Gemi Mühendisleri Odası tarafından Türkiye'nin ve Avrupa Birliği'nden kamu, endüstri ve sivil toplum kuruluşlarının önde gelen temsilcilerinin katılımıyla “AB YOLUNDA TÜRK DENİZCİLİK SEKTÖRÜ” konulu bir sempozyum düzenlendi. Egemen Bağış, bakanlığının himayesinde ve Gemi Mühendisleri Odası'nın ev sahipliğinde düzenlenen "AB Yolunda Türk Denizcilik Sektörü Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, denizcilik sektörünün temsilcilerine seslendi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbulsuz bir Avrupa'nın çok fakir kalacağını belirterek, "Bundan sonraki sürecin çok daha rahat olacağına inanıyorum. Ama bu inatlarından vazgeçmezlerse su almaya başlayan Avrupa Birliği gemisi çok daha zor girdaplarda ne yapar onu da onları düşünmeye davet ediyorum" dedi.
Türkiye gemisinin fırtına dinlemeden rotasında ilerlediğini, alabora olma riskini de geride bıraktığını belirten Bağış, artık Türkiye'nin farklı bir noktaya geldiğini anlattı.
Bağış, "Artık Türkiye kimsenin kapısında medet uman bir ülke değil. Başkalarının, kapısında medet umduğu bir ülke haline geldi. Türkiye'yi çaresiz mürettebatın elinden kurtardık" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın "adalet ve vicdan limanında bekleyen bütün insanlığın umutlarını yeşerttiğini" ifade eden Bağış, bugün bölgesinin umudu haline gelen Türkiye'nin dünya barışı için kilit ülke olduğunu söyledi.
İstikrar, güven ve çalışma bizi bu noktaya getirdi
Türkiye'yi ziyaret eden Microsoft Üst Yöneticisi Steve Ballmer ile dün akşam yameğinde bir araya geldiğini anlatan Bağış, Ballmer'in kendisine Türkiye'nin son 10 yıldaki başarısının nedenini sorması üzerine "İstikrar, güven ve çalışma" cevabını verdiğini kaydetti.
Bağış, "Geçmişte de çalışıyorduk ama istikrarımız yoktu. Ortalama 1,5 yıl süren hükümetlerle yönetildik. 2 hafta bakanlık yapanlar vardı. O ülkede tabii ki bir yere varılmaz. Ama şimdi istikrar, güven ve çalışmayla bu millet hak ettiğini alır" diye konuştu.
Denizcilik sektörü temsilcilerinin AB'de vizesiz dolaşma imkanı için yeşil pasaport talep ettiklerini hatırlatan Bağış, sadece yeşil pasaportluların değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin Avrupa'ya vizesiz gitmesinin önünü açacaklarını, bunun için çalıştıklarını söyledi. AB'nin, konu Türkiye olunca "binbir türlü arıza, sorun" dile getirdiğini belirten Bağış, ihtiyaçlar söz konusu olduğunda da mutlaka bir çözüm yolu bulunduğunu kaydetti.
Letonya'yı ziyaretinde bu ülkenin cumhurbaşkanının AB'nin bir uzlaşı kültürü üzerinde kurulduğunu, bir konuda uzlaşı varsa en büyük sorunların bile bir gecede çözülebileceğini, uzlaşı olmadığı takdirde çok küçük bahanelerle Türkiye'nin üyeliğine mani olunabileceğini anlattığını aktaran Bağış, şöyle konuştu:
"İşte o uzlaşıyı haklı olmakla değil, güçlü olmakla elde etmek durumundayız. Türkiye güçlendikçe bu süreç de çok farklı bir noktaya doğru gidiyor. 'Dizlerimizin üzerine sürünerek, Türkiye'ye gidip yalvaracağız' diyenler var. Biz kimseyi yalvartmayız, kapımıza gelen kimseyi de süründürtmeyiz. Vakti zamanı geldiğinde, eşit müzakere mücadelesinde elde ettiğimiz haklarla Türkiye'yi inşallah hak ettiği noktaya getireceğiz. Bunu yaparken de denizcilerimizden çok şey öğreniyoruz. Çünkü denizcilerimiz cesurdur, sabırlıdır, çalışkandır, hoş görülüdür ve denizciler Allah'tan başka kimseden korkmazlar. AB müzakerelerinde de biz o denizcilerin dik duruşundan ilham alıyoruz.
