Türkiye Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği (SUYMERBİR) ve Kızılırmak Su Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Parlak, Samsun'un balık yetiştiriciliğinde Türkiye'nin lider kenti olabileceğini ancak bürokratik engellerin buna izin vermediğini söyledi. Parlak, balık sektöründe bin tonun üzerindeki tesisler Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) kapsamına alınması gerekirken, Samsun'da 50 tonluk üretim yapan tesislere ÇED uygulandığını, bunun da yatırımları ötelediğini kaydetti.
3. Türkiye Su Ürünleri 2012 Eğitim Semineri'nde sektöre ilişkin açıklamalar yapan Suymerbir ve Kızılırmak Su Ürünleri Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Parlak, balık yetiştiriciliği ve işleme sektörü açısından Samsun'da büyük potansiyel bulunmasına rağmen kullanılamadığını belirtti. Sektörün Samsun-Sinop hattında gelişmemesi için bürokrasinin devrede olduğunu ifade eden Parlak, "Liman avantajıyla birlikte Samsun, Türkiye'de su ürünleri sektörü açısından en önemli ilimizdir. Nedeni ise Türkiye'deki balıkçılığın yüzde 50'den fazlasının Hamsi olması, balığın Karadeniz'den çıkması ve çok büyük bir bölümünün de Samsun Limanı'ndan karaya ulaşmasıdır. Böyle bir potansiyel var. İşleme tesisi açısından Türkiye'nin sayılı illerinden biridir. Samsun, yetiştiricilik açısından Türkiye'nin 1 numaralı ili olabilir. Ama bugün bu potansiyel kullanılamıyor. Sebebi de Samsun'da su ürünleri yetiştiriciliğiyle ilgili başka bir tesis kurulmasına izni verilmiyor." dedi.
"SAMSUN İLE SİNOP, 50 BİN TON BALIK ÜRETEBİLİR"
Samsun'un Sinop ile birlikte 50 bin tonluk balık üretim kapasitesi bulunduğunu ifade eden Osman Parlak, "İki ili bir düşündüğünüz zaman, çevreyi kirletmemek ve avcıların alanlarını daraltmamak koşuluyla dikkate alınarak Samsun, yetiştiricilik açısından Türkiye'nin 1 numaralı ili olabilir. Samsun'un Yakakent bölgesindeki balık üretim kapasitesi 3 yıl içinde 15 bin tonu bulacak. İkinci büyük üretim yapılacak alanı ise Derbent Barajı'dır. Burada da yaklaşık 10 bin civarında bir üretim gerçekleştirilebilir. Yani en önemli 2 alanda 25 bin ton üretim yapılabilir. Bu da gerçek ve doğru bir üretim olur. Üçüncü alan ise Altınkaya Barajıdır. Şartlar uygunsa 20 bin ton üretim de Altınkaya Barajı'nda yapılabilir. Altınkaya bir yana Sinop var. Ama Sinop ile ilgili bürokratik engeller var. Eğer bu üretimlerle ilgili bürokraside her hangi bir yere takınılmazsa Samsun ve Sinop 50 bin tonluk üretim gerçekleştirebilir. Ama Sinop'ta avcılık, yetiştiricilik ve işleme tesislerinin kurulması ve su ürünlerinin üretimine açılması için 6 yıldır bakanlıkları ikna etmeye çalışıyoruz." bilgisini verdi.
İki ilin sektördeki gelişmesini engelleyen bir diğer unsurun ise ÇED olduğuna değindi. ÇED uygulamasının yanlış uygulandığını söyleyen Osman Parlak, "Bilindiği gibi bin tonun üzerindeki tesisler ÇED kapsamındadır. Ama Samsun'da 50 tonluk bir üretim tesisine de ÇED uygulanmaktadır. Maalesef bu da yatırımları ötelemektedir, maliyetlerini artırmaktadır. Samsun'da su ürünleri yetiştiriciliği ile ilgili başka bir tesis izni verilmiyor. Yakakent'te 2 tesis daha kurulması için çalışma başlatıldı ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı buna sıcak bakmıyor. Çünkü ÇED toplantılarında bakanlık yetkilileri, Samsun'daki bu üretim alanlarında daha fazla üretim yapılmayacağını, üretimin teknik açıdan uygun olmayacağını iddia ediyor. Bu işin çözümü bakanlık bürokrasisinde. Oysa yetiştiriciler olarak bizler Samsun'u, avantajlarını kullanarak hiçbir sosyal çatışmaya ve çevre sorununa yer vermeden Türkiye'nin bir numaralı balıkçılık merkezi yapabiliriz." ifadelerini kulandı.