AB’nin getirisi: Tüketicinin Korunması Kanunu

Prof. Dr. Uğur Özgöker

Türkiye’nin Küreselleşmeye ayak uydurması ile birlikte günlük hayatımızı kolaylaştıran ve yaşam kalitemizi artıran birçok yenilik günlük hayatımıza girmiştir. 1995 yılı bu bakımdan Türkiye için dönüm noktasıdır. Türkiye o yıl evrensel ve bölgesel uluslararası ve uluslar-üstü kurum ve kuruluşlarla entegrasyonu’ nu gerçekleştirmiştir. 1 Ocak 1995 tarihi itibarıyla GATT’ ın ( Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması ) yerine kurulan DTÖ’ nün ( Dünya Ticaret Örgütü-WTO ) Kurucu Üyesi olmuş ve 6 Mart 1995’de de Gümrük Birliği Antlaşması'nı imzalayarak AB ile ekonomik bütünleşmesini tamamlamış ve AB ile siyasi bütünleşme yolunda çok büyük adımlar atmıştır.

Halen yürürlükte olan ve halkın % 92’lik büyük bir ekseriyetle kabul ettiği 1982 Anayasası’nın 167. maddesi amir hükmü gereğince; devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarında kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemekle yani “Rekabeti Korumak”la yükümlü kılınmıştır. Ayrıca Anayasa’nın 172. Maddesiyle de devlete “Tüketiciyi Korumak”la ilgili gerekli yasal tedbirleri almak ve tatbik etmek vazifesi verilmiştir. Ancak Anayasa’nın bu maddeleri çok açık ve tartışmaya mahal vermeyecek kadar belirgin olmakla birlikte o tarihlerde hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin adı geçen Anayasa hükümlerini uygulayacak kanunu veya kanunları çıkartmaya gücü yetmemiştir. Büyük holdingler, tröstler ve karteller Cumhuriyet Hükümetleri nezdinde muazzam ekonomik ve siyasi güçlerini kullanarak Rekabetin ve Tüketicinin Korunması Kanunlarının çıkartılmasına mani olmuşlardır. Bunun sonucu olarak Hükümetler, “Rekabet”i ihlal ederek “Tüketici”leri tekel ve kartellerin istismarından koruyacak uygulama kanunlarını bir türlü çıkartamamışlar ve tüketiciler büyük sermaye gruplarının insafına terk edilerek yıllarca korumasız kalmışlardır. Bu konuda ilk teşebbüs 1982’ de yapılmış ve yeni Anayasa’nın referandumda ezici çoğunlukla kabul edilmesinden birkaç ay sonra Ticaret Bakanlığı, Rekabeti ve Tüketiciyi koruyacak kanun tasarısını yasama organı olan Danışma Meclisi’ne sevk etmiştir. Kanun tasarısı ilgili Komisyon olan ve Başkanlığı’nı bu satırların yazarının rahmetli babası Yük. Müh. E. Alb. Nuri Özgöker’in yaptığı İktisadi İşler Komisyonun’da ( Sanayi ve Teknoloji – Enerji ve Tabi Kaynaklar – Ticaret ) kabul edilerek Genel Kurul’a gönderilmesine rağmen daha önce Ecevit Hükümetini illegal olarak devirmiş olan TÜSİAD’ ın başını çektiği büyük tröst ve karteller Ticaret Bakanlığı’na baskı yaparak kanun tasarısını Meclisten geri çektirmişlerdir. Daha sonra işbaşına gelen ANAP ve DYP-SHP koalisyon hükümetlerinin de güçleri kanunun çıkartılmasına yetmemiştir. Ancak 1994 yılının Aralık ayında imzalanması öngörülen Türkiye ile AB arasında geçiş döneminden son döneme geçişin şartlarını, usullerini ve sürelerini belirleyen Gümrük Birliği ( GB ) Anlaşması hazırlık çalışmaları sırasında AB, Türkiye’den bazı konularda AB mevzuatına uyum sağlamsını talep etmiş ve Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller’in eline yapılacak düzenlemeleri gösteren bir reçete vermiştir. 14 Aralık 1994’ te Yunanistan’ın vetosu nedeniyle GB Antlaşması imzalanamamış, Türkiye AB’ye gerekli yasal düzenlemeleri yapacağına dair kesin taahüt verince 6 Mart 1995’ te GB Antlaşması 15 AB ülkesi Dış İşleri Bakanları ile T.C. adına Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir. GB kapsamında 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ( RKHK ) ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunları ile Gümrükler Genel Tüzüğü ve Fikri-Sınai-Ticari ve Kültürel Mülkiyetin Korunması düzenlemeleri AB’nin baskısı ve zorlamasıyla kabul edilmiştir. Bu kanunları uygulamak üzere Türk Patent Enstitüsü ( TPE ), Rekabet Kurumu ve Türk Akreditasyon Kurumu kurulmuştur.

