Sağlıklı beslenmenin vazgeçilmezleri arasında yer alan su ürünlerinden yeterince yararlanabilmek için sofralarda her seferinde farklı balık türlerine yer verilmesi istendi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedii Cicik, balığın omega-3 değerinin yüksek, doymamış yağ oranının düşük olması nedeniyle başta kalp ve damar tıkanıklarının giderilmesindeki etkisi olmak üzere, sağlık açısından çok önemli yararlarının bulunduğunu söyledi.
Yapılan araştırmalara göre anne karnındaki bebeğin ve küçük çocukların beyin gelişimine bile olumlu etkisi olan balığın sıklıkla tüketilmesini öneren Cicik, şöyle devam etti: "Türkiye’de ’denizden babam çıksa yerim’ diye bir söz var. Biz her zaman bu sözü destekliyoruz. Su ürünleri her zaman tüketilmeli. Ama biz balık tüketirken alışkanlıklara bağlı kalıyor, genelde sofralarımızı hep aynı türle süslüyoruz. Balık tüketmeyi seven çoğu ailenin bile, sofrasında her zaman aynı balık çeşidi bulunuyor. Oysa ki, her balığın kendine has ve farklı besin değerleri var. Mesela barbun ve dil balıkları dip balığıdır. Denizin dibindeki canlılardan beslenir. Sardalya ise denizin orta bölümlerinde beslenir. Lüfer avcı bir balık olmasından dolayı, çok geniş yelpazedeki canlıları tüketerek beslenirken, hamsi ise sadece omurgasız canlılarla beslenir. Bu nedenle her balığın besin değeri farklıdır. Bu yüzden sofrada her zaman aynı balık yerine farklı balık türlerine yer vermemiz gerekir. Balık tüketmek her zaman yararlı. Ama nasıl ki, her gün hamurlu veya et ağırlıklı yemek yanlışsa, her zaman aynı balık türünü tüketmek de doğru değil. O yüzden soframızda her seferinde farklı türlerde balıklara yer vermeliyiz."
Tek tip beslenmenin her zaman zararlı olduğunu dile getiren Cicik, "Balıkların mevsimini bilmek lazım. Balık pazarlarına baktığımız zaman çok farklı türde balıklar tüketiciye sunuluyor. O yüzden aslında çeşitliliğe yer vermek çok da zor değil. Tek yapmamız gereken, alışkanlıklarımızı bir kenara bırakarak, farklı lezzetlere de şans tanımak" diye konuştu.
Balık tüketimi çok az
Prof. Dr. Cicik, yapılan tüm tanıtım çalışmalarına rağmen, Türkiye’de balık tüketiminin henüz istenilen seviyeye çıkarılamadığını dile getirdi.
3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde herkesin denizin nimetlerinden daha fazla yararlanmasını isteyen Cicik, "Balık tüketimimiz hala çok az. Başta hamile kadınlar ve çocuklar olmak üzere herkesin bol bol balık tüketmesi lazım. Türkiye’de su ürünleri tüketimi yıllık kişi başına 6-8 kilogram arasında değişiyor. Japonya’da ise bu rakam 70 kilogram düzeylerinde. Bu kıyaslama Türk insanının balık tüketiminde ne kadar geride olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Balık pazarlarındaki fiyatların da şu günlerde oldukça uygun olduğunu ifade eden Cicik, herkesin bu fırsatı iyi değerlendirip, bol bol balık tüketmesini istedi.
Mersin Balık Pazarında bazı balıkların kilogram fiyatları ise şöyle: "Sardalya 3 TL, Hamsi 5 TL, Barbun 12-15 TL, Çupra ve levrek 13-17 TL, Kefal 5-7 TL."
Milliyet