtiğini, balıkçıların büyük sıkıntılar yaşadığını anlatan Özkaya,“İstatistiklere göre denizlerimizde yakalanan balık oranlarında düşüş olmamasına rağmen, son yıllarda balıkçılarımızın borcu her geçen gün çığ gibi büyümektedir. Para kazanamayan borç, harç içinde ayakta durmaya çalışan balıkçılarımızın tekneleri artık kendilerine emanet durumuna gelmiştir” dedi.
YASAKLAR ÇÖZÜM DEĞİL
Denizlerin kurtulması için Türk balıkçı filosunda ki tekne sayısının mutlaka azaltılması gerektiğine dikkat çeken Özkaya, gönüllü olarak balıkçılıktan çekilmek isteyen teknelerin devlet tarafından satın alınmasını ve endüstriyel balıkçılık yapan Türk balıkçı gemilerinin başka uluslar arası sularda avlanması için desteklenmesini talep etti. Denizlerin korunması için uygulanan yasakların değil, bilinçli balıkçılığın önemli olduğunu vurgulayan Özkaya, “Dünyanın birçok ülkesinde radikal yasaklar uygulanıyor. Örneğin kota uygulanan ülkelerde kotasını aşan tekneler batırılıyor. Fakat genel duruma bakıldığında ise yinede başarı sağlanamıyor. Buda şu anlama geliyor. Balıkçılığı korumak, kurtarmak yine balıkçının kendi elindedir” diye konuştu.
AKARYAKIT YÜZDE 950 ARTTI
1979-1996 yılları arasında Türk balıkçılığının altın çağını yaşadığını belirten Özkaya, şunları söyledi: “1979-1996 yılları arasında tekne sayımız 8 bin 749 iken tekne başına 39 ton balık düşmüştür. 2009 yılında tekne sayısı 18 bine çıkmış, tekne başına düşen balık miktarı ise 20 ton olmuştur. Yakalanan balıkta yarı yarıya düşün görülürken, 90’lı yıllarda 350 kuruş olan mazot bugün 4 liraya çıkmıştır. Balıkçımızın en büyük gideri olan akaryakıtta yüzde 950 artış görülmektedir. Bu kadar çarpık bir tabloda balıkçımızın ayakta kalması olanaksızdır.”
BALIKÇI DESTEKLENSİN
Balık çiftliklerinde yetiştirilmek üzere alınan balık başına, satarken de kilo başına devletin balık üreticilerine teşvik verdiğini hatırlatan Özkaya, “Üreticilere verilen destek benim balıkçıma niçin verilmiyor? Tarım Bakanlığı müstahsil makbuzunu, faturasını gösteren tüm balıkçılarımıza üreticilere verdiği desteği vermelidir. Antalya’da dolu yağdığında zarar gören çiftçilerin zararı bakanlık tarafından karşılanırken, 3 yıl boyunca kaykay hastalığı geçiren Marmara denizde mağdur olan balıkçılarımız desteklenmedi. Biz bakanlığa mağduriyetimizi giderin dediğimizde bakanlık bize ‘Marmara’da balık yoksa Türkiye’de başka deniz mi yok’ dedi. Fakat biz de, Antalya’da yağmur yağdıysa çiftçi domatesini gitsin Finike’de diksin diyemedik” diye konuştu.
EGE’DE IŞIK İLE AVCILIK BİTİRİYOR!
Sert tartışmalara sahne olan toplantıda söz alan İzmir Bölge Birlik Başkanı Ahmet Yapıcı, Ege Denizde ışık ile avcılık yapan endüstriyel balıkçıların 8 bin Watt sınırlamasına uymadığını Ege Denizi’nde 15 bin Watt lamba yakılarak gırgır ile avcılık yapıldığını iddia etti. Kendisinin de gırgır teknesi sahibi olduğunu vurgulayan Yapıcı, “15 bin Watt lamba yakılarak Ege Denizi gırgırlar tarafından yok ediliyor” dedi.
Akdeniz’de büyük küçük tüm balıkçılığın bir yıl boyunca yasaklanmasını talep eden Mersin Bölge Birlik Başkanı Hüseyin Beşkardeş, “Devletimiz bizi maddi olarak desteklesin denize bir yıl boyunca olta bile atmayalım. Akdeniz uzun bir yasak dönemine ihtiyacı var” diye konuştu.
YASAK AVCILIK YAPAN TEKNENİN RUHSATINA BİR YIL EL KONULSUN
İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal,1380 sayılı yasa gereği tebliğ ve yasalara uymayan tüm balıkçı teknelerinin yasa dışı avcılığı yaptığı ilk günden itibaren avcılık ruhsatlarına bir yıl süre ile el konulması başta olmak üzere, Marmara’da gırgır ağı boylarının 7,5, derinliklerinin ise 85-90 kulaçla sınırlandırılmasını, aydınlatma adı altında ışık ile balık avcılığına son verilmesini, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nda kurulan dalyanların genel balıkçılık süresince yapılmasını, gırgır ve trol avcılığına kota getirilmesini, kıyı ve endüstriyel balıkçıların avcılık sahalarının ayrılmasını, Karadeniz ve Marmara’da eylülde başlayan hamsi avcılığının kasım ayına çekilmesini ve torik, palamut avcılığının 31 Aralık tarihinde sonlandırılmasını talep etti.
haberyurdum.com