Külköylüoğlu, birçok uluslararası çalışmanın yürütüldüğü Yeniçağa Gölü'nde normalden 300 kat fazla ağır metal bulunduğunu söyledi.
Ağır metal oluşumuna çevrede bulunan fabrika, mezbaha ve köylerden gelen atık suların neden olduğuna dikkati çeken Külköylüoğlu, "Yeniçağa'da akademisyenlerin yaptığı çalışmalar sonucunda hem suda hem de kerevitlerin değişik kısımlarında ağır metallerin çok yüksek olduğu tespit edildi. Kerevitlerde normalde olması gerekenden 300 kat fazla ağır metal mevcut. Bu ağır metaller, su kalitesinin düşük olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Ağır metallerin, gölde yaşayan canlılar ile göl suyunun kullanıldığı tarla ve bahçelerdeki bitkilerde birtakım olumsuz etkileri olabileceğini ifade eden Külköylüoğlu, "Bunun tehlikeli yanı şu. Siz şimdi bu gölü herhangi bir amaçla, örneğin tarla sulama amacıyla kullanıyorsanız. Tarlayı suladığınız zaman bitki bunu alıyor ve bitkilerde ağır metallerin etkisi katlanarak artıyor. Ağır metaller aynı zamanda toprağa karışıyor. Dolayısıyla toprağın da toksik maddeyle dolmasına neden oluyor. Daha sonra orada yetiştireceğiniz ürün, o suyu kullanmasanız bile toprakta ağır metal olduğu için etkileniyor" şeklinde konuştu.
Göl suyu kullanılarak yetiştirilen ürünlerin insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olabileceğine işaret eden Külköylüoğlu, vatandaşların bu ürünleri sürekli tüketmemesi gerektiğini vurguladı.
"Bitkiler göl suyundan yararlanılıyorsa halk sağlığına yönelik tehdit olabilir" diyen Külköylüoğlu, "Gölde bulunan ağır metaller balıkları da etkiliyor. Biz onun çalışmasını yapmadık ama daha önceki çalışmalardan biliyoruz. Balıklarda da ağır metallerin yoğun olduğunu biliyoruz. Göl suyunun etkisi altında kalan bitki ve balıkları devamlı tüketmemek gerekiyor. Bu, halk sağlığı açısından tehlike arz ediyor"
virahaber.com / trt