Verimliliklerini artırmak için Aliağa’yı seçtiklerini söyleyen Maersk Karadeniz Ülke Grubu Satış Direktörü Simon Martyn Antony Brown, operasyonlarını İzmir Alsancak Limanı’ndan Aliağa TCE Ege Limanı’na aldıklarını anımsattı. İzmir Alsancak Limanı’nda yaşanan liman sıkışıklığı ve buna bağlı olarak gemilerin yanaşmak için ortalama 2-3 gün beklemelerinin, yanaştığında da operasyonel sorunlar yüzünden yaşanan ilave gecikmelerin, özellikle haftalık servis veren konteyner hatlarına büyük maliyetler oluşturduğunu söyleyen Brown, “Biz, 2010 yılının Nisan ayında başında radikal bir karar ile tüm servislerimizi İzmir Alsancak Limanı’ndan alarak Aliağa TCE Ege Limanı’na kaydırdık. Burada ilk başlarda zorluklarla karşılaşacağımızı biliyorduk. Ancak bu servis güvenirliği ve verimliliğini artırmamız için gerekliydi. Liman, gümrük yetkileri, ithalat ve ihracatçılarımız, o bölgede servis veren nakliyecilerimiz ile birlikte, ortak çalışarak yaşanan sorunları bir bir çözerek bugüne kadar epey yol aldığımızı söyleyebilirim. 2010 yılı bizim için bu bölgeyle tanışmamız, buradaki operasyonel ve gümrüksel altyapıyı sağlamlaştırmakla geçti diyebiliriz. 2011 yılında ise bu sağlam altyapının üstüne yavaş yavaş binayı inşa etmeye başladık” şeklinde konuştu.
Simon Martyn Antony Brown, Maersk Line’ın Türkiye pazarındaki faaliyetlerini, 2001 yılında 1993’ten bu yana acenteliğini yapan Merit Denizcilik ile ortaklaşa Maersk Denizcilik’i kurarak sağlamlaştırdığını belirtti. Maersk Line’ın 2008 yılında ortağının yüzde 40’lık payını alarak yüzde 100 uluslararası sermayeli bir şirket haline geldiğini ifade eden Brown, “ Türkiye, şu anda şirketin 52 ülke grubunun sekiz bölgeye ayrıldığı yapısı içinde Akdeniz Bölgesi’ne bağlı bulunuyor. Romanya, Ukrayna ve Gürcistan’ın da yer aldığı Karadeniz grubunun merkezi konumunda. Maersk Line’ın Türkiye’de şu anda İstanbul, İzmir, Mersin ve Bursa’da olmak üzere dört şehirde ofisi ve 200’den fazla çalışanı var. Şirket Haydarpaşa, Ambarlı, İzmit, Gemlik, Aliağa ve Mersin limanlarında haftalık düzenli konteyner gemi seferleriyle hizmet veriyor” şeklinde konuştu.
“Aliağa’nın verimliliği Alsancak Limanı’na göre daha yüksek”
Brown, konteyner taşımacılığının bir saatin çarkları gibi senkronize hareket etmek zorunda olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Herhangi bir limanda olabilecek herhangi bir gecikme domino taşları gibi diğer limanlardaki operasyonları da etkiliyor. İzmir Alsancak Limanı’nda draft yüzünden yüksek tonajlı gemiler yanaşamıyordu. Bu problem Aliağa Limanı’nda yaşanmıyor. Ayrıca İzmir Limanı’ndaki verimlilik bazen saatte 5-6 harekete kadar düşerken, Aliağa’da bu 25-30’a kadar çıkabiliyor. Tabii bu avantajların yanında dezavantajlarda yok değil. İzmir ile arasındaki mesafe bunlardan biri. Bu bazı müşterilerimize ek maaliyet getirmekte. Bunun dışında bazı ihtisas gümrüklerinin olmaması yüzünden ithalat ve ihracatçılarımız problem yaşayabiliyor.”
Maersk Line olarak geçtiğimiz ay yeni bir feeder servisini devreye aldıklarını dile getiren Simon Martyn Antony Brown, bu servis ile birlikte özellikle Batı Afrika, Güney ve Kuzey Amerika Doğu sahillerine olan servisleri tek aktarmaya indirerek transit sürelerini kısalttıklarını dile getirdi. Brown, “Bu servisimiz deneme amaçlı, ancak oluşan talebe göre bir daha gözden geçireceğiz. Ayrıca bünyemizde bu yıl kurulan yeni şirketimiz Seago Line hattımızın servis verdiği Kuzey Avrupa direkt servisimizde de bazı düzenlemelere gittik. Belçika, Antverp Limanı’na olan transit süremizi yaklaşık bir hafta kısalttık” şeklinde konuştu.
“Hedefimiz % 95 oranında tam zamanında varış oranını tutturmak”
2011 yılında bölgeye verdikleri servis kalitesini daha da artırmayı ve bu bölgedeki yerlerini sağlamlaştırmak istediklerinin altını çizen Brown, sözlerini şöyle tamamladı:
“Maersk Line olarak hedefimiz global olarak yüzde 95 oranında tam zamanında varış oranını tutturmak. Bizim Kuzey Avrupa direkt servisimiz her cumartesi gelip pazar günlerinde kalkacak. Amacımız bu verdiğimiz servisi her daim tutturmak. Böylece müşterilerimiz tedarik zincirlerini buna göre rahatlıkla ayarlayabilecekler, başta stok maaliyetleri olmak üzere toplam maliyetlerini azaltabilecek.”
“ALİAĞA’DA ALTYAPIYI KURDUK, BİNAYI İNŞA ETMEYE BAŞLADIK”
2010 yılının Nisan ayında başında radikal bir karar ile tüm servislerini İzmir Alsancak Limanı’ndan alarak Aliağa TCE Ege Limanı’na kaydırdıklarını aktaran Simon Martyn Antony Brown, “2010 yılı bizim için bu bölgeyle tanışmamız, buradaki operasyonel ve gümrüksel altyapıyı sağlamlaştırmakla geçti diyebiliriz. 2011 yılında ise bu sağlam altyapının üstüne yavaş yavaş binayı inşa etmeye başladık” şeklinde konuştu.