Koç Holding, Otomotiv Sanayicileri Derneği, TÜSİAD gibi büyük sermaye grupları, tröstler ve karteller Gümrük Birliği ( GB ) Antlaşmasının imzalanmaması için çok büyük çaba ve gayret sarf etmişler ancak bir Devlet Politikası ve “Aydınlanma” Projesi olan AB ile entegrasyonu sağlayacak GB’ ye bu defa mani olamamışlardır. Yine de 1994 yılında kabul edilen Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu uygulayacak olan Rekabet Kurulu’nun teşekkül etmesine 27 ay engel olmuşlar ve bu sürede de rekabeti ihlal edip tüketiciyi istismar etmeye devam etmişler yani dönemin Başbakanı Prof. Dr. Tansu ÇİLLER’in tabiriyle teneke araba üreterek tüketiciyi kazıklamayı sürdürmüşlerdir. Bu satırların yazarı; 1994-1995 yıllarında Üniversitede AB Programı Başkan Yardımcısı ve Türkiye-AB Derneği İstanbul Şubesi Genel Sekreteri olarak İstanbul’ da görev yapmaktayken, Gümrüklerden ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Baş Danışmanı olarak Üniversiteden geçici görevle Ankara’ da görevlendirilmiş ve GB çerçevesinde AB’ ye mevzuat uyumunu sağlayacak yukarda bahsedilen kanunların hazırlık çalışmalarında bizzat bulunarak katkı sağlamıştır.

Böylece Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyumu sürecinde temel yasalardan biri olan Tüketici Kanunu ilk kez Gümrük Birliği sürecine hazırlanmıştır. Tüketici Kanunu, tüketicilerin temel haklarını koruyan, üreticiyi ise sorumlu kılan bir yaklaşımla kaleme alınmıştır. Yani üretici yönlü değil tüketici yönlü bir yasal düzenlemedir.

Tüketicinin korunması alanında ilk temel metin, 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili ikincil mevzuatlardan oluşan düzenlemedir. Bu düzenleme daha sonra kanunun uygulanması sürecinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ve bu alandaki AB mevzuatına uyum sağlanması amacıyla, 2003 yılında yeniden revize edilmiştir. Bu revizyonla da mevcut kanunda önemli değişiklikler yapılmıştır.

Ancak gelişen ve değişen dünyada, yaklaşımlar ve üretim modelleri ile tüketim eğilimleri değişmiş, aynı şekilde de tüketicinin beklenti ve standart anlayışı da yükselmiştir. Kalite, verimlilik, çevre, uygun fiyat, satış sonrası yüksek hizmet, koşulsuz müşteri mutluluğu, inovasyon, Ar-Ge ( R&D ) gibi kavramlar ortaya çıkmıştır.

Meydana gelen bu değişim ve beklenti, yeniden ve daha farklı bir Tüketici Kanunu hazırlanması gerektiğini ortaya koymuştur. Bunun sonucu olarak da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan 17 Ağustos 2012 tarihinde yapılan açıklamada: “Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda tüketici haklarına ilişkin getirilen düzenlemelere uyum sağlanması, diğer taraftan süreç içerisinde yeni AB yönergelerinin düzenlenmesi ve mevcut yönergelerde yapılan değişiklikler ile uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi amacıyla 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun hemen hemen bütün maddelerinde bir değişiklik ihtiyacı hasıl olmuştur” denilmiştir.

Bu çerçevede hazırlanmaya başlayan Yeni Tüketici Kanunu genel taslak olarak hazırlanmış ve kamuoyuna sunulmuştur. Söz konusu taslak 9 kısım ve 54 madden oluşuyor. Taslağın yasalaşmasının ardından 22 adet yönetmelik hazırlanması öngörülmektedir.

Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı; bankacılıktan, konut ve kapıdan satışlara kadar pek çok konuda yeni düzenlemeler getirmektedir. Bu vesile ile Tüketici Kanunu'nun hazırlanmasında büyük emeği geçen dostum ve meslekdaşım Prof. Dr. İ. Yılmaz Aslan’a da şükranlarımı sunmayı bir borç biliyorum.

YENİ TÜKETİCİ KANUNU TASLAĞI NELER GETİRİYOR?

Sözleşmeler anlaşılır olacak
-Yasa taslağına göre tüketici sözleşmeleri ‘koyu siyah harflerle düzenlenir’ ifadesi yerine ‘açık, sade, anlaşılabilir dilde ve okunabilir şekilde düzenlenir’ olarak değişiyor.
-Bankacılık sözleşmelerinde ise hiçbir suretle tüketicilerden kredi kartı üyelik ücreti, hesap işletim ücreti, dosya ücreti, ipotek ücreti vb. isimler altında herhangi bir bedel alınması engelleniyor.
-Genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış sözleşmelerde yer alan haksız sözleşme şartlarının denetimi, tespiti ve bu tespit neticesinde yaptırım uygulanması yetkisi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na veriliyor.

Kusurlu Malın Sorumlusu Üretici Olacak
-Hatalı ürün kavramı tanımlandı. Bütün şartlar dikkate alındığında kendisinden beklenen güvenliği sunmayan ürün hatalı sayılıyor.
-Hatalı imal edilmiş bir ürün nedeniyle, bir kişi ya da başka bir mal zarar görmesi durumunda, üretici firma doğrudan sorumlu tutulacak. İade Süresi 6 Aya Çıkıyor.
-Hatalı ürünlerde sorumluluk üreticiye ait olacak. Eğer üretici yoksa yani ithal bir ürünse, böyle durumda sorumlu ithalatçı olacak.
-Satın alınan bir malın kusurlu ya da ayıplı çıkması durumunda tüketici eşdeğerde bir ürün ile değiştirme veya iade etme haklarına sahip olacak. Firmanın ise vatandaşın tercihine 30 gün içerisinde cevap vermesi gerekecek.

Ayıplı malda ihbar süresi kalkıyor
-Ayıplı mal ve hatalı ürün birbirinden ayrılıyor.
-Açık ayıpta 30 günlük ihbar süresi kaldırılıyor.
-İlk 6 ayda, satıcı malın ayıplı olmadığını, 6 aydan sonra ise tüketici malın ayıplı olduğunu ispatlamak zorundadır.
-Eser sözleşmeleri ayıplı hizmet kapsamına alınıyor. Tüketici, ayıplı hizmet sonucu ortaya çıkan eserin onarımını isteme hakkına sahip olacak.
-Tüketiciye taksitle satışlarda da 7 günlük cayma hakkı veriliyor.
-Taksitler kambiyo senedine bağlanamayacak.
-Yasa tasarısıyla tüketici kredi sözleşmesi imzalanmadan en az 1 gün önce tüketicinin bilgilendirilmesi zorunluluğu getiriliyor.
-Tüketiciye ilk defa tüketici kredisi sözleşmesinden de 14 gün içinde cayma hakkı tanıyor.
-Tüketici kredilerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilecek.

Kapıdan Satışa Sermaye Şartı
-İsteyen, kapıda satış yapamayacak.
- Kapıdan satışlarda ise firmalara 50 bin TL sermaye şartı getiriliyor. Ayrıca 7 günlük cayma hakkı süresi 14 güne çıkarılıyor.
İşyeri dışında satış yapacak olan şirketlere 50 bin lira sermaye şartı getiriliyor.
-Sözleşme tarihi tüketicinin kendi el yazısıyla attırılacak ve sözleşme örneği tüketiciye verilecek.
-Sözleşmenin ve malın tüketiciye verildiğinin ispatı müteşebbise aittir.
-Hayat sigortalarına ve bireysel emekliliğe ilişkin mesafeli sözleşmelerde 30 gün, diğer sözleşmelerde ise 14 gün cayma hakkı veriliyor.