İnatlarından vazgeçmezlerse, su almaya başlayan AB gemisi çok daha zor fırtınalarda ne yapar. Onu da düşünmeye kendilerini davet ediyorum."
"Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 3 tarafı denizlerle kaplı Türkiye'nin "dört tarafı düşmanlarla kaplı" denilerek içe kapatıldığını ifade ederek, "Ama dünyada önemli gelişmeler oldu ve onları biz yeniden yakalamaya çalışıyoruz. İşte Türkiye'nin son 10 yılda içinden geçmekte olduğu süreç, Türkiye'nin kendi bölgesindeki diğer ülkelere ilham kaynağı olması süreci aslında denizcilik sektöründe attığımız adımlarla alakalı çok önemli bazı gerçekleri vurguluyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez" dediklerini ve kendi rotalarını koyduklarını anlatan Bağış, şunları söyledi:
"Biz millet olarak bin yıldır batıya doğru ilerliyoruz, Orta Asya'dan çıktık, Viyana kapılarına kadar gittik. Bugün de Brüksel'e gidiyoruz. Bu seferde barış, adalet ve küresel sorunları çözme arzusundayız. Bunu göremeyenler, bir takım endişeler taşıyor olabilir ama onların o ön yargılarını kırmak da yine bizlere düşecek, yine biz çalışkanlığımızla onlara da kendi rotalarını hatırlatarak, AB'nin kuruluş felsefesini hatırlatarak, inşallah onları da doğru yola çekeceğiz. Türkiye, Avrupa'nın kronikleşmiş sorunlarını çözebilecek kilit ülke."
Güney Kıbrıs yönetimine çağrı
Bağış, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde yarın cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağını hatırlatarak, yeni yönetimin, Annan Planı'nın reddedilmesinin en büyük mağdurunun Güney Kıbrıs olduğunu fark etmesini temenni ettiğini söyledi. Egemen Bağış, "AB'nin dönem başkanlığını yürütürken iflaslarını ilan etme noktasına geldiler. Neden iflas noktasına geldiler. Çünkü yarın ne olacağı bilinmeyen bir adada kimse yatırım yapmak istemiyor" dedi.
Güney Kıbrıs'ın, dünya deniz taşımacılığında en büyük filoya sahip olduğunu ama Türkiye limanlarına giremediklerini de hatırlatan Bağış, "Taşımacılıkta ciddi kayıplara uğruyorlar. Barış Planı'nı kabul etmiş olsalardı, ada da istikrar, güven altına alınmış olacaktı. Dünyanın en önemli turizm cennetlerinden biri olacaktı, oraya yatırım akacaktı ama inat nelere mal oldu, onu o çok iyi gördük" şeklinde konuştu.
Bağış, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne "Gerçekten kurtulmak istiyorsanız, gerçekten barış istiyorsanız, AB üyesi ülkelerin Ercan Havalimanı'na uçmasına koyduğunuz engeli kaldırın, biz de limanlarımızı size açalım" şeklinde çağrıda bulundu.
Türkiye'nin limanlarının Güney Kıbrıs'a 1987 yılına kadar açık kaldığını anımsatan Bağış, "Yeniden açarız, limanları açmamız onları tanımamız anlamına gelmez. AB ülkelerinin de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Ercan Havalimanı'na uçması diplomatik tanıma olarak algılanmamalıdır. Nasıl bugün dünyada birçok ülke Tayvan'ı tanımazken Tayvan'la ticaret yapıyorsa, KKTC'yle de bal gibi ticaret yapabilirler. Akıllı olurlarsa Kıbrıslılar çok çok büyük bir refahı birlikte yakalayabilirler" dedi.
virahaber.com