Aşırı avlanmaya çözüm kültür balıkçılığı

Son senelerde Türkiye’de gelişim içinde olan kültür balıkçılığının aşırı avcılığa karşı bir çözüm olabileceği düşünülüyor.

Türkiye genelinde trol ve gırgır ağlarıyla denizlerde avlananlar için uygulanan av yasağı 15 Nisan’da başladı. Balıkların yumurtlama ve üreme döneminde avlanmaya getirilen yasak, 31 Ağustos’a kadar sürecek. Yasak sezonu süresince balıkçı tezgâhlarında daha çok kültür balıkçılığı yöntemi ile yetiştirilen balıklar bulunacağını belirten sektör temsilcileri, son 10 yıldır Türkiye’de büyük gelişme gösteren kültür balıkçılığının aşırı avcılığa karşı bir çözüm olabileceğini vurguluyor. 

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Metro Toptancı Market Genel Müdürü Kubilay Özerkan, bugün Türkiye’de su ürünleri üretimi dağılımında, yetiştiricilik yöntemiyle yapılan üretim toplam üretimin üçte birini oluşturduğunu söyledi. 2012 verilerine göre Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında yetiştiricilikte 212 bin 410 ton ile Norveç (1 milyon 321 bin ton) ve İspanya’nın (266 bin 593 ton) ardından üçüncü sırada yer aldığını ifade eden Özerkan, “Doğal yolla avlanan balık üretimindeki iniş çıkışlara karşın, kültür balıkçılığı yoluyla pazara giren üretim oranı sürekli artıyor” dedi. 

'İthallatan ihraç eder hale geldik'

Metro Toptancı Market'in balık türlerinin yok olmasına karşı yürüttüğü çalışmalar ve kampanyalarla sürdürülebilir balıkçılığı hedeflediğini ve her geçen gün gelişen kültür balıkçılığını desteklediğini belirten Kubilay Özerkan, Türkiye’de yetiştiricilikle üretilen balıkların Avrupa’ya ihracatına önemli katkılarda bulunduğuna dikkat çekti. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Özerkan, Türkiye’de kültür balıkçılığıyla sağlanan üretimin önemli bir paya sahip olduğunu, avcılık yöntemiyle yapılan üretimde çeşitli dalgalanmalar olmasına rağmen, kültür balıkçılığında çıtanın sürekli yükseldiğini ifade ederek “Son dönemde Türk balık üreticileri için Avrupa, en önemli ithalat kaynağı Bakanlığın da desteğiyle üretim standartları Avrupa standartlarını karşılar duruma gelmiş ve Avrupa’ya ihraç edilen tek hayvansal protein olmuştur. Metro Türkiye olarak, Avrupa’daki diğer Metro’lara ihracat yapabilmek için çalışmalar yürütüyoruz” ifadesini kullandı. Üretilen ürünlerin izlenebilirliğinin deniz balıkçılığına göre çok daha sağlıklı şekilde gerçekleştirilebildiğini söyleyen Özerkan, “Çiftliklerin bulunduğu deniz sularının analizleri de gerçekleştirilerek ağır metal seviyesi kontrol edilebilmekte, bu konu da balığın kalitesine olumlu olarak yansımaktadır. Kalite ile ilgili olabilecek soruları karşılayabilmek için artık üreticilerin havuzlarına kadar iniyor, yemlerini kontrol ediyor, bulunduğu bölgedeki deniz suyunu analiz ederek ağır metal seviyesini takip ediyoruz” dedi. 

'Aşırı avcılığa karşı bir çözüm'

Öte yandan konuyla ilgili görüşlerini açıklayan İ.Ü. Öğretim Üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Balık stoklarında değişik nedenlerle görülen azalma, denizlerde ve iç sularda canlı kaynakların değerlendirilmesini gündeme getirmiştir. Bundan dolayı da, su ürünleri yetiştiriciliği günümüzde hızlı bir şekilde büyümektedir” şeklinde konuştu. 

Deniz balıklarının sürdürülebilir olması için kültür balıkçılığının gerekli olduğunun altını çizen Öztürk, dünya genelinde deniz ve okyanuslarında doğal stokların azaldığını da söyledi. Bunu dengelemenin yolunun üretimini denizlere kaydırmak ve yetiştiricilik yapmak olduğunu vurgulayan Öztürk, “Çiftlik balıklarının birçok avantajı vardır. Çünkü aşırı avcılık nedeniyle yıpranan stoklar için bir alternatif çözümdür. Doğal yolla yapılan avcılıkta av kadar hedef dışı avlanma da yapılmaktadır. Bu oran ortalama %20 civarındadır. Yani avlanmaması gereken küçük su canlıları ve balıklar da avlanmaktadır. Kontrollü yetiştiricilikte ise sadece hedef balık avlanmaktadır. Yetiştiricilikle elde edilen balıkların iç organları hemen temizlenirken doğal yollarla yapılan avcılıkta ürün pazara çıkana kadar geçen sürede kalite kayıpları olmaktadır” dedi. 

Öztürk son olarak, “İster deniz, ister üretim balığı olsun önemli olan denizlerin ve su canlılarının yaşam alanlarının ve kirlenmenin önlenmesidir. Kirli bir suda hiçbir canlı yaşamaz, bu nedenle denizlerin korunması sorunu her geçen gün daha da önem kazanıyor” açıklamasında bulundu.

 

 

 

 

 

 

 

virahaber.com

BALIKÇILIK Haberleri

Kırklareli’nde İstavrit ve Çinekop Bolluğu
Elazığ'da Amatör Balıkçı 21 Kiloluk Sazan Yakaladı
Türkeli'de Hamsi Avcılığı Denetimleri Sıklaştı
Havalar Soğuyunca Balığa Talep Arttı
Kırklareli'nde Yakalanan Nesli Tehlikedeki Mersin Balığı Denize Bırakıldı