Kayıp-kaçak bedeli alınmayacak
-Elektrik, su, doğalgaz, telefon ve internet ve benzeri aboneliklerin iptal edilmesi kolaylaşacak. Her türlü abonelik sözleşmesi kanun kapsamına alınacak. Müteşebbis iptal işlemlerinde kanuna uygun olarak hareket edecek.
-Abonelik sözleşmesinin kapsamı genişletilerek elektrik, su, doğalgaz, internet gibi her türlü abonelik dahil edildi.
-Abonelikle ilgili tüketiciyi koruyucu düzenlemeler geliyor. Örneğin, elektrikte alınan kayıp-kaçak bedeli alınamayacak.
-Tüketici, istediği anda aboneliğe son verebilecek. Aboneliğe son verme isteği, yönetmelikte belirlenecek süreler içinde yerine getirilecek.
-Aboneliğe son verme isteği süresi içinde yerine getirilmezse, bu sürenin bitiminden itibaren, abonelikten faydalanılmış olsa dahi tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemeyecek.
-Aboneliğin sona erdirildiği durumlarda, ödenen bedelin geri kalanı 15 günde iade edilecek.

Yazılı ve sesli kullanma kılavuzu Türkçe olacak
-Tanıtım ve kullanıma ilişkin hususların, malın üzerinde de yer alması halinde, yazılı ve sesli ifadelerin Türkçe olması zorunludur. Böylece otomobillerde de sesli mesajların Türkçe olması şartı aranabilecek.
-Malların kişinin sağlığı ile çevreye zararlı veya tehlikeli olması durumunda, bu bilgi ve uyarılar tanıtma ve kullanma kılavuzunda açıkça görülecek şekilde yazılacak.
-Paket tur sözleşmesinin esaslı unsurlarında değişiklik olması durumunda tüketici sözleşmeden dönme hakkına sahip olacak.
-Dönme durumunda, yapılan tüm ödemeler 7 gün içinde iade edilecek. Ancak hizmetten yararlanma oranında uygun bir kesinti yapılabilecek.

Hakem Heyetleri
-Hakem heyetleri 2 bin TL’ye kadar bağlayıcı karar alabilecek
-Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’nda tüketici sorunları hakem heyetlerinin il merkezlerinde ve ihtiyaç duyulan ilçelerde kurulması öngörülüyor.
-Hakem heyetlerine sadece tüketiciler başvurabilecek.

Tüketici Mahkemeleri’nde resim ve harç kalkıyor
-Tüketici davaları resim ve harçtan yeniden muaf tutulacak. Tüketici örgütlerince açılan davalardaki bilirkişi ücretleri ve davanın aleyhe sonuçlanması durumunda ödenecek avukatlık ücreti Bakanlıkça karşılanacak.
-Taslakta ceza miktarları güncellenirken, yeni yasada her madde için öngörülen ceza ayrı ayrı düzenleniyor. Bazı durumlarda sözleşme başına, bazı durumlarda da işlem başına ceza öngörülüyor.

Konutta ödeme banka üzerinden yapılacak, teslim süresi 36 aya çıkıyor
-Konut veya tatil amaçlı taşınmazların ön ödemeli satışları düzenlendi.
-Tüketici, ödemeleri sözleşmede belirtilen bir bankada kendi adına açılacak gelir getiren bir tasarruf veya yatırım hesabına yatırmakla yükümlü olacak. Yani tüketici konutta ödemelerini bankadan yapacak.
-Satışların resmi şekilde yapılması hüküm altına alınıyor.
-Taşınmazlara ilişkin teslim süresi 30 aydan 36 aya çıkarılıyor.
-14 günlük cayma hakkı getiriliyor.
-Ön ödemeli satışlarda, devir ve teslim tarihine kadar tüketici, herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönmesi halinde satım bedelinin yüzde 2’sine kadar sözleşmeden dönme cezası ödemesi öngörülüyor.

Konut kredilerinde erken ödeme ücreti yüzde 1’e iniyor
-Yüzde 2 olan erken ödeme ücretinin, Yüzde 1’e indirilmesi öngörülüyor.
-Konut finansmanı kuruluşu tarafından kredi verilmesinin isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanamayacağı hüküm altına alınıyor.


Doç. Dr. Uğur ÖZGÖKER

Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Genel Başkanı

İstanbul AREL Üniversitesi İngilizce Uluslararası ilişkiler Bölüm Başkanı ve ERASMUS Koordinatörü.

Türk-Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Kaynakça
1) www.stargazetesi.com
2) www.hangisi.net
3) www.alomaliye.com
4) www.kamudan.com