Aynı Gemide Yeni Yıla Girerken...

HAKKI ŞEN

Yeni bir yıla ömrümüz akarken, bir yılı daha geride bıraktık. Hırsızı, soysuzu dışarıda bırakırsak, hepimiz aynı gemideyiz. Denizcilik sektöründe her ne yaşanıyorsa; üzüntüyü de, sevinci de bu geminin içinde kimler varsa hep birlikte yaşamaktadır. Elbetteki geride bıraktığımız yılda yaşanan başarı ve başarısızlıklardan ders çıkarmamız gerekiyor. Yeni yılın limanından demir alırken, gemide yaşanan sorunları limanda bırakarak yeni bir yıla rota çizemedik. 2008’in ikinci yarısında ABD’de başlayıp bütün dünya ülkelerinin filosunu vuran küresel ekonomik fırtına, ne yazık ki Türkiye gemisini de vurdu. Hala yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle bu kez gemimiz sorunları limanda bırakamadı. Üstelik artık bu ortak gemi, eskiden olduğu gibi bahçe havuzunda yüzdürdüğümüz kağıttan kayık değil. Dünya piyasalarının global ve fırtınalı sularında seyreden çağdaş bir gemi...Yani artık kumda oyun oynamıyoruz. O nedenle hem dünya ölçeğinde, hem ulusal ölçekte ekonomik göstergelerin alarm verdiği, Merkez Bankası başkanının bile ciddi sularda olduğumuzun uyarısında bulunduğu bir dönemde bütün alanlardaki oyun kurucular; yani siyasiler, devletin bütün kurumlarının sorumluları, işadamları, vatandaşlar, kısaca hepimiz attığımız yanlış adımları görmeli ve hemen geri adım atma erdemini göstermeliyiz.

 

2009 yılında küresel sularda seyreden çağdaş Türk gemisinin kaptan köşkünde ve gemide görev alan her mürettebat konusunda uzman kişilerden oluştuğundan, önemli başarılara imza atıldı. Bu başarının sırrı; başta kaptanımız Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere idaresiyle, sektörü, üniversitesi, medyası ve çalışanlarıyla yaratılan ortak sinerjinin bir sonucudur. Bu sinerji bizi bu günlere taşımıştır. Bu günleri de yine ortak akıl ve ortak sinerji ile aşacağımızdan eminiz.

 

2009 yılı; denizcilik sektörümüzde yaşanan talihsiz iş kazaları, global ekonomik kriz sonucunda işini kaybeden işadamlarımız, işini kaybeden çalışanlarımız için tam anlamıyla kaosa dönüşen bir yıl oldu. Başta Prof. Dr. Yücel Odabaşı olmak üzere kaybettiğimiz önemli insanlarımız ise, sektörde derin yaralar açtı. Yaşanan bu kötü olayların yanı sıra elbetteki göğsümüzü kabartan güzel şeyler de oldu. Türkiye’nin beyaz listeye geçişi, hayalini bile kuramayacağımız bir gelişmeydi. Bu gurur verici gelişmeye, ulusal kuruluşumuz Türk Loydu’nun başarısı da eklendi. Bu başarılar, Türk denizcilerinin uluslararası sularda elde ettiği başarılardır. Bu başarının elde edilmesi için çok ciddi çabalar sarf edilmiştir. Ulusal sularda ise; yıllardır tekne sahiplerini inleten vergilerin kaldırılması ve Türk bayrağına geçişin kolaylaştırılması 2009’a damgasını vuran gelişmelerdir.

 

Bütün dünyada yaşanan küresel ekonomik krizden Türkiye de nasibini almaktadır. Birçok ülkede, ciddi bir panik havası yaşanmaktadır. Bazı ülkelerin ekonomileri tam bir çöküntü içine girmiştir. Oysa Türkiye bütün bu gelişmelere rağmen ayaktadır. Yalnızca bordasına vuran sert dalgalarla sarsılan güzel yurdumuzda paniğe hiç mi hiç yer yoktur. Burada yapılması gereken; geçmişte olduğu gibi hükümet, idare, sektör işbirliğiyle geleceği planlamak, krizin nasıl fırsata dönüşeceği ile ilgili bir rota tespit etmektir. Burada hem siyasetçilerimize, hem de sektör temsilcilerine önemli görevler düşmektedir. Birlik ve beraberlik içinde bu günlerin de atlatılacağından hiç kuşku duymuyoruz. Dedik ya ”hepimiz aynı gemideyiz” diye. Bu gemiden biz de Vira ailesi olarak kendimizi ayrı tutmuyoruz. Vira yayın grubu, iyi günlerde olduğu gibi kötü günlerde de ilkeli yayıncılık anlayışı ile yanlış yapanlara pirim vermeden sektörün yanında olmaya devam edecektir. Bu geminin içinde biz de varız ve bu sorumlulukla hareket etmekteyiz.

 

VİRA, camiamızın durumunu açıklıkla görüyor: Zaman, Karadeniz’in dalgaları arasında takalarla rota tuttuğumuz zaman değil. Zaman, uçsuz bucaksız küresel ufuklara yöneldiğimiz bir zaman...Büyük düşünmeyen; korkacak, panikleyecek ve kaybedecek. Büyük düşünen ise kazanacaktır... Yeni yılın herkese sağlık, mutluluk ve bereket getirmesini diliyoruz.